Ramazan
denince aklıma Kur'an gelir. Çünkü Kur'an ramazan ayında inmeye başlamıştır.
Ramazan ayını mübarek kılan da tuttuğumuz oruçtan ziyade Kur'an'ın bu ayda
inmeye başlamasıdır. Kadir gecesini de bin aydan üstün kılan yine Kur'an'dır. O
yüzden ramazana Kur'an ayı da denir.
Kur'an
denince aklıma onu okuyup anlama ve hayatımıza tatbik etme gelir. Aynı zamanda
hafızlık aklıma gelir. Kur'an'ı baştan sona ezberleyen hafızlar için ramazan
ayı, hafızlıklarını sağlama ve tekrarlama ayıdır. Çünkü hafızlık hafız olmakla
bitmiyor. Onu korumak için bol bol tekrar edilmesi gerekir. Bu tekrar etme de
bir ömrü içine alır. Hafızlığını unutmak istemeyen hafızlar ramazan ayını
fırsat bilip en azından yılda bir kez hafızlıklarını sağlarlar.
Hafızlık
sağlama deyince Beşyol mevkiindeki Musalla Mezarlığının karşısındaki Türk
Anadolu Vakfına ait Hacı Veyis Zade Talebe Yurdu aklıma gelir. Yıllarca başta
İmam Hatip Ortaokulu ve Lisesi öğrencileri olmak üzere köyden gelmiş, evi barkı
olmayan diğer ortaöğrenim öğrencilerinin barınma ihtiyacını gideren şimdilerde
yıkılmış olan bu yurt çok yönlü bir işlev görmüştür. Burası ilkokuldan sonra
Uluırmak Nuraniye Kur'an Kursunda hafızlık yapmış hafız öğrencilerin, ortaokul
ve lise boyunca hem kaldığı hem de ramazan aylarında ve yaz döneminde
hafızlıklarını sağladıkları bir yer olmuştur. Bunun yanında derslik ihtiyacının
olduğu yıllarda, Konya İHL'nin ek binası da olan bu yurda hafızlık okulu dense
yeridir. Çünkü bu yurt, yılda bir kez hafızlıklarını sağlama karşılığında hafız
öğrencilere yıl boyunca bu yurtta ücretsiz kalma imkanı sunmuştur. Her yıl
hafızlığını sağlayan yüzlerce hafız öğrenci, öğrenim hayatları boyunca ücret
ödemeden bu yurtta kalarak iaşe ve ibate sorunu yaşamadan okuma imkanı bulmuş
ve ailesine yük olmamıştır.
İkinci
dönem karne verildikten sonra yurtta kalan diğer öğrenciler yaz
tatillerini geçirmek üzere memleketlerine giderlerken hafız öğrenciler bir ay
boyunca yurtta kalırlar. Türk Anadolu Vakfının tahsis ettiği hocalara her gün
bir cüz (20 sayfa) okurlardı. Çoğu hafız sahura kadar yatmaz, ikinci katta
bulunan mescide geçer, sahura kadar ertesi günü okuyacağı ezberini
yapardı. Sağlama işini bitiren öğrenci, valizini toplayarak memleketinin yolunu
tutardı.
Konya
yöresinde geçmişte hafız olmuş, yolu bilvesile Hacı Veyis Zade Yurduyla
kesişmiş, okumuş, bir göreve gelmiş, halen çalışan veya emekli olan nice hafız
varsa ve bu hafızlar hala hafızlıklarını unutmamışlarsa bunu bu yurda
borçludurlar. Arkasında bir vakıf(TAV) olan bu yurdu/vakfı; diğer vakıf, dernek
ve yurtlardan ayıran bir özelliği de almadan vermiş olması yani hep veren el
olmasıdır. Fakir Anadolu insanının elinden tutmuştur. Hafızlığını sağlama
dışında hafızlarından bir ücret talep etmeyen bu suffe okulu, yaptığı bu
hizmeti öğrencilerin başına kakmadığı gibi mezuniyet sonrasında da "Biz
size geçmişte baktık, elinizden tuttuk. Şimdi yardım/hizmet etme sırası
sizde" şeklinde bir talepte bulunmamıştır. Diğer vakıf ve derneklere
duyurulur.
Açıldığı
andan itibaren Konya'nın medarı iftiharı Hacı Veyis Zade merhumun ismine
yaraşır şekilde güzel ve farklı hizmetler ifa eden bu yurdun, yeniden yapılıp
yıllarca deruhte ettiği sadakayı cariye hizmetini kaldığı yerden devam
ettirmesi en büyük temennimdir.
Hasılı,
bu yurdun yapılmasına sebep olanlardan, fikir babasından, bu hizmeti ifa
edenlerden, hizmetin ifa edilmesine maddi kaynak sağlayanlardan, yurdun içinde
veya gerisinde -az veya çok- bedenen ve zihnen katkı sağlayanlardan Allah
ebeden razı olsun. Ölenlere Allah'tan rahmet, halen sağ olanlara da sıhhat,
afiyet ve hayırlı ömürler dilerim.
*06/05/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*06/05/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder