2 Aralık 2015 Çarşamba

Yasir Bebek

-Hoş geldin,Yasir bebek hayata
-Hoş bulduk Dedeciğim, bana hayatı anlatır mısın?
-Daha yaşın küçük, biraz daha büyü, ondan sonra.
-Evet küçüğüm, 05/06/2015 tarihinde dünyaya gelmişim. Halen 4,5 aylığım. Senin doğum gününden bir gün önce doğmuşum. Ama çocuklar anne karnından 3 yaşına kadar bilgi depolar, sonra da bu bilgiyi kullanırmış.
-Boş veeer, çocukluğunu yaşa.
-Hadi dede, ne olursun.
-Moralin bozulur.
-Olsun, sıkıntılar insanı pişirirmiş. Şimdiden pişmeye başlarım.
-Günah benden gitti o zaman. Bundan 3,5 yıl sonra yani 48 aylık iken kreş-okul öncesi ile tanışıp okullu olacaksın. Üniversite hariç en az 13 yıl okulda okuyacaksın. Ana sınıfı dahil öğretimin her kademesinde ders kitaplarının
yanında yardımcı kaynaklar, soru bankası, konu anlatımlı kitaplarla ve servis ile karşılaşacaksın. İlkokulda 30, ortaokulda 35-36, lisede hafta içi 40 saat ders göreceksin. Okul sınavlarının yanında 8.sınıftan itibaren TEOG,12.sınıfta ise YGS-LYS vb merkezi sınavlara gireceksin. Okul derslerinin üzerine ilaveten takviye dersler alacaksın. Baban-annen hafta sonu tatil yaparken sen sırtına çantanı alıp, kulağına da kulaklığı takıp haftanın 7 günü sabahın erken saatinden geç vakitlere kadar kurs, etüt vb takviyeler alacaksın. İyi bir lise kazanmak için eş, dost, akraba, arkadaş vb kimselerle irtibatı kesip tamamen derslere odaklanacaksın. Oyun ve eğlenceyi unutacaksın. Ailenin ödev yapman için aldığı bilgisayardan kaçamak dijital oyunlar oynayacaksın. Bilgisayardan yorulunca sana ödül olarak alınacak tablet, play station ile oynamaya devam edeceksin. Zaman zaman da sanal aleme takılırsın. Bu arada ailende de seninle beraber bir koşuşturma olduğunu görürsün. İyi okul, iyi öğretmen, iyi semt arayışı olacaktır. Belki de iyi bir okul için kayıt alanı dışında bir yerden adres bile gösterecekler. Son sınıflarda belki de temel liseye alırlar seni. Ders çalışmadın mı gözleri üstünde olacak. Liseyi kazandıktan sonra lise sonda yine bir sınava gireceksin. Her yıl 2 milyon insan bu sınava girer. 200 bin öğrenci iş bulabilecek bir bölümü kazanır. Geriye kalan 1.800.000 genç işsizler ordusuna katılır. 4-6 yıl arasında da üniversitede okunur. Okul bittikten sonra devlette herhangi bir yerde görev almak için KPSS sınavlarına hazırlanıp başarman gerekiyor. En erken 22 yaşında okulu bitireceksin. Bu demektir ki ömrünün neredeyse çeyrek yılı okumakla, yarışmakla, çalışmakla geçecektir. Hele bir de atanırsan 4-5 yılda
öğrendiğini bir ömür boyu satarsın.
Sözün kısası: Doğduğuna doğacağına pişman olacaksın. Hiç çocukluğunu yaşamayacaksın.
Bu anlattıklarım eğitim boyutu. Bir de öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ülkemizin etrafı ateş çemberi. Oluk oluk müslüman kanı akıyor. İnşallah sen büyüyüp sorumluluk sahibi olunca eğitimin sorunları biter. Savaşsız ve kansız bir dünya olur. Sen de memlekete faydalı, ahiretini kazanan samimi bir müslüman olursun. İnsanlığa hizmet eden iyi bir insan ol.
-Şimdiden içim karardı. Teşekkür ederim dedeciğim. 21/10/2015

Bu çocukların ağlayanı yok


13 yaşındaki 8.sınıf öğrencileri bu yıl TEOG adı verilen sınava hazırlanıyorlar. Haftada 36 ders saatinin yanında en az 12 ders saati olacak şekilde takviye kurs görmekteler. Böylece haftada toplam 48 ders saat ders görmüş olacaklar. İşlenen derslerin tekrarı, soru çözülmesi derken toplamda ne kadar çalışacaklarını varın siz hesaba katın bu küçük dimağların.

Devlet memuru olmuş büyükler haftada 40 saat çalışmakla yükümlüdürler. Küçüklerimiz hiç ders çalışmasa en az 48 ders saati ders dinlemiş oluyorlar. Bu işte bir anormallik yok mu? Anne-babalar, devlet yetkilileri, ülkeyi yönetenler, yönetmeye aday olanlar elimizi vicdanımıza koyalım. Bu 13 yaşındaki çocuklara bu yaptığımız reva mı Allah aşkına? Bir çiçek olan, oyunla büyümesi gereken küçükleri doğduklarına doğacaklarına pişman etmiyor muyuz? Kendi çocukluğumuzu düşünelim bu kadar yük var mıydı üzerimizde. İyi bir okul kazansından başka insan ve adam olması için bir çabamız var mı?

Biz eğitimciler 30 saat olan ders saatinin azaltılmasını beklerken 35-36’ya çıkarılarak bizlere ikinci bir fil verildi.

Geleceğimizin teminatı nesli bu yöntemle eşten, dosttan, akrabadan ve sosyal hayatın içinden soyutlamış oluyoruz. Hayatı bir laboratuvar içerisinde ders çalışma olarak dizayn etmenin kimseye faydası yoktur. Ders-okul-kurs-çalışma-test çözme şeklinde haftanın 7 gününü doldurmak bu çocukları toplumdan soyutlar. Toplum içerisine çıktıkları zaman da sırtlarına aldıkları kitap yüküyle birlikte kulağına taktıkları kulaklıkla kendilerine bir yol
çizmiş gidiyorlar.

Ortaokul, lise hep bir yarışın içerisinde. Dinleneceği zamanda dışarı çıkıp oynama yerine sanal aleme dalma, sanal oyun oynama belki de patlamaya hazır bombanın patlamasının ertelenmesinden ibarettir. Anne, baba, çocuk hep beraber üniversite kazanmaya odaklanıyoruz. Ortalama 2 milyon genç beyin üniversite sınavına girer. 200 bin genç bitirince iş bulabileceği bir bölümü kazanır. 1800.000 genci mutsuzluğa düçar ediyoruz gençliğinin baharında. Üniversite bittikten sonra atanmak için yine bir yarış...

Ömrünün çeyrek yılı “Ne olacağım, sonum ne olacak” şeklinde bir vehim ve fütursuzca koşuşturmayla geçiyor. İşin garibi süreci hazırlayanlar, bu sürece girenler hep iyi niyetli. Allah bu neslin yardımcısı olsun. Bu yarış sonu hayır olan bir yarış değildir. Bu böyle biline. Gidilen yol çıkmaz sokaktır. 20/10/2015


Terletmeyen iş

Kahvehaneye geldi.Oturdu bir sandalyeye.Oynayacağı okey ekibini beklemeye koyuldu.Çıkardı cebinden parlementi,yaktı sigarasını.Çay da gelmişti bu arada.Anlaşılan müdavimi idi;istemeden çay geldiğine göre.
-İş lazım
-Ne işi?
-Karnımı doyuracak bir iş
-Arıyor musun?
-Yok ki
-Hiç aradın mı?
-Aramaya ne gerek var.Yeterince para vermiyorlar ki.Girdim,çıktım.
-Nasıl bir iş istiyorsun?
-Sırtımı terletmeyecek,mesaisi olmayan bir iş.
-Ha sen devlette çalışmak istiyorsun.
-Aklınla bin yaşa.
Sonra ekibi geldi.Okey oynamaya daldı.Çayın biri geldi,biri gitti.İçilen sigaranın ise hattı hesabı olmadı.Oyunu kaybederse ne kadar çay parası ödeyecek kim bilir?