Çocuklarımız,
karma eğitimde mi yoksa teşbihte hata olmasın, haremlik-selamlık diyebileceğim
kız-erkek ayrı okullarda mı okumalı? Bu konuda toplumun tek fikir olduğunu
sanmıyorum. Karma olsun diyenler olabileceği gibi ayrı olsun diyenler de
vardır. Ayrı ve karışık okumanın, olumlu ve olumsuz yönleri vardır mutlaka.
Çünkü sosyal olaylarda tek doğru yoktur. Bana ikisinden birini seç denirse
seçim yapmakta zorlanırım. Ama hangisi faydaya daha haiz değil denirse,
çocukları ayrı okul ve sınıf ortamlarında okutmaya tabi tutmanın, tüm iyi
niyetlere rağmen iyi sonuç vereceğini düşünmüyorum. Çocuklara ayrı veya karışık
eğitim yaptırırken insan ve çocuk psikolojisini düşünmek, hangisinin yararları
daha fazla, bunun üzerine kafa yorup ona göre harekete geçmek gerek diye
düşünüyorum.
Karma
eğitim sorunsuz mu? Değil. Kız-erkeğin bir olduğu yerde sorun olur, kız kıza
okunan yerde de sorun olur, erkek erkeğe okunan yerde de sorun olur. Yani bir
yerde birden fazla insan varsa orada sorun mukadderdir. Sorun oluyor diye ne
yapacağız? Bence sorunla yüzleşmek, sorun çıkmaması için çaba göstermek, sorun
çıkıyorsa sorunu gidermek için çaba sarf etmek gerek. Sorun çıkar veya çıkıyor
diye okulları kız ve erkek olarak ayırmayı, sorundan kaçma ve pansuman
tedbirlere başvurma olarak görüyorum.
Neden
denirse, insanoğlu sosyal bir varlıktır. Hayat sadece okullardan ibaret olsa
kızı ve erkeği ayıralım diyeceğim. Ama hayat dediğimiz şey okullardan ibaret
değil. Hayatın her alanında kız ve erkek vardır ve iç içe yaşar. Bir elmanın
yarısı gibidirler. Kadın ve erkek de birbirlerine ilgi duydukları kadar
muhtaçtırlar da. Ne kadın erkeksiz ne de erkek kadınsız yapabilir.
Öyle
değil mi gerçekten. Okul ve sınıflarda cinsiyet ayırımına tabi tutuğumuz kız ve
erkek; cadde ve sokakta, alışveriş merkezlerinde, park, bahçe ve pazarlarda,
mahallede, servis ve toplu taşımalarda, işyerlerinde bir ve beraber değiller
mi? Bundan doğal bir şey de olamaz. Kadın ve erkeği ayrı dünyaların insanları
olarak ayrı ortamlarda yaşatamayacağımıza göre bunları bir arada nasıl
sosyalleştiririz üzerine kafa yormak lazım. Çünkü ayrı sınıf ve okul
ortamlarında yetişen çocukları bekleyen en büyük tehlike sosyalleşme sorunudur.
Kız görmeden veya erkek görmeden, erkek erkeğe veya kız kıza büyüyenler,
toplumun içine girdikleri zaman neye, kime, nerede, nasıl, ne şekilde davranacağının
ve nasıl konuşacağının sorunu ile karşı karşıya kalırlar. Genellikle karşıt
cinsle uzun süre iletişim sorunu yaşarlar. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını.
Hoş,
sorunlar dolayısıyla kız ve erkeğin sınıf ve okullarını ayırdık diyelim. Çağın
ve teknolojinin geldiği noktayı nereye koyacağız? Çünkü bugün sanal alem,
dijital ortam, cep telefonu ve İnternet hayatımızın bir parçası. Bu teknoloji
sayesinde uzak yakın olabiliyor. Eve kapattığımız çocuğumuz bu teknoloji
sayesinde dünyanın öbür ucundaki tanımadığı kişilerle iletişime geçebiliyor.
Değil ki ayrı okullarda okuyan çocuklar iletişime geçemesin. Yani kız ve erkeği
bekleyen tehlike, evlerimize kadar sirayet etti. Durum bu iken okul, bina ve
sınıf ortamlarını ayırmayı kafamızı kuma gömmeye benzetirim. Dağda evliya
yetiştirmeye çalışmaktansa toplum içerisinde kızın ve erkeğin kendini koruyabileceği
ve gelmesi muhtemel tehlikelere karşı kendilerini nasıl koruyacağını
öğrenmelerinde fayda vardır.
Kız
ve erkek aynı sınıflarda okuduğu zaman öğrencilerin davranışlarında -istisnalar
kaideyi bozmamakla beraber- olumlu yönde değişiklik olabileceğini düşünüyorum.
Sınıfından bir kıza ilgi duyan -bunun tersi de mümkün- ilgi duyduğu karşıt
cinse, kendini göstermek bakımından derslerine ve davranışlarına daha bir özen
gösterebilir. Bu da başarıyı getirebilir. Burada, bunlar aşk hayatını okullarda
yaşasın demek istemiyorum. Doğası gereği karşıt cinse ilgi duyan biri, ileride
evlenmeyi düşündüğü kişiyi okul ortamında tanımış ve test etmiş olur. Bundan eş
olur veya olmaz dedirtir. Bu da evliliğin temellerinin daha sağlam atılmasına
sebebiyet verebilir. Çünkü sınıf ortamı bir günlük, üç günlük değil. Neredeyse
4 yıl boyunca birbirlerinin hal ve hareketlerini, ders başarısını, neye
güldüğünü vs. gözlemlerler. Davranışlar pozitif enerji veriyorsa, ileride
Allah’ın emri ile evlenirler. Böylesi bir durum; eş ve dostun tavsiyesi, görücü
usulü ile evlenme, çarşı-pazarda veya işyerinde fiziki görme ve bir pastanede birkaç
oturma sonucu muhtemel evlilikten daha iyi olmaz mı?
Bir
diğer husus, kız ve erkeğin ayrı okul ve sınıflarda okutulması, devletin
imkanlarını yerli yerinde kullanılmaması anlamına gelir. Çünkü kız ve erkek
okulları aynı muhitte yan yana yer almıyor. O muhite kız okulu açılmışsa aynı
mahalledeki erkek çocuklar daha uzaktaki okulda eğitim ve öğretim yapmak
zorunda kalıyorlar. Aynı muhitteki okulun öğrencilerini kız ve erkek sınıfı
diye ayırdığımız zaman 30 olan ideal sınıf özellikle kırsalda oluşmuyor. Çünkü
okula gelen kız ve erkek sayısı eşit olmuyor. Bir sınıf seviyesinde 10 kız
öğrenci varken erkek öğrenci sayısı 20 olabiliyor. Bir sınıflık öğrenciyi bu
şekil iki sınıfa ayırdığımız zaman devlet bir öğretmen görevlendirmesi yerine
iki öğretmen görevlendirmek zorunda kalabiliyor. Bu da devletin sırtına maddi
olarak ek yük getirmektedir. Yani okulların normları alt üst olmaktadır.
Sonuç
olarak şunu söyleyebilirim: Okullarda denetimli serbestlik şeklinde karma
eğitim yapılması, bana daha makul geliyor. Biliyorum, bu konu çok su götürür ve
çok şey söylenebilir. Yaptığım değerlendirme de kendimi bağlar. Herkesin görüşü
kendisine.
*02/04/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.