8 Şubat 2016 Pazartesi

Gazetecilik mesleği

Çoğumuz çalıştığı işi ve mesleğini beğenmez. Hep başkasının mesleğine, işine gıpta ile bakarız “Davulun sesinin uzaktan hoş geldiği” sözünü unutarak. Hatta yeniden doğsam şu mesleği seçerim gibi temennilerimizi/heveslerimizi de dile getiririz çoğu zaman.

Bazı meslekler zor mu kolay mı sorusu garip bir soru aslında. Çünkü her bir mesleğin avantaj ve dezavantajları olabileceği gibi kolaylık ve zorlukları da vardır. Yani hiçbir meslek tek başına kolay değildir. Tabii kim için? Sorumluluğunu bilen için. Bir insan sorumluluğunu taşırsa, işimi en iyi yapacağım derse o meslek zordur gerçekten. Şayet bir insan işini ve mesleğini üzerine vazife edinmez, dostlar alışverişte görsün türünde yürütmeye kalkarsa onun işi hangi meslek olursa olsun kolaydır. Demek ki işlerin zorluk ve kolaylığı sorumluluk duygusuyla alakalı bir durumdur.

Çoğumuz çalıştığı işi ve mesleğini beğenmez. Hep başkasının mesleğine, işine gıpta ile bakarız “Davulun sesinin uzaktan hoş geldiği” sözünü unutarak. Hatta yeniden doğsam şu mesleği seçerim gibi temennilerimizi/heveslerimizi de dile getiririz çoğu zaman.

Bazı meslekler zor mu kolay mı sorusu garip bir soru aslında. Çünkü her bir mesleğin avantaj ve dezavantajları olabileceği gibi kolaylık ve zorlukları da vardır. Yani hiçbir meslek tek başına kolay değildir. Tabii kim için? Sorumluluğunu bilen için. Bir insan sorumluluğunu taşırsa, işimi en iyi yapacağım derse o meslek zordur gerçekten. Şayet bir insan işini ve mesleğini üzerine vazife edinmez, dostlar alışverişte görsün türünde yürütmeye kalkarsa onun işi hangi meslek olursa olsun kolaydır. Demek ki işlerin zorluk ve kolaylığı sorumluluk duygusuyla alakalı bir durumdur.

Değinmek istediğim meslek gazetecilik. Zor mu kolay mı bilmem. Çünkü mesleğin içerisinde değilim. Ama dıştan bakıldığı zaman kolay, cazip ve heyecanlı bir meslek gibi görünebiliyor. Çünkü habere ilk ulaşıp haberdar olan kişidir. Basılan haber bir de diğer meslektaşların atladığı bir haberse keyfine diyecek yoktur gazetecinin. Akşama kadar tatlı ve heyecanlı bir koşuşturmanın sonucunda baskıya verilip çıkan gazete, gazetecinin en büyük mutluluğudur. Artık bütün yorgunluğu gider. Buraya kadar her şey tıkırında. Bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım.

Ya bir de haberde, köşe yazısında teknik ya da sehven bir hata yapılmışsa. İşte şimdi çık işin içinden. Onca kovalamanın ardından yığılır kalır insan. Çünkü bir çuval incir berbat edilmiştir. Bu hatanın telafisi için artık 24 saat geçmesi gerekir. Zira gazete abone ve bayilere dağıtıma gitmiştir. Ertesi gün haber ya da yazı düzeltilinceye kadar gazeteci hataen yapılmış yazının taraflarını arayıp gönül de alması gerekecek. Yani anlayacağınız diken üstünde bir meslek. Hata düzelinceye kadar arayan arayana. Her birine, her tarafa laf yetiştirme görevi de var aynı zamanda. Diğer mesleklerin bir çoğunda yapılan hatalar anlık düzeltilebilir. Bu meslekteki hata en erken ancak 24 saat sonrasıdır. Ya düzelteyim derken tekrar hatalar yapılırsa işte bu cazip meslek o zaman tiksinti vermeye başlar insana.

Ya bir de haber yapayım derken yapılan yanlışlıkla haber olursa. Buyurun buradan yakın şimdi...

Yine gazeteciliğini bir şantaj olarak kullanan, asparagas haber yapan ve kamuoyunu yanlış yönlendirmeyi meslek edinmiş olanlar var. Bu tipler gazeteciliği bir silah olarak kullanırlar. Ben onları gazeteci olarak saymıyorum.

Gazeteciliği dışarıdan gözlemleyen biri olarak bu şekilde değerlendiriyorum. Görüldüğü gibi içerisinde heyecan ve risk barındırıyor. Bu da bu mesleğin bir cilvesi olsa gerek.

İlk başa tekrar dönelim. Sorumluluk gerektiren hiçbir meslek kolay değil maalesef. Her bir meslek, içerisinde diken barındıran bir gül bahçesi... Mesleğini layıkıyla yapan, doğru haber veren, kamuoyunu doğru bilgilendiren gazetecilerin 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Gününü” tebrik ediyorum. 08/02/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder