Birileri kaybederse
niçin kaybeder?
Kibrinden,
Güç zehirlenmesinden
ve hubris sendromu yaşamasından,
İstişareyi, ekip
ruhunu bırakıp başına buyruk hareket etmekten,
Beraber ıslandığı
yol arkadaşlarını bir bir yanından uzaklaştırmaktan ve yolda bulduklarıyla yola
devam etmekten,
Yanından
uzaklaşanları ulu orta eleştirmesinden,
Yanından
uzaklaşanları veya uzaklaştırdıklarını nankör ilan etmekten,
Bir zamanlar
yaratılanı severiz, Yaradan'dan ötürü sözünü bırakmasından,
Ağzının ayarı ve
fermuarı olmadığından,
Muhataplarına her
türlü hakareti yapmasından,
Bozuk
üslubundan,
Gece gündüz durmadan
konuşmasından,
Etrafında alternatif
bırakmamasından ve alternatifsizliğine oynamasından,
Tükürdüğü her şeyi
yalamasından,
Sürekli zikzak
çizmesinden,
U dönüşünde sınır
tanımamasından,
En son söyleyeceğini
ilk başta söylemesinden,
Eleştirdiği,
ayıpladığı ve kızdığı ne varsa hepsini fazlasıyla yapmasından,
Lügatimize "af
talebi" ve "af talebi kabul edildi" sözcüklerini
kazandırmasından,
Ekonomiyi aldığı noktadan
daha kötüye götürmesinden,
Emellerine ulaşmak için
dini ve ince kutsal sayılan ne kadar değer varsa, kullanmakta ve istismar
etmekte sınır tanımamasından,
Birlikte çalışırken uzaklaşıp
giden kim varsa, kazandığı mevkii sayemde edindi mesajı vermekten,
Yanında uzaklaşan ne
kadar kişi varsa hepsini kötü görmekten, kendisini sütten çıkmış ak kaşık görmesinden,
Siyasi hayatıma da mal
olsa asla yapmayacağım dediği ne varsa hepsini yapmasından,
Seçim ekonomisi uygulamasından,
Kendisini bulunmaz Hint
kumaşı görmesinden,
Rakiplerini hor görmesinden,
Her konunun kitabını
yazmasından,
Her işten anlarım, en
iyi ben bilirim özgüvenine sahip olmasından,
Devletin her türlü imkanını
har vurup savurmasından,
İnadından,
Deve gibi kinciliğinden,
Kendisini kurtarıcı görmekten,
Adalet duygusunu yok
etmekten, oluşturduğu mağduriyetlerden,
Her şeyi kendisine bağlamaktan,
Mağrurluktan hiç ödün
vermemesinden,
Kırıp döktüğü ne varsa hepsini “Allah beni affetsin” şeklinde geçiştirmekten...