Suyun
kıymetini bilmek için susamak gerekiyor. İhtiyaç yok iken su içmek insana
eziyetten başka bir şey değildir. Bu durumu diğer ihtiyaçlarımız için de
söyleyebiliriz. Fikir ve yaşantı da böyledir. Mesela sosyal hayatta bir insan,
içinde bulunduğu ortamda, ortamın kendisine sunduğu albenili hayatı tatmadan
diğer hayatın kıymetini bilmez. Ne demek istediğimi birkaç örnek vererek açmak
isterim.
Adaletiyle
ünlü Hz Ömer'i ele alalım. Cahiliye döneminin başaktörlerinden birisidir.
Çoğunluk gibi puta tapar. Mevcut toplumsal yapıya savaş açan Hz Muhammed'i
öldürecek kadar da gözü kara biridir. Putperestliğin en önde gidenlerinden iken
aynı zamanda yaşadığı hayatı sorgulamaya devam eder. Çünkü hem mantıksız
buluyor hem de içindeki boşluğu doldurmuyor. Sonunda hepimizin bildiği gibi
düşmanı bildiği dine giriyor ve yeni dinin en önde gelenlerinden oluyor.
Halifeliğe kadar yükseliyor ve bu görevi de hakkıyla yerine getiriyor. Bugün
bile onu ve dönemini hayırla yad ediyoruz.
Ünlü
komutanlarımızdan Halit b. Velit hakeza. Cahiliye dönemini yaşamakta iken
cesareti, akıl ve zekasıyla Müslümanlara Uhut Savaşında yenilgiyi tattıran bir
komutan iken sorgulayıp Müslüman olduktan sonra da kalitesini konuşturmaya
devam etmiş, girdiği hiçbir savaşı kaybetmemiştir.
İngiliz
bestekar ve müzisyen iken aynı zamanda Hıristiyan hayatı yaşayan Yusuf İslam,
içindeki boşluğu İslam'la dolduruyor.
Yeni
kaybettiğimiz Şule Yüksel Şenler 25 yaşına kadar mini etek giyen, başı açık,
makyaj yapan, tırnaklarına oje süren biri iken ailesinin karşı koymasına rağmen
yaşadığı hayatı terk ederek tesettüre giren birisidir.
Size
dört tane örnek verdim. İkisi putperestlikten, biri Hıristiyanlıktan
Müslümanlığa geçiyor. Son verdiğim örnek ise Türkiye'de yaşayan birçok kişi
gibi Müslüman, ama Müslümanlığın gereğini yerine getirmeyen biri. Bu dört
şahsiyet, önceki yaşadıkları hayatta el üstünde tutulan önemli kişiler iken
yaşadıkları hayatın hayat olmadığının farkına varan ve iyi bir sorgulama sonucu
yaşantılarının zıddı bir hayatta karar kılıyorlar. Karar kıldıktan sonra
inzivaya çekilmiyorlar. Bundan sonra tüm birikimlerini yeni hayatları için
harcıyorlar. Burada çok güzel hizmetlere imza atıyorlar, insanlara faydalı
oluyorlar.
Bu
örneklerden nereye gelmek istiyorum? Daha önce deli dolu yaşayan, yaşadıkları
hayatın her türlü pisliğini gören, görürken de bu hayatın ucundan, köşesinden
veya tam göbeğinden tutan kişiler, içinde bulundukları hayatı tadarken aynı
zamanda içlerinde hissettikleri boşluğu sorgulamış ve bu hayatı terk
etmişlerdir. Yeni hayatları onlara sorumluluk yüklemiştir ve bu
sorumluluklarını da en güzel şekilde yerine getirmişlerdir. Çünkü bir hedef ve
ideal için yaşamaktadırlar artık. İçlerinde hissettikleri susuzluğu yeni hayat
tarzlarında bulmuşlar ve susuzluklarını gidermişlerdir. Aksiyon adamı veya
kadını olmuşlardır.
Örneğini
verdiğim bu dört kişiden birinin yerinde olmak isterdim. Çünkü onların daha
önceki debdebeli hayatını yaşamadığım için kendimi içinde bulduğum nimetlerin
farkında değilim. Farkında olmadığın için faydalı da olamıyorum. Zira kendim de
düzgün yaşamıyorum. Aksiyon adamı hiç değilim. Buradan şuraya gelmek istiyorum.
Kötülüğü görmeden iyiliğin kıymeti bilinmez. Bu yüzden özellikle eğitimde,
insan yetiştirme ve insan kazanmada zamanlama, susama önemlidir. Kıvama
gelmeden başa örtülen başörtü kişi için bir şey ifade etmeyebilir. İhtiyaç
hissetmeden bir şeyi öğretmek de böyledir. Baskı, nefreti doğurabilir. Baskı
gören o anda sesini çıkarmasa da fırsatını bulduğu ilk anda tepkisini, tersini
yaparak gösterebilir ya da bastırılmış duygularla yaptığından zevk almadan yaşamaya
devam edebilir. Bu durumu araba aksamıyla anlatayım. Manüel bir arabayı
yürütmek için debriyajın bir kavrama noktası vardır. Hareket edecek aracın
tavıdır o. O tavı yakalayan şoför gaza yüklenince aracı bağırtmaz, hoplatmaz ve
stop ettirmez. Eğer şoför o tavı yakalayamadan aracı kaldırmaya kalkarsa
yürütmenin dışında o araca her türlü eziyeti yapmış olur. Birini kazanmak veya
çocuk yetiştirmek için tav zamanını beklemek gerek. Erkeni de yanlış,
gecikilmesi de. Tam tavı... Çünkü demir bile tavında dövülür.
*07/09/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.