2 Aralık 2015 Çarşamba

Konya düğünlerindeki hediye geleneği

-Kardeş, oğlanı evlendirdin, telaşeyi atlattın. Hayırlı olsun.
-Sağ olasın. Atlattık atlatmasına da.
-Senin bir derdin var, hayırdır?
-Borç paçadan akıyor. Nasıl altından kalkacağım bilmem.
-Ne borcu?
-Düğün borcu. Bir de işin arasına Konya usulü yemek girdi. Çık içinden çıkabilirsen.
-Ne yapmayı düşünüyorsun?
-Az bir sermayem olsa... Bir dükkan açacağım.
-Hoppala hem gırtlağa kadar borçluyum diyorsun hem de dükkan açacağım diyorsun. Ne üzerine düşünüyorsun?
-Züccaciye
-Yabancısı olduğun bir alan. Bu da nereden çıktı şimdi?
-Düğünde hediye olarak gelen malzemeyi eriteceğim.
-Dükkan açacak kadar çok mu?
-Hem de nasıl. Ev, çatı mutfak eşyası dolu. 5 yıl önce yaptığım düğünden kalan hediyelerde işin cabası. Ambalajı açılmamış duruyor.
-Ev ihtiyacında kullansaydın ya.
-Kullanmayla bitecek gibi değil. Çoğu düğün davetlerine de bunlardan götürüyorum.
-Züccaciyelik çeşit gerektirir. Her çeşitten var mı bari?
-Bir kaç kalem
-Nedir onlar?
-Borcam, limonata takımı, çay bardağı takımı, kahve takımı, tek tük çaydanlık
-Bunlar borcunu kapatacak mı ya?
-Nerede... Cep harçlığı yapacağım eğer satabilirsem.
-Allah yardımcın olsun
-Gelenler sağ olsunlar düğünümüzü şenlendirdiler. Hediyeye de zahmet etmişler, masraf etmişler... Aslında hediye yerine para verilse düğün sahibi için daha hora geçer. Borcun bir kısmı bu şekilde ödenmiş olurdu.
-Kim bilir belki o da olur bir gün.
-Bu adetten vazgeçmek zor olacağa benziyor.
-Bu konuşulanları face'de paylaşayım olur mu, ne dersin?
-Sen bilirsin. Böylece belki kamuoyunda zarf içerisinde hediye olarak para adeti geleneği oluşmuş olur.19/10/2015

Rahatına Düşkün ve Bencil

Yol kenarındaki ücretli yere aracını park etmedi. Ne de olsa ücretli idi.
Sürdü aracını. Dakikada 8 şehir içi otobüsünün geçtiği Zafer otobüs durağına aracını park etti.
Onu gören başkası da koydu.
Sonra geçti karşı tarafa. Oturup çayını yudumlamaya başladı.
Durağı işgal altındaki otobüs şoförü, geriye kalan tek şeritte indi-bindi yapmaya başladı.
Trafik Anıt’a kadar uzadı.
Trafik uzadıkça bizimkinin keyfine diyecek yoktu.
Nasıl da becermişti trafiği kilitlemeyi ve trafiğin içine etmeyi.
Ara ara “trafik niçin tıkandı, niye yürümüyor” diye arka taraftan çalınan korna sesi kendisini biraz rahatsız ediyordu ama olsun.
Kendisinin yaptığı rahatsızlık yanında devede kulak kalıyordu korna sesi.
Beraber çayını yudumladığı arkadaşı kendisine, “trafik polisi az sonra gelir. Aracını çek istersen” dedi.
Polisten çekinmem diye cevap verdi.
Ama ceza yersin” diyecekti ki arkadaşı.
Bizimki cevabı almadan devam etti konuşmasına:
“Polis ceza yazamaz. Çünkü polis önce gelir, bilmem ne plakalı araç sürücüsü aracınızı çekin diye anons eder gider.
Nice sonra tekrar gelir. Silecekleri kaldırır. Tekrar gider.
Oldu mu yarım saat.
En son ceza yazmaya bir 15 dakika sonra gelir.
Eder 45 dakika.
Ben o zamana kadar keyfimi çatayım. Millet çatlasın.
Böylece ceza yemeden aracımı çekerim. Böylece otoparka da para vermemiş olurum. Parktan buraya kadar da yürümemiş olurum”.
“Senin gibilerine ne denir?” dedi arkadaşı.
“Ne derlerse desinler? Umurumda değil. Ben önce kendi rahatımı düşünmek zorundayım” dedi sırıtarak. 18/10/2015

Yasir Bebek

-Hoş geldin,Yasir bebek hayata
-Hoş bulduk Dedeciğim, bana hayatı anlatır mısın?
-Daha yaşın küçük, biraz daha büyü, ondan sonra.
-Evet küçüğüm, 05/06/2015 tarihinde dünyaya gelmişim. Halen 4,5 aylığım. Senin doğum gününden bir gün önce doğmuşum. Ama çocuklar anne karnından 3 yaşına kadar bilgi depolar, sonra da bu bilgiyi kullanırmış.
-Boş veeer, çocukluğunu yaşa.
-Hadi dede, ne olursun.
-Moralin bozulur.
-Olsun, sıkıntılar insanı pişirirmiş. Şimdiden pişmeye başlarım.
-Günah benden gitti o zaman. Bundan 3,5 yıl sonra yani 48 aylık iken kreş-okul öncesi ile tanışıp okullu olacaksın. Üniversite hariç en az 13 yıl okulda okuyacaksın. Ana sınıfı dahil öğretimin her kademesinde ders kitaplarının
yanında yardımcı kaynaklar, soru bankası, konu anlatımlı kitaplarla ve servis ile karşılaşacaksın. İlkokulda 30, ortaokulda 35-36, lisede hafta içi 40 saat ders göreceksin. Okul sınavlarının yanında 8.sınıftan itibaren TEOG,12.sınıfta ise YGS-LYS vb merkezi sınavlara gireceksin. Okul derslerinin üzerine ilaveten takviye dersler alacaksın. Baban-annen hafta sonu tatil yaparken sen sırtına çantanı alıp, kulağına da kulaklığı takıp haftanın 7 günü sabahın erken saatinden geç vakitlere kadar kurs, etüt vb takviyeler alacaksın. İyi bir lise kazanmak için eş, dost, akraba, arkadaş vb kimselerle irtibatı kesip tamamen derslere odaklanacaksın. Oyun ve eğlenceyi unutacaksın. Ailenin ödev yapman için aldığı bilgisayardan kaçamak dijital oyunlar oynayacaksın. Bilgisayardan yorulunca sana ödül olarak alınacak tablet, play station ile oynamaya devam edeceksin. Zaman zaman da sanal aleme takılırsın. Bu arada ailende de seninle beraber bir koşuşturma olduğunu görürsün. İyi okul, iyi öğretmen, iyi semt arayışı olacaktır. Belki de iyi bir okul için kayıt alanı dışında bir yerden adres bile gösterecekler. Son sınıflarda belki de temel liseye alırlar seni. Ders çalışmadın mı gözleri üstünde olacak. Liseyi kazandıktan sonra lise sonda yine bir sınava gireceksin. Her yıl 2 milyon insan bu sınava girer. 200 bin öğrenci iş bulabilecek bir bölümü kazanır. Geriye kalan 1.800.000 genç işsizler ordusuna katılır. 4-6 yıl arasında da üniversitede okunur. Okul bittikten sonra devlette herhangi bir yerde görev almak için KPSS sınavlarına hazırlanıp başarman gerekiyor. En erken 22 yaşında okulu bitireceksin. Bu demektir ki ömrünün neredeyse çeyrek yılı okumakla, yarışmakla, çalışmakla geçecektir. Hele bir de atanırsan 4-5 yılda
öğrendiğini bir ömür boyu satarsın.
Sözün kısası: Doğduğuna doğacağına pişman olacaksın. Hiç çocukluğunu yaşamayacaksın.
Bu anlattıklarım eğitim boyutu. Bir de öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ülkemizin etrafı ateş çemberi. Oluk oluk müslüman kanı akıyor. İnşallah sen büyüyüp sorumluluk sahibi olunca eğitimin sorunları biter. Savaşsız ve kansız bir dünya olur. Sen de memlekete faydalı, ahiretini kazanan samimi bir müslüman olursun. İnsanlığa hizmet eden iyi bir insan ol.
-Şimdiden içim karardı. Teşekkür ederim dedeciğim. 21/10/2015