21 Aralık 2015 Pazartesi

Teksas durağı

Konya'da yaşayanlar bilirler. Burada otobüs durak isimleri, cadde ve sokak isimleri pek bilinmez. Bilinenlerin sayısı da bir elin parmaklarını geçmez. Belediye bir isim verir, halksa başka bir isim... Sadede gel Ramazan ne demek istiyorsun?

İşime giderken toplu ulaşım araçlarını kullanıyorum. Otobüste konuşmalara kulak veriyorum. (kulak vermeme gerek yok, beynimi zonklatırcasına duy beni diyor zaten.)
Konuşmalardan seçmeler:
-Nerede ineceksin?
-Teksas 'da
-Teksas Durağında
Neredesin?
-Teksastayım...

Burası neresi diye sormuyorsun. Çünkü bilmeyenimiz yok. 7 'den 70 'e herkes Alaaddin Durağını Teksas diye biliyor ve telaffuz ediyor: Kapalımız, açığımız, yaşlı, genç ve çocuğumuz, kadınımız, kızımız...
NEDİR BU TEKSAS?

70 'li ve 80'li yıllarda Alaaddin durağının yanında bir pavyonun adı idi. Bu gün esamesi yok ama adı kaldı. İşin garibi bu gün 25 yaşlarındaki neslimiz levhasını dahi görmedi bu pavyonun...
Bu durağın önünde Alaaddin Tepesi "ben buradayım" diyor. Arkasında Konya Öğretmenevi "Ben buradayım" diyor. Durak, Karatay İlçesi sınırının neredeyse başlangıcı.
PEKİYİ NEDİR DERDİMİZ?
-Teksas pavyonu bilinçaltınıza yerleşmiş sanki. Sağlığında hiç gitmediğimiz yere özlem mi duyuyoruz bilemiyorum.
BELEDİYE NE YAPMALI?
-Alaaddin durağı verdiği ismi herkesin gözünü alacak şekilde ışıklandırmalı, ışık yanıp sönmeli, büyük harflerle her göze girmeli.
-Eğer bu durağın adı Alaaddin Durağı ise, İş Bankasının önündeki durağın adı nedir? Meram Otobüslerinin eskiden durduğu eski Saray Sinemasının önündeki durağın adı ne idi. (Hepsinin adı Alaaddin Durağı idi.)
-Bu durağın adı değiştirilebilir...Adı:
Alaaddin (kalacaksa ışıklandırılabilir.)
Öğretmenevi durağı
Karatay durağı
Meram son durak olabilir.

Her türlü ismi ver ama Teksas olmamalı. 26/03/2015

Vasat toplum**

Her konuda ifrat ve tefritteyiz. Biz ne zaman vasat bir toplum olacağız?

80 öncesi sağ sol davasından birbirimizi öldürdük, bu gün sarmaş dolaşız.
Dün birileriyle ölümüne dost olduk, bu gün ise kanlı bıçaklı olduk.
Her zaman sevdik mi ölümüne sevdik, nefret ettik mi ölümüne nefret ettik.
Suç bireyseldir deriz, Ama suçlamada toptancı davranırız. (Askerde Kayserili bir komutandan dayak yemişizdir. Tüm Kayserililer'den nefret ederiz. Bir meslek erbabı ile bir sorun yaşarız tüm o meslektekilerden nefret ederiz.)
Bir kaç kişi suç işler, suçluya ceza vermektense cezayı genelleştiririz. (Askerde bir kaç erat suç işler, tüm erata hafta sonu cezası veririz. Bir kaç yöneticimiz yetersizdir, suç işlemiştir, tümünün görevine son veririz....)
İftira, gıybet, dedikodu... günahtır,  "beraati zimmet asıldır" deriz, niyet okuyarak insanları yaftalarız.
İnsanları yargılamadan yargısız infaz yaparız sonra "pardon" der, salıveririz.
Her kesim kendinden başka iyi insan tanımaz, hep ülkeyi diğerinden kurtarmaya ve korumaya çalışır. (Halbuki hepimiz tencere-kapak gibiyiz: Üzümü çifter çıfter yeriz.)
İnsan eşrefi mahlukattır deriz, onurunu ve haysiyetini yok etmek için her yolu deneriz.
İnsanlar bir tarağın dişleri gibidir, eşittir deriz, nerede bir araya gelmiş insan topluluğu varsa üzerlerine basarak yukarı çıkmaya çalışırız. (Tüm cemaat, grup, STK, iktidar-muhalefet, her türlü yönetimde hiyerarşi vardır. Altta samimileri çalışacak üstte birileri keyif çatacak. İstisnalar kaideyi bozmaz…)
Kendimizi dünyanın en akıllı insanı olarak görürüz ama aklımızı birilerine kiraya verdiğimizin farkına bile varamayız.
Meclise giderken milletin vekili olacağım deriz, her şeyimizle liderimize teslim oluruz.
Dün doktorlara "Hastalığım nedir" diyemezken bugün doktora "Senin maaşını ben veriyorum" diyerek ajite edip dövme yoluna gidiyoruz.
Dün "Hocanın vurduğu yerde gül biter, dayak cennetten çıkmadır" derken bugün, çocuğuma yan bakan kuşun yuvasını yıkarım demeye başladık.
Her türlü şiddete karşıyız ama bütün işlerimizi şiddete başvurarak çözeriz.
Başkasını diktatör olarak değerlendiririz ama kendimiz bulunduğumuz makamda ya da görevde herkesten tam itaat bekleriz, gerekirse terör estiririz.
Sevmediğimiz insanı alt edemiyorsak onun düşmanının safına geçiyoruz öç almak için.
Dün tüm kurumların dışarıya karşı gizemli yönleri varken hepsini kaldırdık, şeffaflaştırdık. ( Vali ne karışır, sendikamın kararı var, okul bir şey yapamaz, hakim ceza veremez gibi...)
Dün kötü ve iyi olanda bazen birleşebiliyorduk. Bu gün her konuda ayrıştık. Teröre bile terör diyemiyoruz.
Siyasilerimiz dün milli meselelerde dışarıya karşı ortak bildiri yayınlarlar, birlikte hareket ederlerdi. Şimdi sanırsın ki başka başka ülkelerin siyasileri.
Dün ortak kültür, örf, adet gibi değer yargılarımız vardı bugün ise tam 72 millet olduk.
Herkes her şeyden şikayetçi, şikayetçi olmadığımız tek kişi kendimiziz.

Unutulmamalı ki, şikayet ettiğimiz hiçbir şeyde suçlu tek taraf değildir. Hepsinde az veya çok payımız vardır. Birimiz pay isek diğerimiz paydadır.

Hiç orta ümmet olamadık vesselam: Ne dün ne bugün. Bu gidişle ne de yarın…

07/03/2016 tarihinde Kahsa Söz Gazetesinde yayımlanmıştır.

Siyasete gireceklere...

.
Ameller niyetlere göredir. Her kişi için ancak niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allah'a ve Rasûlüne ise onun hicreti Allah ve Rasûlünedir. Kimin hicreti bir dünyalık elde etmek yahut bir kadınla evlenmek ise onun hicreti o niyet ettiği şeyedir. Hadisi Şerif
Siyasi partiler vekil adaylarını belirlediler. Ülkemize hayırlı olsun. Önceliği ülkeye hizmet olan kaliteli adayların meclise gitmesidir. Sanılmamalı ki, aday olanlar çok kaliteli ve yetenekli, aday olamayanlar da çok kalitesiz ve yeteneksizdir. Bir tercih yapılmıştır o kadar.
SEÇİM ÇALIŞMAN ESNASINDA;
-Gürültü yapma,
-Görüntü kirliliğine zemin hazırlama.
-Meydanda miting yaparak trafiği felç etme.
-Rakiplerinin -daha önce istiflediğin- kasetlerini piyasaya sürerek belden aşağı vurma.
-Seçim esnasında ekonomini sarsacak şekilde saçıp savurma, başkasının -özellikle zenginin-sana destek olarak vereceği yumurtaya aldanma. (Unutma ki bu ülkede, akrabalar bile birbirlerinin düğünlerinde aynı ve eşdeğer hediye alış verişi yaparlar.) Hazineden aldığın milletin parasını yerli yerinde kullan. Yetim malıdır bilesin. Her yasal olan hakkaniyete uygun anlamına gelmez.
-Seçim esnasında mal beyanında bulun.
-Siyasete ne kadar devam edeceğini, siyaseti meslek haline getirip getirmeyeceğini taahhüt et.
-Tüccar ve iş adamı isen iş yerini devrettiğini söyleme, işini kim yürütecek onu açıkla.
-Başkasına devrettiğin eski iş yerinin ya da ortağının asla devlet ihalelerine girmeyeceğini söyle.
-Rakiplerini kötülemekten ziyade ne yapacağını anlat.
-Benim yazımı okuyarak vakit geçirme.
SEÇİLDİKTEN SONRA;
-Ülkenin kronikleşmiş sorunlarına eğil.
-Bir birey olduğunu unutma.
-Her zaman hakkın ve mağdurun yanında yer al.
-Bir vekil olarak milletin önünde ceketini ilikle.
-Vekillik maaşının dışında herhangi bir akarda gözün olmasın.
-Polise, askere, kamu adına görevini yapanlara vekil kimliğini gösterme. Mücadelen görevini yapanlarla değil de yapmayanlarla olsun.
-Gücünü vekilliğinden değil, kişilik ve kimliğinden al.
-Torpil, kayırma, işe yerleştirme ve bir makama getirmede eşini, dostunu kayırma.
-Oğlun, kızın, damadın, kardeşin rutin işlerine devam etsin, etrafında ayak bağın olmasın.
-Meclise girer girmez yeminden sonra ilk işin asgari ücreti insanca yaşanacak bir seviyeye yükseltmek için çaba sarf etmek olsun. Eğer yükseltemiyorsan ikinci işin asgari ücret ile Ankara'nın en ücra mahallesinde bir hafta, bir aylık asgari ücretle geçin. Geçinebiliyorsan asgari ücreti düşür.

ADAY OLUP SEÇİLEMEZSEN;
-Kazanan rakibini tebrik ederek geri işine dön.
ADAY ADAYI OLUP TERCİH EDİLMEZSEN;
-Önceki işine geri dön, başka beklenti içerisine girme.
-Tercih edilmeyişini hayır kabul et ve sonucuna katlan.
-Partine küsme.
İLLA VEKİL OLMALIYIM YA DA BİR YERE GELMELİYİM DİYORSAN;(!)
-Bulunduğun partiden ayrıl, bir müddet başka partileri destekle sonra geri gel baş tacı yapılırsın. Bütün kapılar açılır, kıymetin bilinir. Artık senin için yükselmenin sınırı yoktur.
-Reklamını iyi yap.
-Basın, medya ile iyi geçin, hatta onları doyur.
-Bir cemaat ya da bir gruba gir, grup psikolojisi ile hareket et. Hiç kendin olma. Bir gün ihale senin grubuna verilebilir.
VEKİL SEÇİLİR PARTİN DE İKTİDAR OLURSA (!)
78 milyonu yönetmek için,
-Doğu ve Güneydoğuyu ağa, şeyh, aşiret ve toprak ağalarına,
-Batı ve diğer yerleri de cemaat, grup vb kişilere ihale et.

-Ağa, şeyh, aşiret, cemaat, grup ihanet ederse kural bellidir, diğer eşdeğerlerine, yedeklerine ihale et ki, bir delikten ikinci defa girmiş olasın.... 09/04/2015

Üstüme iyilik sağlık



Adam "Anneannem vefat etti" diye Facebook'da paylaşımda bulunmuş, eş-dostun haberi olsun diye. Sanal alemde de olsa başsağlığı dileyeyim diye yorum yazmak için sayfayı açarken bir de ne göreyim: Bu haberi 24 kişi beğenmiş. 

Mübarekler! Adam cenazem var diyor. Ya yorum yaparsınız, ya da duyurmak için paylaşırsınız. Ya da cenazeye katılırsınız. Ölümün neresini beğenirsiniz. Siz, ya okumadan rastgele beğeni işaretliyorsunuz, ya da adamın mutsuzluğu sizin mutluluğunuz. 

Bence ölene üzülmektense ölümü beğenen size üzülmek gerek. İşin garibi bu hastalık türünün tedavisi de yok... Nokta

Sanal alemde algılara alet olmayalım!

Her türlü bilginin paylaşıldığı, her türlü paylaşıma yorumların yapıldığı bir sanal alemdir. 

Güzel ve faydalı bilgi paylaşımların yapıldığı bir yer olmasını temenni ediyorum. Fakat zaman zaman bazı paylaşımlarda her türlü bilgi kirliliği görülmektedir. Hele bir de katılmadığımız, rakip bildiğimiz kişilere ait bir bilgi paylaşımlarına dikkat etmekte fayda vardır. Çünkü bir çok haber maalesef asparagas çıkmaktadır. 

Hucurat Süresi 6.ayetinde Allah teala; "Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haberle gelirse, onu 'etraflıca araştırın.' Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz." buyurmaktadır. Özellikle seçim öncesi rakipleri alt etmek için bu tür haberlere sık sık rastlayacağız. Yalan yanlış haberi çıkaranların niyetinin kötü olduğu bellidir. 

Sevmediğimiz siyasi parti, grup, cemaat, STK olabilir. Onların fikirlerine katılmamamız kötülük yapmamız anlamına gelmiyor. Onları sevmiyoruz diye onların aleyhine olan doğruluğu ispatlanmamış her türlü bilgiyi paylaşmayalım. Bilmemiz gereken bir şey var ki; HER DUYDUĞUNU, GÖRDÜĞÜNÜ PAYLAŞAN, AKTARAN KİŞİYE GÜNAH OLARAK YETER BU YAPTIĞI...GELİN HEP ALGILARIN OLUŞTURULDUĞU BU ÜLKEDE KÖTÜ NİYETLİLERE ALET OLMAYALIM... 12/04/2015


Papazın yellenmesi

Papa! Duydum ki, anlamadığın, boyundan büyük bir işe kalkışmış, "20.yüzyılın ilk soykırımı Ermenilere yapıldı" diye bir hezeyanda bulunarak etrafı kokutmuşsun.

Seni anlıyorum: İnsan aynada kendini görürmüş. Orta çağda birbirinizi yediniz. Sonra bir araya gelerek kan ve gözyaşıyla kurduğunuz Batı Medeniyeti Dünyayı Cehenneme çevirmeye devam ediyor. Siz kanla beslenmeye devam eden vampirler gibisiniz. Bil ki kokutan ne ilksin ne de sonsun.

Yine senin meslektaşlarından biri de bir gün kilisede vaaz verirken -insanlık hali- sesli bir şekilde yellenir. Adamda biraz edep, haya olmalı ki utancından bulunduğu şehri terk eder. 12 yıl sonrasında sıla hasreti ağır basar, yellenme unutulmuştur diyerek memleketine döner, şehrin girişinde bir çocukla karşılaşır. Çocuğa;
-Adın ne?
-Francis efendim.
-Kimin oğlusun?
-Bakkalın oğluyum.
-Kaç yaşındasın?
-12 yaşındayım.
-Ne zaman doğdun?
-Efendim ben papazın yellendiği yıl doğmuşum, der.
Yellenmesinin milat kabul edildiğini anlayan meslektaşın başını öne eğerek şehre girer.

Anladığım kadarıyla tarihe merak sarmışsın. Geçmişten günümüze bütün kirli çamaşırlar açılsın. Hayatta hiç bir şey tek taraflı olmaz. 1915 olaylarını tencere-kapak olarak görürsek biz kapağız, bir zamanların milleti sadıkası olanlar ise tenceredir. Milleti sadıkayı isyana teşvik eden siz batılılara ne denir? Adını sen koy.
Sana tavsiyem:
100 yıl öncesine gideceksen önce bizim gözümüzdeki çöpü göreceğine kendi gözünüzdeki merteğe bak.
İstersen işe yakın tarihten başla; senden önceki papa niçin istifa etti? Niçin istifa ettiğinin kokusu tâ Konya'ya geldiğine göre Vatikan'da kokudan nasıl duruyorsun, yoksa burnun koku almıyor mu? Gerçi b.. böceği kendi pisliğini yuvarlar bir taraftan da burnunu tıkarmış: Etraf ne kadar pis kokuyor diye. Keşke kokuttuğunuzu bir bilseniz. Sana kızmıyorum, anlamak da bir kapasite meselesidir.
Siz gerçekten ruhban, rahip, rahibe misiniz, adanmış biri misiniz, yoksa istemem yan cebime koy mu diyorsunuz?
Sebebi olduğunuz iki dünya savaşında ölen-öldürdüğünüz insanların sayısı ne kadardır, cetvelle çizerek sun'i ülke yaptığınız sözde ülkelerde halen ölen insanların sayısı ne kadardır. Soykırım dediğin tehcir olayında öldüğünü iddia ettiğiniz insanın sayısı ne kadardır? İstersen bunlara kafa yor...  14/04/2015

Seçim çalışmalarında etik

Seçim sathı mailine girildi. Siyaset yapamıyoruz, biliyorsun, ama herkes konuşuyor, biz de bir kaç  kelam edelim dedik, zira kanbersiz düğün olmaz...

◆ Hiç bir konuda bir araya  gelemeyen ve bir konuda anlaşamayan siyasilerimiz şu evrensel değerlerde bir araya gelmeli, ortak açıklama yapmalı.
1.Adalet (Bana göre, sana göre değil, herkese adalet, şeriatınn  kestiği parmak acıtmamalı...)
2.Doğru  sözlü  olmak, içi dışı bir olmak. İnanmadığını söylememek.
3.Bürokraside liyakat.
4.Birbirine empati yapmak, birbirini  dinlemek, anlamaya  çalışmak.
5.Seçim esnasında partinin ve milletvekili adaylarının, aday adaylığı  ve adaylık döneminde nereye, ne kadar harcadıkları para miktarı açıklanmalı. (Vekil adaylarının, aday adaylığı ve adaylık döneminde harcadığı/yaptığı masraf, 4 yıl yapacağı vekillikte alacağı maaş toplamı kadar ya da daha fazla. Kepçe ile dağıtılan bu harcamanın dönütü ne olacaktır? Siyaseti ne kadar düzgün  ve temiz olur varın siz düşünün. Eğer siyaset bu şekilde yapılacaksa düzgün gönderdiklerimizin ne kadar düzgün kaldıklarını ve kalabileceklerini irdelemek gerek.)
6.Partiler ve vekil adayları, iktidara geldiklerinde  ne yapacaklarını  vadetmeden önce seçim öncesi; kendilerine  kimlerin, ne kadar yardım yaptıklarını açıklamalılar.
7.Adaylar ve partileri seçimden sonra iktidar -muhalefet  olduklarında kimlerle çalışacaklarını seçimden önce belirleyip ilan etmeliler.
8.Seçim propogandası yapılırken çevre ve görüntü, ses  kirliliğine özen gösterilmeli, miting yapılmamalı, tv, medya ve sanal alemde propoganda yapılmalı, illa miting yapılacaksa  insanları ve şehri rahatsız  etmeyecek şehir dışında yapılmalı. Ya da kapalı yerlerde yapılmalı....... 06.05.2015