Piknik yapmak, pikniğe gitmek, buralara
gidince mangal yakmak milletimizin vazgeçilmezlerindendir. Bunun için hafta
içi, hafta sonu, tatil veya mesai sonrası fark etmiyor. Yeter ki hava piknik
yapmaya müsait olsun.
Konya için söylüyorum. Eskiden şehir
içinde ve şehre yakın piknik yerleri pek yoktu. Arabasına atlayan şehrin
havasından ve gürültüsünden uzak yerlere giderek kafa dinlendirmeye çalışır,
felekten bir gün çalardı. Gölge yapacak bir ağaç ve bir çeşme varsa, işte orası
piknik yeriydi. Arabası olanlar bu şekil uzak yerlere giderlerken arabası olmayanlar
ise otobüs ve dolmuşa binerek Meram Bağlarına çıkarak orada piknik yaparlardı.
Toplumun bu piknik yeri ihtiyacını
gidermek için belediyeler, son yıllarda şehir içinde park ve bahçe adı altında
birçok piknik yerleri üretti: Hadimi, Olimpiyat, Adalet, Birlik, Dutlukırı, Kozağaç,
Akyokuş, Meram Bağları, Rahmet Ormanları şehrin içinde yer alan belli başlı
piknik yerlerinden bazılarıdır. Buralar tuvaletinden mescidine, kamelyasından çocukların
oynayacağı oyun alanına ve mangal yerine varıncaya kadar düşünülmüş yerlerdir. Büyük
bir ihtiyacı karşılayan bu yerlerde özellikle hafta sonları yer bulmak gerçekten
zor. Pikniğe gitmeyenler de bu piknik yerlerine yakın yerlerden geçerlerken
piknik yerlerinin üzerine çöken dumanı görünce ve burunlarına et kokusu gelince
bundan rahatsız olsalar da buraların piknik yerleri olduğunu bilir ve bu durumu
yadırgamaz. Çünkü buralar belediyeler tarafından halka açık olarak piknik yeri
olarak belirlenmiş. Buralarda mangal da yakılır, semaverde çay da kaynatılır.
Piknik keyfimizle ilgili bu yazdıklarım
hepinizin malumu hususlardır. Burada başka bir piknik türünden bahsedeceğim:
Belediyelerin mangal yakmak için ayırdığı piknik yerlerinden başka piknik
yerleri bugünlerde yaygınlaşmaya başladı. Önceden de var mıydı bilmiyorum ama bugünlerde
özellikle müstakil evlerin çokça bulunduğu mahallelerde mangal yakmak iyice
arttı. Eviniz müstakil ise veya müstakil evlerin olduğu mahallelerden geçerken
mahalleyi kaplayan dumanı görmemeniz ve etrafa yayılan et kokusunu hissetmemeniz
mümkün değil. Rüzgarla beraber evine kadar geliyor bu duman ve et kokusu. Ne
kapı açabiliyorsun ne de pencere. Sağ olsun müstakil ev sahipleri ne hafta içi
biliyorlar ne de hafta sonu. Biri yakıyorsa ben de yakarım deyip mangalı
ateşliyor. Öyle zannediyorum, evim müstakil nasılsa, istediğimi yaparım
dercesine, bahçesinde mangal yapmayı normal görüyor bizim insanımız.
Siz bu durumu nasıl karşılarsınız bilmiyorum
ama ben normal görmüyorum. Öyle ümit ediyorum ki bu mangal sefamız kısıtlılığın
olduğu günlerle sınırlı olur. Bunu da bir yere kadar normal görebiliriz. 1
Temmuzdan itibaren kısıtlılıklar kalkacağına göre müstakil ev sahipleri bundan
sonra başkasını rahatsız eden duman ve et kokusunda daha hassas olacaklar diye
düşünmek istiyorum. Benim endişem 1,5 yıldır salgınla yaşayan insanımızda bu
bahçesindeki mangal keyfinin bağımlılık yapması. Çünkü her şeyin bir ilki olur.
Bir yaptık mı arkası gelir. Eğer böyle olursa yaz boyunca yandık demektir.
Bu durum müstakil ev sahiplerinin
inisiyatifine ve vicdanına bırakılamayacak kadar önemlidir. Burada
belediyelere, valiliklere büyük görev düşüyor. Nasıl ki bir kurban kesiminde
bile şehrin üst yöneticileri “Nerelerde kurban kesilecek, nerelerde
kesilemeyecek” kuralları koyuyor ve kurban kesilecek yerler ayarlıyorsa, belediyeler
tarafından belirlenen piknik yerlerinin dışında meskun mahallerin olduğu
yerlerde mangal yakmayı da yasaklamalıdır. Öyle zannediyorum belediye ve
valilik bu konuda üzerine düşeni yapacaktır.
* 02/07/2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros Ulu adıyla yayımlanmıştır.