Şu şehir, şu bölge falan partinin kalesi tabirlerini siyasette çok
duyarız. Gerçekten de öyle ilçe, il ve bölgeler vardır ki siyasi partilerin
kalesidir. Bu durum geçmişten günümüze hep böyle olmuştur. Bu şehirlerde kolay
kolay ne vekil sayısı değişir ne de belediye başkanı. Partiler, adı geçen
kalelerinde adeta ceketlerini koysalar seçimi kazanmaları kesindir.
Kale olan şehirler, siyasi partiler için seçimin altın tepside
sunulduğu, sonucun baştan belli olduğu, heyecanın fazla olmadığı çantada keklik
yerlerdir. Partiler daha önceki aldıkları oy oranını yükseltme ve rekor kırma
peşindedir bu tür seçim bölgelerinde. Kalesi olmayan partiler için bu tür yerler
bir önceki seçim sonucunu koruma ve artırma başarısını yakalama, aday çıkarmış
olmak için ve laf olsun diye seçime girilen yerlerdir.
Kişilerin kimliği olduğu gibi şehirlerin de bir kimliğinin olması
normaldir. Bu tür yerlerde vekil ve belediye başkanı seçilenler
görevlerini layıkıyla yaptıkları, şehirlerini güzel bir şekilde temsil
ettikleri, şehirlerine katma değer ürettikleri, seçmen oy verdiğine pişman
olmadığı takdirde bu şehirlerin bir partinin kalesi olmasında hiçbir sakınca
yoktur.
Siyasi partilerin kalesi olan şehirlerde sakınca, seçimin alternatifinin
olmamasıdır. Seçim çantada keklik olunca siyasi parti ciddi ve donanımlı aday
göstermeyebiliyor. Seçilecek aday doğru dürüst seçim çalışması yapmıyor.
Seçildiği zaman doğru dürüst hizmet etmeyebiliyor. Niye hizmet etsin değil mi?
Çünkü çalışsa da çalışmasa da nasılsa başka parti seçimi kazanamıyor. Partisi
diğer seçimde kendisini aday göstermese bile gösterilecek aday nasılsa yine
partisinden olacak. Yeni seçilen enkaz devraldım demeyecek. Eksik, aksak yönler
ortaya dökülmeyecek.
Kale bilinen şehrin insanı ise belediye başkanının ve vekillerin
çalışmasından memnun olmasa bile bizim partinin insanı deyip karizmayı
çizdirmemek için yine oyunu aynı partiye veriyor. Bir nevi inatlaşıyor. Yeter
ki kale başka partiye teslim edilmesin.
Kale olan şehirlerin rengi değişmeyince bu tür şehirler diğer
şehirlere oranla daha az hizmet alıyor, birçok şehir daha da gelişirken buralar
yerinde sayıyor.
Bu problemi çözmenin yolu, seçmenin bazen sağ gösterip sol
vurmasıdır. Yani X partisinin kalesi olan şehirleri bazen Y partisi, Y
partisine ait olan şehirleri de bazen X partisinin kazanmasıdır. Böyle olduğu
takdirde siyasi partiler bir yeri kendilerinin kalesi görmez. Hizmeti aksatmaz.
Çalışmadığım takdirde diğer parti burayı kazanır endişesi taşır ve var gücüyle
şehrine hizmet eder. Bu da o şehir insanına yarar.
Kısaca, kale olan şehirler hiçbir partinin çiftliği olmamalı. Buralar sonucu baştan belli seçim bölgesi olmamalı. Buraları elinde bulunduran siyasiler rakibin nefesini arkasında hissetmeli. Partiler arasında eşit rekabet şartları olmalı. İyi olan, iyi aday çıkaran seçimi kazanmalı ve o şehri yönetmeli.
*14/02/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder