13 Temmuz 2025 Pazar

Devir Ânı Yaşama Zamanı

Eski çamlar bardak oldu” deyimini duymayanımız yoktur. Ne anlama geldiğine kısaca değinmek isterim. “Eskiden önemsenen ve değerli bulunan şeylere artık rağbet etmemek” anlamına geliyor. “Dönem değişti. Eski tutumların bir değeri kalmadı. Durumlar tümden değişti” demektir.

Deyimdeki "...çamlar..." bana bir başka deyimi hatırlattı. Deyimden girdik. Deyimden devam edelim: Çam devirmek: “Bir kişinin veya grubun; güç, kuvvet ya da etkileyicilikleriyle bir konuyu veya durumu istedikleri gibi yönlendirmesi" demekmiş. "İstemeden birinin tepkisini çekmek ya da üzülmesine neden olmak" demek olan çam devirmek, pot kırmak ile eş anlamlı kullanılıyor.

Pot kırmak anlamına gelen çam devirmeyi bir tarafa bırakalım, eski çamlar bardak oldu deyimine gelelim. Bu İnternet çağı ile birlikte gündem de çabuk değişiyor, ayrıca geçmişte söylenen ne varsa hepsi dijital ortamda olmasına rağmen eski sözlere ve yapılıp edilenlere hiç rağbet yok. Kazara hatırlatsan, sen hâlâ orada mısın deniyor. Bu da bana "Eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı" atasözünü hatırlattı.

Eskiden bir insanın geçmişte yapıp ettiği, geçmiş gazete arşivlerinden ortaya çıkarıldığında, baya gündem olurdu. Bugün tersini söyleyen insan mahcup olur, savunmaya geçerdi. Bugün ise dün ak dediğine bugün kara diyen biri eskisi gibi mahcup olmuyor. Zaten eskisi gibi "Efendim, falan tarihte şöyle diyordunuz, bugün ise böyle diyorsunuz" diyen gazeteci de kalmadı. Hatırlatan olursa da başına ne geleceğini aklıma bile getirmek istemiyorum.

Bir insanın U dönüşleri ve zikzakları YouTube videolarında dolaşımda olmasına rağmen bu duruma düşenin ne yüzü kızarıyor ne mahcup oluyor ne de savunmaya geçiyor. Pek az sayıda dillendiren olsa da toplumda bir karşılığı yok. Çünkü toplum önüne ne konuda onu yiyor. Hiç olmadığı kadar ânı yaşıyor. Ne düne bakıyor ne de yarını düşünüyor.

U dönüşünde ve zikzak çizmede siyasilerin üstüne yok. Toplumun hiçbir ferdi bu konuda onların eline su dökemez. Hoş, bu konuda yarışan da yok zaten. Hatta bu tür durumlar övünç meselesi yapılıyor: Realist biri deniyor.

Çalan, çırpan için de pek bir şey söylenmiyor. Gündem de oluşmuyor. Halbuki eskiden çalan biri günlerce konuşulurdu. Şimdi ise kimse oralı değil.

Kısaca eski şeyler eski anlayışlar eski hassasiyetler eskiyi hatırlatma eski çamlar bardak oldu. Günübirlik yaşıyoruz artık. Ânı yaşıyoruz. Yarını düşünmeden anlık seviniyoruz.

Geçmişe dair tek aklımızda kalan 70'lerin tüp kuyruğu. Ötesi yalan. Tüp kuyruğu nasıl bir iz bıraktıysa artık.

Adeta önümüze ne konursa onu yiyoruz. Haber olarak ne konursa onu dinliyoruz. Ne tür bir algı amaçlanıyorsa o algıya teslim oluyoruz. Nasıl bir gündemle meşgul edilmek isteniyorsa o gündemle meşgul oluyoruz. Bir konuda nasıl düşünmemiz gerektiği de bize bir güzel enjekte ediliyor. Tüm mesele, anlık yaşama ve günü kurtarma olunca, geçici bahar olsa da mutluluk kaçınılmaz oluyor. Haliyle hiçbir endişeye mahal yok. Çünkü her şeyi pişirip önümüze koyanlar bu işi bizden iyi biliyor. Bize düşen, mutlak itaattir. İtaatte ise huzur vardır. En azından hiç başın ağrımaz. Sanırım bizden istenen de bu. Bunu hâlâ anlamadıysanız, ne diyeyim, Allah bildiği gibi yapsın sizi.

12 Temmuz 2025 Cumartesi

Bu Trafik Canavarı Başka

80 model bir araba vermişler altına. Gez, dolaş, bin demişler. Üzümünü ye, bağını sorma. Aracın bakımı, yakıtı vs. bizden. Karnını vs. diğer ihtiyaçlarını da biz karşılayacağız demişler.

Karşılığında ne istersiniz benden. Çünkü babam yapmaz bu yaptıklarınızı demiş bizimki.

Bu arabayla önüne geleni biçeceksin. Öldüreceksin. Korku yayacaksın. Senin geldiğini gören kaçacak delik arayacak. Terör estireceksin demiyoruz. Bildiğin terör yapacaksın bununla. Ünün her yeri kaplayacak.

Bunlar kolay benim için. Bu durumda beni kim koruyacak?

Sen yeter ki he de. Senin burnunun kanamasına izin vermeyiz. Zira arkanda biz varız. Yediğin önünde, yemediğin arkanda olacak.

Bu durumda bana düşen he demek. Bilin ki ölümler benden sorulacak. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağım. Siz yeter ki benden desteğinizi esirgemeyin. Bir kör kurşuna kurban gitmeyeyim. Zira ben ölümden pek korkarım.

Uzatmayayım. Altına araba verilen beyni yıkanmış kişi ilk cinayetini 1984 yılında yaparak adından söz ettirir. Arkası gelir ondan sonra. Adeta önüne geleni biçer. 41 senede 50 binden fazla can alır. Mal kaybını ve yaralı sayısını saymıyorum bile.

Bu süreçte çevre ülkeler olan Irak, Suriye ve İran’da da çok miktarda arabası olur. Avrupa’da da etkin.

Gel zaman git zaman 80 model arabası iyice eskir. Eskisi gibi iyi çalışmaz, verimden de düşmüştür. Bu eski modeli hurdaya ayırma zamanı gelmiştir.

Peki, eskisi gibi öldüremeyecek miydi? Öldürmeden yaşayamazdı zira. Nasılsa komşu ülkelerde sıfır km sayılan araçları vardı. Zamanı gelince onları devreye sokardı.

Bir dizi görüşmenin ardından ülkedeki eski model aracı ıskartaya çıkarmaya karar verir. Ama o kadar emek boşa mı gitsin. Hurdasının da para etmesini ve ses getirmesini ister.

Nihayet “amacıma ulaşmış bulunmaktayım. Bu aracı elden çıkarıyorum” açıklaması yapar.

Bu çağrıyı duyan, cinayetsiz ülke naraları atarak büyük sevinç yaşar. Eski düşmanlar kardeş olur.
Ülkede bir sevinç havası hakim şimdi.

Ne diyelim, sonu hayır olsun. Sevincimiz daim olsun. İnşallah yeni bir oyun kurulmuyordur. Yine kandırıldık demeyiz. 

Bir Yiğit Öldü Diyeler

Ekonominin başdanışmanı öldü diyeler. 

Üstelik ekonomi politikaları kurul üyesiymiş. 

Desene ekonomi başsız kaldı.

Desene ekonomi öksüz kaldı. 


Bugünkü ekonominin baş mimarı idi.

Yürek mi dayanır buna. 

Bundan sonra ne yapar ne ederiz? 

Yeri doldurulamaz bilirim.


Pek de erken yaşta gitti. 

Halbuki daha çok kurul üyeliği yapacaktı. 

Daha ne hedefler koyacaktı. 

Ama ölüm onu bizden ayırdı. 


Döviz, hedeflediğinden biraz şaştı ama olsun. 

Hangimiz bugüne kadar hedefi tam tutturdu?

Bu kadar hata kadı kızında bile olur. 

Bilin ki ölümü ülke için büyük kayıp. 


Gerçi ekonominin kitabını yazan varken

Ayrıca baş mimara ve kurul üyesine gerek yoktu. 

Yine de yokluğunda yeri doldurulamayacak

Cümle alem bunu böyle bilsin. 


Yaşasaydı, ekonomist olmasaydın. 

Ne olurdun diye sorardım. 

Ama cevap veremez artık. 

Bence artistlik ona çok yakışırdı.