27 Nisan 2017 Perşembe

Okulları da özelleştirsek mi ne?

27/04/2017 günü TEOG sınavında görev yapmak üzere bir özel ortaokulda görevlendirildim. Saat 08.00’de görev yerimde oldum. Kapıda okul müdürü karşıladı. Toplantı salonuna kadar eşlik etti. Masaların üzerinde kahvaltılık ve çay hazırlanmış, ikram etmek için. Sınav komisyon başkanı sınavla ilgili dikkat edeceğimiz hususları okurken biz de önümüzdeki çayları yudumladık.

Saat 09.00’da Fen Bilimleri dersi ile birlikte 40 dakikalık ilk sınav başladı. Sınavın ilk 5 dakikasında tüm seçenekleri işaretleyen öğrenciler oldu. Sınavın ilk 20 dakikasından sonra öğrenciler çıkabiliyor olmasına rağmen salondan hiçbir öğrenci çıkmadı. Sınav boyunca döndü döndü kontrol etti öğrenciler. İlk sınavdan sonra teneffüs yapmak için bahçeye çıkan öğrencilerin arasından ihata duvarının dışına çıkmak için yöneldim. Kapısı kapalı bahçenin dışında bekleşen veliler çocuklarına el sallıyorlardı. Ne dışarıya velisinin yanına gitmeye çalışan çocuk var, ne de çocuğunu görmek için içeriye girmeye çalışan veli gördüm. Bahçenin ortasında görevli birine velileri çocuklarıyla görüştürmüyor musunuz yoksa dedim. Evet görüştürmüyoruz dedi.

İkinci sınav başladı, yine bitirenler tekrar tekrar kontrollerini yaptılar. Dışarı çıkalım diyen olmadı hiç. Üçüncü sınav olan İngilizce dersinde ise sınavını bitirip birkaç defa kontrolünü yaptıktan sonra sınavın bitmesine 20 dakika kala sınıfın yarından fazlası evrakını teslim edip çıktı. Tüm sınav süresini doldurmak için bekleyen iki öğrenciyi biz de bekledik.

Sınav esnasında sınıfı gözlemledim durmadan. Salon tertemiz, yerlerde kağıt yok. İşin garibi çöp kutusunu da göremedim. Zaruri ihtiyacını gidermek için lavaboya gidip gelen bir öğrenci elini kuruladıktan sonra kağıt peçeteyi atmak için öğretmen kürsüsünün yanına varınca çöp kovasının kürsünün yanında olduğunu gördüm. Çocuk çöp kovasının yerini hiç aramadan öğretmen kürsüsünün yanına gittiğine göre öyle zannediyorum çöp kovasının yeri her daim öğretmen kürsüsünün yanı. Sanırım öğretmen derste oturmasın diye oraya konmuş olmalı.

Sınav salonum 6.sınıf öğrencilerine ait bir sınıftı. Sınıfa yapıştırılmış bir ders programı dikkatimi çekti. 45 saat ders görünüyordu. Devlet okullarında işlenen 35 saatin yerine burada 45 saat ders işleniyordu anlaşılan. Hangi dersler var diye bir göz attım. Sabahın ilk iki saati reading ile başlıyor, Perşembe günü ilk iki saate kulüp dersi konmuş. Diğer dersleri saydım Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri, İngilizce, Sosyal Bilgiler derslerine ilaveler yapılmış gördüm. Sabah 08.50’de başlayan ders saati 16.30’ a kadar devam ediyor. Sınıfta her bir öğrenciye ait bir dolap dikkatimi çekti.
Sınav esnasında en fazla dikkatimi çeken de öğrencilerin titiz ve dikkatli olmalarıydı. Hepsinin önünde birden fazla kurşun kalem var. Hele bir tanesinin önünde 6 adet kurşun kalem gördüm. Sadece bir öğrencinin önünde silgisi yoktu. Önündeki öğrenciden silgi istedi. Sınavlarda silgi veriliyor mu diye bana sordu. Ben de verebilirsin dedim. Hemen ardındaki öğrenci kitapçığın arka tarafını göstererek sınavda öğrencilerin silgi, kalem vb alışveriş yapmaları yasaktır bölümünü gösterdi bana. Kimse kimseyi rahatsız etmedi. En arkadaki öğrenci sandalyesini hafif kaldırırken ses yapınca eliyle işaret yaparak özür diledi.

Çocukların sınava odaklanıp sınav boyunca çıkmamaları, kitapçıkta çözdüğü yerlerin yanına açıklamalarını yazmaları, yaptığı sorulara dönüp dönüp tekrar kontrol etmeleri, imza attırırken nereyi imzalıyorum dercesine ismine bakmaları hoşuma gitti. Hele bir öğrenci vardı yaptığı kontrolün haddi hesabı belli değildi. En son sınavını bitirdikten sonra birinci TEOG’taki durumunu sordum. Sadece bir Türkçe yanlışım var dedi. Helal olsun bu çocuklara dedim. Her sınav başlamadan önce okul öğretmenlerinden birinin gelip öğrencilere sınavda ne yapmaları gerektiğini hatırlattıktan sonra başarı dilemeleri takdire şayandı. Özel okula gitmeden önce kafamda: Özel okulun çocukları şımarık olur, velilerinde yeterli duyarlılık olmaz diye düşünmüştüm. Bu çocukların sınav esnasındaki takındıkları sorumlu davranışları görünce özel okullar hakkındaki kanaatimin yanlış olduğunu anladım. Özel okulda okumanın verdiği şımarıklık vardır belki bazı özel okullarda. Ama ben burada görmedim.

Sınavı bitirip okuldan ayrılırken acaba MEB’deki tüm okulları özelleştirsek mi dedim kendi kendime. Çünkü gördüğüm kadarıyla  okudukları okula bir bedel ödeyen bu çocuklar ve velileri sorumluluklarının farkında. Demek ki maddi bir bedel insanları daha duyarlı hale getirebiliyor. Darısı hiç maddi bedel ödemediği halde okulunun kıymetini bilmeyen devlet okullarındaki çocuklara…27/04/2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder