7 Ocak 2022 Cuma

Zam ve Para Politikam

Olup bitenlerden anladığım kadarıyla ülke zamlarla gelişecek. Vatandaş derse ki nöbet sende deyip direksiyonun başına beni getirirse, devlette devamlılık esas prensibi gereğince zamlara kaldığı yerden devam edeceğim. O zaman ne anladık derseniz, benim yoğurt yiyişim pardon zam politikam farklı olacak.

1. Yılın ilk günü zamlarına devam edeceğim. Sadece doğalgaz ve elektriğe değil, iğneden ipliğe her şeye okkalı zam yapacağım. Okkalı zammı gören vatandaş yerinden kalkamayacak. Bakıyor ki nefes alabiliyor. Ya Rabbi buna da şükür diyecek. 

2. Doğalgaz, elektrik gibi ürünler başta olmak üzere devlet süspansiyon yapmayacak. Bir şeyin ederi, kurtarır tarafı ve devletin karı ne ise aynen vatandaşa yansıtılacak. Bütçenin delikleri kapatılacak. Beğenmeyen ve gücü yetmeyen kullanmayacak. Yani kimse ürün almaya zorlanmayacak. Bu da demokrasi ve özgürlüğün bir gereğidir.

3. TL'yi koruma adı altında verilen her türlü garantiye son verilecek. 

4. Elinde parası olan, parasını üretimde ve yatırımda değerlendirmeyen; parasını borsa, döviz, faiz ve altında değerlendiren herkesten KDV, ÖTV, damga vergisi, gelir vergisi, nereden buldun vergisi gibi okkalı vergiler alınacak. Vergi oranları kişinin parasına göre belirlenecek. Parasını kah dövize kah faize kah altına yatırdığından, piyasayı allak bullak ettiğinden dolayı kendilerine ceza kesilecek. 

5. Bankalardaki paradan sonra alınan genel arama emriyle ev ve işyerlerindeki altın ve dövize yöneleceğim. Elimizde dedektörlerle birlikte her eve girilecek. Tespit edilen her altın ve dövize kayıt dışı diye el konacak. Yarısı değişik vergilere kesildikten sonra geri kalan yarısı, kişi adına vadesiz hesaba yatırılacak. 

6. Piyasayı rahatlattıktan ve herkes önünü görmeye başladıktan sonra TL’ye son vereceğim. Rüzgardan etkilenmeyen, her yerde geçerli bir para birimine geçeceğim. Bizim paramız TL diyenlere de yardımcı olacağım. Onlar için TL tedavülde olacak. Onlar her türlü alaveresinde TL kullanmaya devam edecekler. Paramız eridi diyen olursa, onlara bunu siz istediniz, denecek.

"Hibe"

Resûlullah, zekât toplamakla görevlendirdiği memurunun hediye aldığını işittiğinde; “Benim gönderdiğim bir görevliye ne oluyor ki: ‘Bu zekât malıdır; bu da bana hediye edilmiştir.’ Demektedir. Bu kişi, babasının (yahut anasının) evinde oturup kalsa, acaba kendisine hediye verilir miydi? Allah’a yemin ederim ki, sizden biriniz o zekât malından bir şey alırsa kıyamet gününe, o malı boynunda taşıyarak gelecektir.” (Müslim, İmârât, 26) buyurmuştur.

“Kur Garantili TL” hesabı açtıranlara, banka tarafından tahakkuk ettirilen faize ilave olarak döviz arttığı takdirde mudiinin dövizden kaynaklanan farkını, hazinenin karşılayacak olmasını bazı fıkıhçılar, bu parayı devletin o kişiye verdiği bir “hibe” olduğu, bunun faiz olmadığı görüşünü yukarıdaki hadisle kıyaslarsak, burada akla şu gelir: Kişi bankaya gidip kur garantili mevduat hesabı açtırmamış olmadı, hazine o kişiye yine hibe* verecek miydi?

Devlet zorlukları aşmak için -tasvip etmesek de- böyle bir garanti verebilir ama fıkıhçılar buna nasıl cevaz verir, çok anlaşılır gibi değil.

Acizane, hibe denilen bu kur farkını ben, paradan para kazanan, parasını faizde değerlendiren kişileri korumak ve kollamak olduğunu, bunun faize teşvik olduğunu düşünüyorum. Buna fetva verilmiş olsa da bu durumun şu hadis çerçevesinde değerlendirilmesinin yani helal ile haram arasında kalmış şüpheli bir şey olacağını düşünüyorum: "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." [Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).]

*Bir kamu kuruluşu, işletme ya da vakıf tarafından bir eğitim kurumu, şirket ya da kişiye verilen karşılıksız paradır.

Bazıları Susmalı

Kızsak da bağırsak da olmaz bu kadar dediysek de günbegün gelen zamlar hayatımızın bir parçası oldu. Yılın ilk gününde petrol ürünlerine, doğalgaza ve elektriğe gelen yüklü zamlar da bir önceki yılda aşina olduğumuz zamların katlanarak devam edeceğini gösteriyor. Çünkü süspansiyon bir yere kadardır. Burada garip olan, devletin niye süspansiyon yaptığıdır. Hazinede kullanmadığı, fazla para varsa süspansiyon yapsın. Hazinede para olmadığı herkesin malumu. Devlet yılbaşı itibariyle süspansiyona ettiği ürünlerden süspansiyonu kaldırınca, enerji ürünlerine de tuzlu zam yapıldı. Keşke böyle yapacağına, bu ürünlere zamanında azar azar zam yapsaydı, daha iyi olurdu. Böylece hazine daha fazla borçlanmazdı. Vatandaş da yılbaşından itibaren yüklü fatura ödeyecek olmazdı.

Buradan başka bir konuya geleceğim. Devletin ve özel sektörün yaptığı zamlar, üretim maliyetleri arttığından bu maliyetlerin vatandaşa zam olarak yansıtılmasından ibarettir. Değilse ne diye zam yapsınlar? Zira zammın yüzü soğuktur. Kimse, tepki olmasına rağmen zam yapmaya kalkmaz. Arka arkaya gelen zamlar da sıfırı tükettiğimizin, zamdan başka çarenin olmadığının ve yaşadığımız yüksek enflasyonun bir sonucudur. Radikal tedbirler alınmadıkça, soruna derinlemesine inilmedikçe, günü kurtarmaya çalışıldıkça, piyasaya güven verilmedikçe, kimse önünü göremediği müddetçe, yeni kaynaklar bulunmadıkça, kriz iyi yönetilmedikçe, akşamdan sabaha yeni ekonomik model denemeye kalkıldıkça bu zamlar yağmur gibi gelmeye devam edecektir. Buna alışsak iyi olacak. Dua edelim, uzun sürmesin. 

Zamlar, yaşadığımız bu günlerin bir gerçeği diyerek zil takıp oynanmayacak. Kimse buna da şükür, hayat normal demeyecek. Çektiği sıkıntıyı elbette dile getirecek. Veryansın edecek. Zira hakkıdır. Yaşadığını, çektiğini insanın kendisi bilir.

Benim burada istediğim, yaşanan bunca sıkıntıyı koruma ve kollama gerekçesiyle bazılarının savunmaya kalkmasıdır. Kah başka ülkeleri örnek veriyorlar, onlara da şu kadar zam yapıldı. Bizde daha ucuz diyorlar. Kah millet zengin, sıfır araba kuyruğuna giriyor diyorlar. Kah 80 öncesi kuyrukları gördük. Ne var bunda diyorlar. Diyorlar oğlu diyorlar. Yapmayın bunu. İnan sizin bu yaptığınızı zam yapan devlet ve özel sektör yapmıyor. Eğer birilerini desteklemek, başkasının tepkisini çekmemek istiyorsanız, yapacağınız en iyi şey susmaktır. Gerçekten bu aşamada susmak bir erdemdir. Birilerini koruyup kollayacağız diye gülünç duruma düşmeyin. Enerjinizi başka alanlarda tüketin. Unutmayın ki hayatın gerçeği de olsa yapılan zamlar savunulmaz. Kendinize saygınız varsa susun. Birilerinin size saygı göstermesini istiyorsanız, yine susun. Allah aşkına susun. Lillah aşkına susun.