29 Kasım 2017 Çarşamba

Sorumluluk İsteyen Her İşte Nöbete Devam

Bir yerde bir bir sorumluluk mu var. Hiç boş geçmedi bugüne kadar. Mıknatıs gibi çekti beni kendine. Ya da ben gidip onu buldum.

Kahta İHL'de çalışırken  Bakanlık lise 1'ler için yönetmelik gereği tüm liseler arasında merkezi bir sınav yapardı. O gün okulun diğer öğrencileri tatil olurken 9.sınıf öğrencileri kendi okullarında sınav olurdu. Okulların öğretmenleri diğer okulun öğrencilerine gözetmenlik yapmak üzere okullar arasında yer değişirdi.

Kız meslek lisesinin öğretmenlerini İHL'ye, İHL öğretmenlerini de kız mesleğe görevlendirmişlerdi. Çalıştığım okulun öğrencisi fazla, kız mesleğin öğrencisi de azdı. Haliyle İHL'nin öğretmen kadrosu da fazlaydı. 

Kahta İHL'den 20 öğretmen kız mesleğe gittik. Okul müdürü "Arkadaşlar, bu kadar arkadaşa ben görev veremem, içinizden iki kişi kaldım, diğerleri gitsin. Zira benim sadece bir sınav salonum var dedi. Bu söz üzerine bir sevindik, bir sevindik. Çünkü görev yapmadan gidecektik. Zira 20 kişiyiz. İki şanlı kişi bulunur elbet dedik. Herkes sevindi, ben de sevindim. Kendi aramızda kısa bir sevinç gösterisinden sonra 'iyi de, kim kalacak, gönüllü var mı" dendi. Doğal ki çıkan olmadı. İçimizde öğretmenliğe yeni başlayan, halihazırda stajyer öğretmen olan bir kişiye, "Sen kal" dendi. Bir kişi bulunmuştu. Sırada ikinci gözetmeni bulacaktık. Kısa bir sessizliğin ardından gönüllü çıkmayınca 'O zaman kura çekelim' dendi. "Kura çekecekseniz, ben gönüllü kalayım" dedim. 'Niye ki' dedi öğretmen arkadaşlar. "Ben kendimi bilirim. Bu kura, mutlaka bana çıkar. Boşu boşuna kura çekmeyin. Haydi gidin" dedim. "Olur mu öyle? 19 kişiyiz 19'da bir şansın var. Kura çekeceğiz" dediler gülerek. 

Hasılı, kura çekildi. Talihli kişi belirlendi. Okulda gözetmen olarak kaldım. Öğretmen arkadaşlarda "Nereden bildin" merakı sürdü epeyce. Sonunda onlar muradına erdi, bense nöbete geçtim. 

Ne zaman ki bir şeyin kaymağı yenecek, bir ödül veya hediye var. Bu tür kuralarda hep boş çektim, bir amorti bile çıkmadı. Nerede bir külfet, sıkıntı veya sorumluluk var, kör talih hep bana güldü. Bir yerde yemek mi yeniyor. O yemekte gizlenmiş bir yaş mu var. O da benim nasibim. Kıl mı çıkacak bana gelir. Şu baklavayı yiyeyim, spzımjn tadı gelsin derim. Cevizin kabuğundan kaçan yine beni bulur. Bu alanda da hiç boşum yok anlayacağınız. Beni bilen çoğu, benim de içinde bulunduğum bir çekiliş ve kurada sevinirler, nasılsa Ramazan'a çıkar diye. 

Dedemden kalan tarlaların kurasını da bana çektirmişlerdi çocukken. Nerede taşlı, albenisi olmayan, kimsenin bana çıkmasın dediği tarla varsa işte o tarlalar da bize çıkmıştı. 

Çocukların düğününde lazım olur, mehir bedeli yaparız diye azar azar altın alırım. Altın hep zirve yapmıştır o zaman. Para lazım olur, altını bozdurmaya kalkarım, altın dibe iner. Ne zaman ki altını düşük fiyattan bozdururum, altın yeniden şahlanır. Döviz alış ve satışım da bundan farklı değil. 

"Fetva veriyorlar, borsadan lot alalım, çok kar elde edeceğiz, ileride çocuklarımız için yatırım olur" dedi iki arkadaş. Param yok dedimse de biz sana dolar borç verelim dediler ve beni güç-bela ikna ettiler. Düşük kurdan aldığım doları öderken doların hızına yetişmek mümkün değildi. Gelecek vadeden Tüpraş'tan 35 liradan lot aldık. Bizim gelecek vadedecek olan Tüpraş hissesi 9 liraya kadar indi. 

Kör talih sana hiç mi gülmedi derseniz? Hatırladığım, Adana'da çalışırken Çetinkaya mağazasından sanırım 75 liraya bir pardesü almıştık. Akülü araba ve bisiklet çekilişi varmış. Verdikleri kuponu doldurup attık, atarken de küçük çocuğuma "Bunu senin adına doldurdum" dedim. Çekiliş esnasında küçük bisiklet çocuğuma çıkmıştı. 

Gördüğünüz gibi hepten şanssız biri değilim. Bazen döner-şaşar, milyonda bir de olsa kötü talihimi yenerim. Ama sorumluluk isteyen her iş beni buldu, bunu adım gibi biliyorum. 29.11.2017 Ramazan YÜCE

Yeni Merkezî Sınavla İlgili Açıklamalar

2017-2018 öğretim yılı sonunda yapılacak olan yeni merkezî sınavlarla ilgili ÖSYM yetkilileri ve MEB zaman zaman açıklama yapmaktadır. Çünkü yeni sınav sistemleriyle ilgili yapılan ilk açıklamalar  tartışmaları da beraberinde getirdi. Zira çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren sınavlar doyurucu gelmedi çoğu kimseye.

Merkezî sınavlarla ilgili yapılan eleştirileri dikkate alan ÖSYM, yeni düzenleme yapmak zorunda kaldı. MEB de liselere girişle ilgili zaman zaman yeni açıklamalar yapmaktadır. Oyun başladıktan sonra yapılan bu sistem değişikliği daha uygulama imkanı bulamadan yeni değişik ve açılımlara gebe kalacağı benziyor. Çünkü surda bir gedik açıldı bir kere. Bir oldu bittiyle maç içinde yapılan bu değişiklik, yetkililer tarafından benimsensin isteniyor ama olmuyor bir türlü.

Madem ki yeni sınav sisteminde olmazsa olmaz bir kırmızı çizgisi yok yetkililerin. Her türlü eleştiri ve öneriyi dikkate alıp zaman zaman yeni ilave ve çıkarımlar yapacaklar. Bunu bir proje haline getirebilirler. Sınav sistemiyle ilgili haftalık açıklama yapma kararı alınabilir. Her hafta sınav sisteminin bir yönüyle ilgili açıklama yapılabilir. Basın toplantısının adı 'sınava 5 kala' veya 'sınava 10 kala' gibi isimlerle numaralandırılabilir. Kısa ve öz yapılan bu açıklamadan sonra her basın toplantısı 'Arkası haftaya' şeklinde bitirilebilir. Böylece öğrenci ve veli haftalık bir beklenti içerisine girebilir. Bu durum, heyecan ve merak uyandırır. Sınav sistemi sayesinde toplumun büyük bir kesimi eğitim ve öğretimle ilgili konuları gündemine alır. 

Gördüğünüz gibi her problemin, her sarpa saran durumun bir çözümü var. Bunun için problemi çözme azim ve iradesi olmalı ve aynı anda çözüm üretecek kıvrak bir zeka, basiret ve feraset olmalı diye düşünüyorum. Yeter ki istensin. 29.11.2017 Ramazan YÜCE

Müslümanların Günle İmtihanı

Problemsiz insan, toplum, cemaat, camia, mezhep, millet ve milliyet yoktur. Her toplumun çözülebilir ve çözülemeyen sorunları vardır.

Müslümanların sorunları ise saymakla bitmez. Bazı sorunları kendilerinden, bazıları da dış etkenlerden kaynaklanır. Sorunlarının çoğunu kendileri üretir. Kolay kolay da çözülmez. Kıyamet kopsa çözülür diyeceğim ama emin değilim. 

Bazı sorunları ise gülünç ve komik. Müslümanların ne yapmak istediğini bir anlasam harap olayım. Birkaç örneklendirme yaparsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılmış olur.

"Ramazan orucu bugün mü, yarın mı, hilal göründü mü, görünmedi mi? Bayram bugün, yok yarın. Gördüğüm hilal birkaç günlük hilal. Türkiye'nin oruca başlama günü doğru, yok Arabistanınki yanlış. Bence Suudluların görüşü daha isabetli..." şeklinde her Ramazan öncesi ve her bayram bu tartışma olur. Yetkililer bir araya gelseler de mesele çözülmez. Her biri kendi başına buyruktur. Maalesef bir oruca beraber başlayamayız. Bayrama da birlikte giremeyiz. Çok nadirdir aynı gün oruca başlandığı ve bayrama girildiği.

İşimize geldiği zaman hicri takvimi esas alır, bazen de miladi takvimi takip ederiz. Dini günlerde hicri takvim takip edilirken nedendir bilinmez Mekke'nin Fethi bazı kesimlerce her yıl 31 Aralık'ta kutlanır. Burada güdülen amaç yılbaşı kutlamalarına alternatif bir kutlama olsa gerek. 

Hz Muhammed'in doğum günü her yıl hicri takvime göre Mevlit Kandili adı altında değişik etkinliklerle anılırken 1989 yılından itibaren 'Kutlu doğum' adı altında miladi takvime sabitlenerek Nisan ayında kutlanır oldu. İşin ilginç yanı peygamberin doğum günü biri hicri, diğeri miladi olmak üzere yılda iki defa anılır oldu. Son günlerde 'Kutlu doğum FETÖ icadı' tartışmaları üzerine peygamberin doğumunu anma, hicri takvime göre gelen mevlit kandilinde olacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Yıllardır bir çelişki olan doğum günü böylece çözülmüştür.

Günlerle ilgili bir başka sorunumuz da Kadir gecesi dışında kandiller var mı, yok mu üzerine. Kimi var, kimi yok der. Var denilse de, yok denilse de kültürümüze yerleşmiş bu kandiller, günü gelince değişik etkinliklerle anılır. Hiçbir şey yapmayan/yapamayan/yapmak istemeyen bu günün gecesini kutlamak üzere mesaj gönderir. Çoğu kimse günün anlam ve önemine binaen mesaj  gönderirken kendi elinin emeği olarak birkaç cümle yazmaktansa başkasından gelen veya sanal alemden bulduğu resim formatındaki mesajları göndermektedir. Kimi de doğru-yanlış araştırmadan piyasada dolaşan günün önemini belirten mesajları bol miktarda tedavüle sürmektedir.

Hasılı sorunumuz çok olmaya çok. Maalesef günler konusunda bile bir birlikteliğimiz yok gördüğünüz gibi. Bu konuda da çok iyi bir imaj vermemekteyiz. Allah altından kalkamayacağımız yükler vermesin. Aramızdaki sorunları çözmeyi nasip etsin. Bir ve beraber olmayı, birlikte hareket etmeyi, birbirimizin derdiyle dertlenmeyi, birbirimizi anlamayı nasip etsin. Günleri kutlamanın ötesinde amacına uygun yaşamayı hepimize göstersin. 29.11.2017 Ramazan YÜCE