28 Ocak 2017 Cumartesi

Bil ki istenmiyorsun!

Bir yerde istenmediğini nereden anlarsın? Birinin kalkıp seni burada istemiyoruz diye ifade etmesine gerek yok. İstenmeyen yer, ortam veya kişi bilerek veya bilmeyerek birçok ip ucu verir. Tabii anlayabilirsen.

Konuşursun; ya seni dinlemez, ya da dinler gibi görünür. Test etmek için konuşmana biraz ara verdikten sonra istersen "Nerede kalmıştık" diye bir sor. Bilirse dinleniyorsun, bilmezse dinlenmiyorsun.

Konuşurken cümleni bitirmeden araya giriliyorsa bil ki ne dinleniyor ne de isteniyorsun.

Seni tanıyan bir topluluğun içine girdin, verdiğin selam bile alınmamışsa orada fazla eğlenme, istenmiyorsun. Selamını ağızlarının ucuyla aldılar; sana merhaba, günaydın, iyi günler demeden ara vermeden konuşmalarına devam ediyorlarsa yine istenmiyorsun. Selamını aldıktan sonra yaptıkları konuşma kesilir, susarlarsa ya da konu değiştirilirse senden rahatsız olmuşlardır, istenmiyorsun.

Birine konuşurken yüzüne bakmaz uyuklarsa, bir başka yeri seyrediyorsa önemsenmiyor ve istenmiyorsun.

Vardığın yerde daha önce tanımadığın biri var, diğer tanıdıkların onu sana, seni ona tanıtmazlarsa ya da tanış olmadığın 'Kimsin, necisin' demeyip uzun bir süre bir ve beraber oturuyor iseniz çok önemsenmediğin için tanıtma ihtiyacı hissetmemişlerdir. Burada da etkisiz elemansın.

Daha önce birlikte çalışırken iletişim numaranızı karşılıklı aldığınız birini ayrıldıktan nice sonra aradığında "Kimsin, çıkartamadım" cevabı alıyorsan, ardından "Hat değiştirmiştim...telefonum arızalanmıştı, servisten geldi...telefonum suya düştü..." türünden açıklamaların bir kısmı gerçeği yansıtmayabilir. Kalbini bozma ama yine de aklının bir köşesine yaz. Çünkü aklından çıkardığı gibi cebinden de silmiş olabilir, çok da aranan biri değilsin.

Bir ortamda açılan bir konu üzerine görüş ve düşünceni paylaşmış olabilirsin. Aylar ve yıllar sonra görüşünün haklılığı ortaya çıktığında bilgi paylaşımı yaptığın kişilerden biri: "Arkadaş, bunu sen daha önce söylemiştin" demezse veya "Bu görüşü daha önce aranızda ben paylaşmıştım" dediğinde evet şeklinde bir onay almıyorsan daha önce paylaştığın bilgi havaya gitmiş, öylesine söylenmiş, kimsede iz bırakmamış, tesir etmemiş anlamına gelir.

Bir konuda duygu ve düşünceni paylaştığın bir yazın arkadaş ve dost ortamlarında gündeme gelmiyor, yazdığına paralel görüşler ortaya atılmasına rağmen "Bu konuya siz de bu açıdan bakmışsınız" denerek atıf yapılmıyorsa demek mi yazın gündeme gelmiyor, okunmuyor, tesir etmiyor demektir.

Sanal alem paylaşımların görmezden geliniyor, tasvip ve eleştiri almayıp es geçiliyor ise ya yoksun, ya ilgi çekmiyorsun, ya da yok kabul ediliyorsun. Dikkat et! Gölge etme denmek isteniyor.

Çalıştığın, uğradığın yerde gelişin ve gidişinden kimsenin haberi olmazsa ha varlığın, ha yokluğun. Etkisiz elemansın yine.

Yazı gönderdiğin gazetende yazının çıkıp çıkmadığından kimsenin haberi olmuyor, bir eksiklik var denmiyorsa varlığın ve yokluğun hissedilmiyor.

Karşılaştığın biri sana hal ve hatır sorduktan sonra  ağzını açıp daha cevap vermeden başka bir işle uğraşıyor veya başka bir soru soruyorsa: "Sana öylesine, adet yerini bulsun diye sordum. Sakın bu jestimi sana değer veriyorum şeklinde anlama, senin nasıl olduğun çok da umurumda değil" demektir bu.

Birlikte oturduğun kişi ile hal hatırdan sonra sen ona o sana bakıyorsa ikinizin de birbirinize verebileceği bir şey yok. Sözün, muhabbetin tükendiği yerdesiniz. Biriniz diğerine anlatıver dediğinde ne anlatayım sen anlat dedikten sonra yine susmaya, susma orucuna devam ederseniz en iyisi ayrı yerde oturacak şekilde ayrılın birbirinizden.

Yanına vardığın kişi elinde telefon, doğru dürüst yüzüne bakmıyor; sen konuş ben seni dinlerim diyorsa, konuştuğunu yarım ağız 'hı, mı' öyle ile geçiştiriyorsa vedalaşmadan yanından ayrıl. Zaten haberi olmaz. Sen onu oyuncağıyla baş başa bırak.

Evine misafirliğe gelen biri daha sen ona hoş geldin demeden senden evin internet şifresini istiyorsa şifreyi ver, sen de öbür odana çekil istirahatına bak. Böylece sen onu, o da seni rahatsız etmemiş olursunuz.

Yıllardır görüşmediğin bir tanıdığın ile bir caddede karşılaştığın zaman seni görmezden gelip geçip gidiyorsa ya da sadece kafasını selam verir gibi eğip geçip gidiyorsa "Yıllardır görüşmemenize rağmen seni hiç özlemedim; ne soracağım var ne de senden istediğim. Bu kafa sallama bile sana yeter. Ancak bu kadarsın, benden daha fazlasını isteme" demek istiyor olabilir.

Bir tanıdığını telefonundan aradın, cevap vermedi. Müsait değildir vermemiş olabilir. Cevapsız çağrıyı gördükten sonra aramayıp sana geri dönmüyorsa ve günler sonra bir araya gelip görüştüğünüzde hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorsa, ya da 'Çağrını sonradan gördüm' gibi sözler söylerse onu bir daha rahatsız etme. "Ne zaman aradın, benim niye haberim yok, görsem mutlaka dönerdim" diyorsa yine aklının bir köşesine yaz. Denemek için daha sonra istersen bir defa daha ara. Durum nedir, senden öğrenmek isterim bu durumu.

Bir dostuna şu konuda senin bilgine ihtiyacım var; şu konuyu, bu kişiyi bir araştırıver, senden haber bekliyorum gibi bir sorumluluk vermişsen daha sonra karşılaştığında "Benim o işi ne yaptın" dediğinde "Hangi iş diyorsa" içinden ya sabır çek. Bir daha da ona iş verme. İlgi ve alakası için ona teşekkür et, hemen ayrıl oradan...

Daha sayayım mı sana, istenmediğini anlatmak için? Yok hala bir şey anlamadıysan dediklerimi yok say gitsin. Bil ki  sana davul zurna bile az. 28/01/2017







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder