15 Temmuz menfur darbe teşebbüsünden bu yana neredeyse 10
ay geçti, hakkında söylenmeyen kalmadı. Kapalı ve anlaşılamayan noktaları var.
Hepsine eyvallah diyorum ama son zamanlarda darbeyi sulandırmaya ve yok saymaya
yönelik konuşmaları görünce insanın küçük dilini yutası geliyor. Üstelik işin
başını da bir siyasi parti lideri çekti ilk önce. Şimdilerde darbe yapmaya
kalkıp da beceremeyen asker müsveddeleri aynı ağızdan konuşmaya başladı
yargılama sürecinde. “Bu, kontrollü darbeydi" şeklinde.
"Kontrollü darbe" iddiasını duyunca el insaf
diyesi geliyor insanın. Nerede yaşıyor bu insanlar? Kim adına ağzı birliği
etmişcesine bu şekilde hareket ediyorlar? Haydi diyelim ki darbeye yeltenen
sözüm ona askerler darbede başarılı olamayınca paçalarını kurtarmak ve ağa
babaları böyle istediği için böyle bir
yola tevessül ediyorlar, pekiyi bizim siyasi parti liderine ne oluyor Allah'ın
aşkına! Madem kontrollü darbeydi, sormazlar mı adama, "Darbenin kontrollü”
olduğunu iddia eden senin Yenikapıda yapılan mitingte ne işin vardı diye.
Bildiğim kadarıyla oradaki miting 15 Temmuz'u telin ve birlik-beraberlik
mitingi idi. Bir milletin gövde gösterisiydi. Olduğuna inanmadığın darbenin
neyini telin etmek için bulundun orada? Sende hiç irade yok mu? Birileri ‘git
dedi’ diye gittin, birileri darbeye haydi ‘kontrollü de, dediği için dedim’ diyorsan
vay bu ülkenin haline! Vay o siyasi partiye bel bağlamış, ardından giden vatandaşlara.
Bu millet oluşturulan algılarla yönetilmeye alıştı
alışmasına ama atacaksanız bari biraz ‘Ufak atın da civcivler yesin’ olmaz mı?
80 milyonun gözü önünde cereyan eden kanlı darbe teşebbüsünü küçümsemeye,
ihanet şebekesinin yaptığını senaryo gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur,
haddi de değildir. O gece şehit olan 249
kişinin hatırasına bari söylemeyin bunu. Hiç kimse ucunda ölüm olan bir şeye
senaryo gereği canını ortaya koymaz. Görevimiz muhalefet diyerek her şeyi
sulandırmayın. Tamam oturun kalkın, hükümeti; “İhmali var, istihbarat iyi
çalışmamış, darbeye karşı çıkmada hazırlıksız yakalandı, darbecilerin bu
kalkışmasında bu ve geçmiş hükümetlerin dahli var..." diyerek
eleştirebilirsiniz. Ama şehit ve gazilerimizin hatırasına ve acısına saygısızlık
yapmayın. Sahi bu kontrollü darbe fikri nasıl aklınıza geldi? Batı aynı dilden
konuşuyor, FETÖ aynı dilden konuşuyor, siyasimiz aynı dilden konuşuyor, darbeci
artıkları aynı dilden konuşuyor. Sizi bu konuda bir araya getiren nedir? Kim
pazarlıyor sizi? Bu birlikteliğinizi neye borçluyuz? Allah muhabbetinizi
artırsın. Aynı ağızdan konuşmanız düşman çatlatıyor. Böyle demek suretiyle
"Şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söylermiş" demek geliyor
insanın içinden. Buna “Kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş” denir bizde. İş
yapayım derken çiş yapma denir Anadolu'da buna. Böyle konuşarak kimlerle
beraber hareket ettiğinizi, neyi amaçladığınızı, kime hizmet ettiğinizi
göstermiş oluyorsunuz. Ülke son anda elden gitmekten, ülkede iç savaş çıkmaktan,
başka ülkelere peşkeş çekilmekten zor kurtuldu. Sizin yaptığınız işe bakın.
Allah’tan korkmuyorsunuz, bari kullarından utanın. Konuşmuş olmak, muhalefet
etmek için daha fazla gülünç duruma düşmeyin.
Bir söz de darbeye kalkışan, mahremimize saldıran asker görünümlü
müsveddelere söylemek istiyorum: (Biliyorum hainden bu ülke adına hiçbir şey
istenmez, zaten istense de doğruyu söylemez.) Yediğiniz kaba pislediniz, bizi can evimizden vurmak suretiyle karga
olduğunuzu gösterip göz göre göre gözümüzü oymaya kalktınız. Ama gördüğünüz
gibi beceremediniz. Ağa-babalarınızın yıllar yılı biriktirdiği sermayeyi
kendinize çok güvendiğinizden olsa gerek, hoyratça kullanıp ağzınıza yüzünüze
bulaştırdınız ve şu anda adaletin pençesindesiniz. İçinizde zerre miktarı
mertliğin kırıntısı varsa mahkemede doğruyu söyleyin. Yoksa bu millet sizin
tiyatronuzu izleyecek değildir. İpe un sererek sağa sola sataşarak suçu
başkasına yamayarak kurtulacağınızı sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Bu millet şu
ana kadar kalbinin saflığından çok kandı. Ama gözü açıldı. Avucunuzu
yalarsınız. Güneş görmez hapishane hayatı sizin iyi günlerinizdir. Allah’a ve
ahiret gününe inanan insanlar olarak Cehennem’e kadar yolunuz var. İşte esas
yeriniz orasıdır. Tadın azabınızı! 02/06/2017
* 03/06/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 03/06/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.