Başta İHO ve İHL'ler olmak üzere zaman
zaman belediyeler, öğrenciler veya belli yaş grubundaki çocuklar için değişik
isimler adı altında namaz kampanyaları ve projeler tertiplemektedirler.
Buradaki amacın
küçük yaşlarda çocuklara namaz sevgisini aşılamak ve ağaç yaş iken eğilir
misali namaz kılmayı alışkanlık haline getirmek olduğu anlaşılmaktadır. Teşvik
için de zaman zaman belli bir süre namaza devam edenlere yönelik bisiklet vb.
hediyelerin verildiği de görülmektedir. Özellikle işin ucunda hediye olan namaz
programlarına katılım dikkat çekmektedir. Cami görevlileriyle yaptığım
görüşmede kampanya bitimi namaza devam eden çocuğun kalmadığı yönünde. Bu, bir
değil, üç değil, hep böyle olmuştur. Bu da demektir ki namaza teşvik için
hediye çözüm değil. Ne yapılması gerektiğine dair bir çözüm önerim de yok.
Bu kampanyalarla
ilgili dikkatimi çeken bir hususa işaret etmek istiyorum. Kampanyaların niçin
beklenen sonucu vermediği belki bundan olabilir. Genelde diyeceğim ama genelde
değil, tüm kampanyalar sabah namazı üzerine. Niçin sabah namazı, ne var bu
sabah namazında?
Değerlendirmeye
geçmeden önce tüm namazlar gibi sabah namazı da önemli. Belki en önemlisi. Zira
namaz kılanın samimiyetini sabah namazı gösterir. Çünkü sabahın karanlığında,
uykunun tam tatlı yerinde sıcak yataktan kalkıp namaz kılmak ve bu namaz için
camiye gitmek her kişinin harcı değil. Yani zor bir namaz.
Zor bir namaz
olmasına rağmen namaz kılmayı teşvik ettiğimiz çocuklarımızı en zor namazdan
başlatmak çocuk psikolojisine ve pedagojiye ne derece uygun? Çocuk uykulu
uykulu "güle oynaya" sabah namazına nasıl gitsin? Büyükler de bile
bir uyku mahmurluğu ve uyuşukluk olur. Hayatın her alanında çocuklara bir şey
öğretirken kolaydan zora metodu uygulanırken namaz programlarında ise zordan
başlanıyor. Kampanyayı kim başlatırsa başlarsın, niyetleri ne derece iyi olursa
olsun, sabah namazıyla başlayan bir kampanya çocuk psikolojine uygun değildir. Üstelik
hiçbir çocuk da sabah namazına bir başına gidemez.
Çocuklarımız
namaza teşvik edilecekse, bunun yolu, zordan kolaya değil, kolaydan zora doğru
bir yolun izlenmesidir. Sabah namazı yerine çocuğun bir başına da gidebileceği,
gezip dolaşırken ezanla beraber şadırvana koşup abdest alıp kılabileceği
namazlar; öğle, ikindi ve akşam namazlarıdır. Gördüğünüz gibi bir vakit namazdan
değil, üç vakit namazdan bahsediyorum burada. Çocuğun günde bir defa değil, üç
defa alnı secdeye değiyor bu dediğimde. Alışkanlık edinilmesinde bu üç vakit
daha etkili olabilir. Hem çocuk sabah namazına ölümüne giderken bu namazlara
"güle oynaya" gider. Anlatmak istediğim, bu üç vakti içine alan
hediye kampanyalı namaz programları pedagojiye daha uygundur.
Başlatılan onca
hediyeli sabah namazı kampanyalarından istenilen sonuç alınamamasına rağmen İHO
ve İHL yöneticileri aynı minval üzere öğrencilerine yönelik sabah namazı
buluşmaları düzenlediği, yaptıkları paylaşımlardan anlaşılmaktadır. Bu da sonuç
odaklı düşünmediğimizin bir göstergesidir.
Bir sonraki yazımda okullar, niçin namaz odaklı projeler dışında başka projelerle karşımıza çıkmadığı üzerine olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder