29 Aralık 2019 Pazar

Milli Piyango ve Kanal İstanbul ***

"Çılgın proje" diye sunulan Kanal İstanbul yapılır mı, yapılmaz mı bilmiyorum. Açıkçası Türkiye'nin, maliyeti yüksek bu projeye ihtiyacı var mı, bunun artısı ve eksisi ne olur, onu da bilmiyorum. Uzmanlarınca bu meselenin taraf gütmeden enine boyuna konuşulup tartışılması yerinde olur. Şayet yapılacaksa "Yap-İşlet-Devret" modeli ile yapılacağı söyleniyor. Maliyeti için de 75 milyar gibi bir rakamdan söz ediliyor.

75 milyar az bir rakam değil. Zira bu para bugünden yarına bu para kolay bulunmaz. Şayet bu "Çılgın proje" ye ihtiyaç var ve yapılacak ise bunun "Yap-İşlet-Devret" modeli ile yapılmasını istemiyorum. Çünkü birileri yapacak, işletecek, sonra devlete devredecek. Ölme eşeğim ölme! Devlet bu projeyi kendisi yapabilir. Ayrıca "Yap-İşlet-Devret" modeline de ihtiyacı yok. Bunun için bütçeden bir kuruş harcamasına da gerek yok. Kaynak nerede derseniz? Anlatayım efendim! Malumunuz bugünlerde televizyonlarımız, haberlerinin ilk başında milli piyango biletiyle yatıyor, milli piyango ile kalkıyor. Dağıtılacak paranın kaç balya olduğunu anlatıyor. Milli piyango bileti almak için bayilerin önünde sıraya girenlere mikrofonu uzatıyor: "Tam bilet size çıkarsa ne yapacaksınız" diye soruyor. Mikrofonlara konuşanın ekserisi "Yardım edeceğim" deyip parayı dağıtacağı yerleri bir bir sıralıyor. Milletimizdeki bu yardımseverlik duygusunu görünce biz kaç Kanal İstanbul yaparız dedim. 

Biliyorsunuz Kanal İstanbul projesi 75 milyara mal olacakmış. Hazır, Piyango İdaresi de 2020 yılbaşı çekilişinde 80 milyon dağıtacakmış. Milyonlarca kişinin tam, yarım, çeyrek bilet alarak ya çıkarsa dediği piyango çekilişinde, bir ya da birkaç kişi sevinecek. Sevinir mi sevinmez mi bilmiyorum ama bu para kime çıkarsa onu çıldırtır, bunu biliyorum. Çekilişle bir veya birkaç kişinin sevinmesi mi yoksa ülkenin sevinmesi mi dersek, herhalde tercihimiz ülkenin sevinmesi olur. Demem odur ki piyango çekilişi yapmadan piyango bileti için yatırılan paraları Kanal İstanbul yapımına yatıralım. Zaten kime mikrofon uzatılsa kendisine çıktığı takdirde "İhtiyaç sahiplerine vereceğim, başkasına yardım edeceğim" dediğine göre, yılbaşı çekilişindeki parayı "Çılgın projemiz" Kanal İstanbul'a yatırmaktan daha iyi hayır mı olur? Buna kimsenin itirazı olmaz. Böylece yardım edeceğim diyenler de test edilmiş, samimiyet sınavından geçirilmiş olur. Yeter ki devlet buna öncülük yapsın. Halkımız buna varım der. Hatta bu kampanyaya, bugüne kadar milli piyango bileti almayan ve piyangoya sıcak bakmayan diğer insanlarımız da katılır.

2020 yılbaşı çekilişinde, dağıtılması planlanan 80 milyon ile Kanal İstanbul'un yapımına bir başlanır. Bu proje bitinceye kadar vatandaşın aldığı piyango biletleri projeye aktarılır. Böylece bütçeden bir kuruş para harcamadan "Çılgın projemiz" yapılmış olur. Kanal İstanbul yapıldıktan sonra piyango bileti alanlar, aldıkları para kadar Kanal İstanbul projesinin ortağı olur ve kârından pay sahibi olurlar. 

Nasıl buldunuz bulduğum kaynağı? Çılgınlık bu demeyin, olmaz hiç demeyin. Milli piyango kime çıkarsa bugüne kadar örneklerinde gördüğümüz gibi çılgınca bir hayat yaşıyorlar, kendilerini kaybediyorlar. Haydan gelen bu parayı huya harcıyorlar. Bir kişi, böyle çılgınca yaşayıp çıldıracaksa varsın bu para "Çılgın proje"ye gitsin. Bu arada 2019 piyango biletinin talihlisi ortaya çıkmadı. Bu para bütçeye aktarılacak. Hazır bu parayı da bu "Çılgın proje'ye aktaralım. Haydi oldu olacak bu projeye isimlerini de verelim: Milli Piyango Kanal İstanbul.

***31/12/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros Ulu adıyla yayımlanmıştır.

Yerli Otomobile Çok Yakınım

Yerli otomobilin 2022'de piyasaya sürüleceğini duyan birçok kimse gibi ben de heyecanlandım ve duygulandım. Tanıtımı yapılan elektrikli araç, görüntü ve iç dizayn yönünden mükemmel görünüyor.

Halihazırda yerli otomobil yüzde yüz yerli olmasa da başlangıç bakımından güzel. Bir gün yüzde yüzü de yerli olur ve diğer alanlara da örnek olur umudunu taşıyorum. Sebep olan ve emek sarf edenlere teşekkürü bir borç bilirim. İnşallah en kısa zamanda seri üretime geçilerek iç ve dış piyasaya sürülür.

Yerli elektrikli otomobil daha piyasaya sürülmemiş ve fiyatı belirlenmemiş olmasına rağmen yerli otomobilin müşterisi epey fazla olacak görünüyor. Sipariş alınsa kapış kapış gidecek. Şimdiden ismini yazdırıp almak için sıraya girecek kişilerin sayısı az değil. Daha fiyatı belirlenmemiş ve seri üretime geçmemiş olmasına rağmen gücüm yetmez bu arabayı almaya demeden, herkes gibi ben de heveslendim. 

Param yok, almaya gücüm yetmez. Zira yetkililer bir fiyat vermese de birileri 150 ila 350 bin arasında olacağını söylüyor. Bana şimdiden yüksek gelen bu fiyatı, açıkçası çok dert edinmiyorum. Bu konuda milletimizin yardımseverliğine güveniyorum. 80 milyon insanımız 1 lira verse 80 milyon lira eder. İşte çıktı kaç araba parası birden. Kendim aldığım gibi kaç başkasına da alırım vatandaşın sırtından. Verilen 1 lira ile vatandaş çarşıya çıkamaz, esnaf çay ocağına bile oturamaz. Yani bu para kimseye dokunmaz ve bir maliyeti olmaz. Hatta verdikleri 1 lira ile benim gibi bir garibanı ve nice garibanları da mutlu etmiş olurlar.

Vermez mi bizim vatandaş? Verir verir. Niye vermesin. Bu millet bugüne kadar kaç nicelerini sırtında taşıdı, beni mi taşımayacak. Üstelik ben sadece araba istiyorum. Başka da bir şey istemiyorum. Mesela boş mezar gibi. Hem arabayı aldıktan sonra bu araba amme hizmeti görecek. Yolda kimi görürsem durup alacağım ve gideceği yere kadar götüreceğim. Teşekkür edene de “Estağfurullah! Bu araba zaten sizin. Sizin arabanızla size hizmet benim için bir şereftir” diyeceğim.

Muhacir Pazarı Bildiğiniz Gibi

Konya'nın en eski pazarı Muhacir Pazarı, Konyalıların çoğunluğuna hitap eden bir pazar olmasına rağmen pazar ihtiyacımı giderdiğim bir pazar değil. Ne zaman pazar günü Muhacir Pazarı olduğunu unutup Pazarın önünden, Yeni Larende Caddesine aracımla gitmeye kalksam çekmeyen araç yoğunluğunu görünce nasıl da unuttum. Bugün Muhacir Pazarı. Keşke buradan geçmeseydim pişmanlığını duyarım.

Pazar yenilenecek, daha modern bir duruma kavuşacak, pazarın altına otopark yapılmak suretiyle o bölgenin trafiğini rahatlatacak diye pazar yerinin kapatıldığını, geçici olarak Konyalıların pazar ihtiyacını yıkılan Stadyumun içerisinde gidereceğini duyunca, bu vesileyle bu bölgenin sıkışan hatta tıkanan trafiğine çözüm olacak diye sevinmiştim. 

Yenilenen Muhacir Pazarı nice sonra açıldı. Yenilenen yüzüyle ne değişti bilmiyorum. Zira alışveriş veya herhangi bir nedenle içine girmedim. Bugün bir vesileyle Muhacir Pazarının önünden geçtim. Öyle ya, nasılsa pazar yenilenmişti. Vara geçmez olaydım. Zira geçemedim. Dur-kalk yaparak güç bela pazarın önündeki caddeden geçebildim. Anlayacağınız Muhacir Pazarı eski hamam, eski tas. Çatısı yenilenmiş ve iç dizaynı değişmiş, eskiye oranla güzelleştirilmiş olabilir ama trafik eskisinden de beter olmuş. Eskiden yavaş işlese de akan bir trafiği vardı. Şimdi kilitlenmeye başlamış. 

Pazarın önündeki caddede eskisi gibi tek sıra, bazı yerlerde iki sıra araç park edildiğine göre sanırım Pazarın altına otopark yapılmamış. İşittiğime göre pazar yerinin altı, eski mezar olduğu için otopark yapımına ya izin verilmemiş ya da yetkililer otopark yapmayı uygun görmemişler. Eğer bu gerekçe doğru ve bundan dolayı otopark fikrinden vazgeçilmiş ise bence iyi yapılmamış. Mezar yerinin üstünü asfaltlayarak zaten yıllar yılı pazar olarak kullanıyoruz, mezarların üstünü çiğniyoruz. Durum bu iken pazar yerinin altını otopark yapmada ne sakınca olabilir? Kazı esnasında ortaya çıkan kemikler toplanarak bir başka mezarlığa gömülebilirdi. Ama sanırım buna cesaret edilemedi.

Garibime giden, yaptığımız yeni bir şey trafiği rahatlatmayacak, yine her şey eskisi gibi olacak ve trafik kilitlenmeye devam edecek ise pazar yeri uzun süre niçin kapalı kaldı? Sadece taban ve çatısını yenilemek için niçin masraf edildi? Yetkililerin bir bildiği olmalı muhakkak.

Pazarın yenilenen yüzü, en büyük sorun olarak görülen trafiği çözmemiş ise bu aşamadan sonra yapılması gereken, Pazarın önündeki caddeye hiçbir aracın durmasına, park etmesine izin verilmeyecek tedbirlerin alınması en büyük isteğimizdir. Etkili ve yetkili sorumlulara düşen zabıta trafiği ve trafik polisini harekete geçirmektir.