6 Aralık 2015 Pazar

Meslekî Çalışmalar


"Türkiye Cumhuriyeti formaliteler üzerine bina edilmiş bir devlettir" dense sanırım yanlış olmaz. Formaliteyi yerine getirdin mi gemisini kurtaran kaptansın.

Yönetmelik ve Yönergelerle kurulmuş, düşünce ve planlaması güzel ve bu çerçevede işletilmeye çalışılan toplantılardan bahsediyorum. Her meslek grubunda  vardır buna benzer toplantı ve çalışmalar. Burada Milli Eğitimin toplantı, komisyon, kurul vb çalışmalardan bahsetmek istiyorum. Örnek:
● Yılda 3 defa yapılan Eğitim Bölgesi Danışma Kurulu, Müdürler Kurulu toplantıları,
● Okul, ilçe zümre toplantıları,
● Mesleki çalışmalar vb.

El'an gündemde olduğu için mesleki çalışmalardan bahsetmek istiyorum.

İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 38.maddesinde "Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerin genel kültür,  özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon alanlarında, bilgi ve görgülerini artırmak, yeni beceriler kazandırmak, eğitim ve öğretimde karşılaşılan problemlere  çözüm yolları bulmak, öğrencinin ve çevrenin ihtiyaçlarına göre plan ve programları hazırlamak ve uygulamak amacıyla derslerin kesiminden Temmuz ayının ilk iş gününe, Eylül ayının ilk iş gününden derslerin başlangıcına kadar; yıl içinde ise yıllık çalışma programında belirtilen sürelerde mesleki çalışma yapılır." denilmektedir.

Yıllardır İlköğretimlerde yapılan bu çalışma 2 yıldır  liselerimizde de  yapılmaya başlanmıştır. Yönetmeliğin amir hükmüne bakınca amacı gayet güzeldir. Amaca itiraza mahal yoktur. Yılda toplam bir ay bu hedefler için günlük 09.00-13.00 saatleri arasında bu çalışmalar yapılmaktadır. Esas mesele  birçok meselemizde olduğu gibi bu çalışmalarda da maalesef formaliteden öteye geçilememiştir. Haziran ayında bir yılın yorgunu olan bir kesimin tatil 
havasına girmesi, eylül ayında ise iki aylık tatilden dönen bir kesimin tatil  havasından kurtulamaması isteksizliği beraberinde getirmektedir. Bakanlık ve MEM'lerin de çok isteksiz olduğu göze çarpmaktadır. Çoğu zaman Bakanlığın mesleki çalışma planlaması ile taşranın çalışma takvimi ve ele alınacak konuları örtüşmemekte,  hatta kapalılıklar açıklamaya muhtaç görünmektedir. Her çalışma döneminde mutlaka bir mesleki çalışma planı gönderilir okullara. Ardından düzeltme, ardından bir, iki düzeltme daha. Sonra açıklama ve açıklamanın izahı gelir.   İsteksizliğin olduğu bir yerde maalesef verimden bahsedilemez. Birçoğumuz da bu tür çalışmaların faydasına kendimizi ikna edemedik. Yine de çalışmaların sonunda raporlar hazırlanır. Elde edilen sonuç okul müdürlüğüne teslim edilmek üzere hazırlanmış bir rapordur: Denetlenmeye gelindiğinde gösterilmek üzere dosyalanan ya da dijital ortamda saklanan. Aslında kişi ne isterse karşılığında onu bulur.

Niyetim öğretmeni, yöneticiyi, MEM'i, MEB'i suçlamak ve eleştirmek değildir. İstisnaları mutlaka vardır ama genel görüntü maalesef bu şekildedir. Bu kadar isteksiz, bitkin ve yılgın bir görüntünün akabinde amaca hizmet eden bir başarının ortaya çıkması söz konusu olamaz. Demek istediğim adı ister zümre, ister kurul, ister komisyon, ister çalışma olsun çoğu amaca hizmet etmemektedir. Sadece bir kesim yılın belli günlerinde bir yerde tutulmuş, oyalanmış ve bir formalite daha yerine getirilmiş olur. Bir işe, bir konuya kendimizi vermediğimiz ve faydasına inanmadığımız müddetçe verim elde edilemez. Biz bu tür çalışmalarda da kendimizi ortaya koyamadık. Belki de dert edinmedik.

Verimin olmadığı bu çalışmaları kaldırmakla işe başlanabilir. Yok, öğretmenin yaz tatili üç aya çıkar, bu da çok dikkat çeker denilirse o zaman  mesleki çalışma günleri eğitim ve öğretim süresine ilave edilsin. Eğitim ve öğretim bu ülkede 180 iş günü olacağına 200 iş günü olsun. Yok. Türkiye şartları iki yüz gün eğitim yapmaya müsait değil denirse o zaman bu mesleki çalışmalar adam gibi yapılsın. 28/08/2015 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder