Ana içeriğe atla

ÖSYM Milleti Soyuyor mu? *


ÖSYM, 2020 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunu yayımladı. Meraklıları ve ilgilileri için sınav başvuru ve sınav tarihlerini, sınav saatini ve sınav sürelerini ve sınavlarda alınacak sınav ücretlerini paylaşıyorum:
·         Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Başvuru Tarihleri: 6 Şubat-3 Mart 2020
·         YKS 1. Oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT) Tarihi, Sınav Saati ve Sınav Süresi: 20 Haziran 2020 (Cumartesi), 10.15, 135 dakika
·         YKS 2. Oturum Alan Yeterlilik Testleri (AYT) Tarihi, Sınav Saati ve Sınav Süresi: 21 Haziran 2020 (Pazar), 10.15, 180 dakika
·         YKS 3. Oturum Yabancı Dil Testi (YDT) Tarihi, Sınav Saati ve Sınav Süresi: 21 Haziran 2020 (Pazar), 15.45, 120 dakika
·         YKS Sınav Ücretleri (TYT/AYT/YDT Her Biri İçin) : 70,00 TL (Ücret ödeme için son gün, 4 Mart 2020)
·         Geç Başvuru Günü: 18-19 Mart 2020 (Sınav ücreti, 18-19 Mart 2020 tarihlerinde ödenmelidir.)
·         Geç Başvuru Günü Sınav Ücretleri (TYT/AYT/YDT Her Biri İçin) : 105,00 TL (Sınav ücreti Geç Başvuru Günlerinde ödenmelidir.)
·         Bir başvuru merkezinden başvuru yapan adaylar, başvuru merkezine 10,00 TL Başvuru Hizmeti Ücreti ödeyeceklerdir.

Sınava girecek öğrencilerimiz için kılavuzun yayımlanmasıyla birlikte geri sayım başladı. Dolayısıyla sınav stresine de şimdiden girdiler. Çocuklarımız hayat-memat meselesi olan bu sınavlara hummalı bir şekilde çalışa dursun; biz veliler de onları moral ve motive etmeye çalışalım. İnşallah emeklerinin karşılığını kat kat alırlar.

Kılavuzda dikkatimi çeken sınav ücretleri oldu. Siz nasıl karşıladınız bilmiyorum ama her bir sınav için alınan sınav ücreti bana yüksek geldi. Dikkatinizi çekti ise bir sınav ücreti 70 lira. Her bir öğrenci TYT ve AYT olmak üzere en az iki sınava girecek. Bu demektir ki sınava girecek her bir öğrenci, iki sınav ücreti için 140 lirayı gözden çıkarması gerekiyor. Öğrenci bu iki sınava ilaveten YDT’ye de girmek isterse, toplamda 210 lira para yatırmalıdır. Bir 10 lira da bahşiş sadedinde başvuru hizmet bedeli olarak başvuru merkezlerine ödeme yapması gerekiyor.

ÖSYM’nin yaptığı YKS(TYT, AYT, YDT) sınavlarına az öğrenci girmiyor:

2018 yılında YKS sınavına 2 milyon 381 bin 412 aday, 2019 yılında YKS sınavına 2 milyon 390 bin 491 aday başvuru yapmış. 2020 YKS’ye öyle zannediyorum 2,5 milyona yakın öğrenci girecek demektir. Az sayıda sınav ücretlerinden muaf olan şehit, gazi eşi ve çocuklarını hariç tutarsak ÖSYM’nin her bir sınav için 2,5 milyona yakın öğrenciden 2 sınav bedeli olarak en az 140 lira alacaktır. 2,5 milyonx140=350 milyon eder. (YDT’ye girecek öğrencilerin ödeyeceği parayı dahil etmiyorum. 2019 YDT’ye giren öğrenci sayısı 135 bin civarında.)

Burada ÖSYM, bu sınavları ücretsiz yapsın demiyorum. Çünkü ÖSYM de bu sınavları yaparken az masraf etmiyor. Sınav ücreti alsın ama makul alsın. Alınan bu para maliyetin ve kârın da üzerinde bir para gibi görünüyor bana. Bana böyle görünse de sanırım ÖSYM, maliyeti karşılayamaz olmuş olmalı ki 2018 ve 2019 YKS başvurularında sınav başına 50 TL alırken 2020 YKS’de sınav ücretini 70 TL olarak güncellemiş.

Ne mi yapacağız? Elimiz mahkûm, yatıracağız süresi içerisinde her bir sınavın ücretini. Yatıralım ki hem çocuğumuzun yüzü gülsün hem de ÖSYM’nin. Hem çocuğumuz kazansın hem de ÖSYM. Maazallah! ÖSYM zarar ederse ne yaparız sonra…

ÖSYM, 2018 YKS’de belirlediği sınav ücretini 2019 yılında sabit tutarken 2020 YKS’de ne oldu da fiyatlarda bir ayarlama yapma yoluna gitti? Maliyetler arttı derse, bildiğim kadarıyla TÜİK’ göre 2018 enflasyon oranı yüzde 20,30 iken 2019’da 11,84 olarak gerçekleşti. Bu hesap kitap işini şeffaflık ve hesap verebilirlik adına ÖSYM bir açıklarsa memnun kalacağız.

*08/02/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde