Malumunuz
2020 Mart’ından beri koronavirüsten korunma amacıyla bir olağanüstü dönemi
yaşamaya devam ediyoruz. Salgın yayılmasın diye Bilim Kurulu’nun önerisiyle
devlet, bir dizi kısıtlamalara gitti. Hazirandan önce 25 gün civarında sokağa
çıkma yasağı ile müşerref olduk. Salgını tetikleme riski bulunan birçok sektör
kepenk kapattı. Haziran sonrası, geçtiğimiz “Kontrollü sosyal hayat”a rağmen
birçok sektör salgından etkilenmeye devam ediyor. Okullar kademeli olarak
açıldı, açılıyor derken vaka sayısının iyice artması sonucu birçok şeye yasak
geldiği gibi yüz yüze eğitime de yasak geldi.
Burada,
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından salı akşamı açıklanan yasakları tek tek yer
vermeyeceğim. Konan kısıtlılıklara göz atınca; kasım ayında, biz yeniden yasaklarla
tanıştığımız mart ayına yani başa döndük. Sekiz aydır o kadar zorluğa
katlandık. Aşı bulundu, inşallah bu olağanüstü durum en kısa zamanda ortadan
kalkar derken sil baştan, başa dönünce nedense aklıma bir borsa fıkrası geldi: (Fıkrada
geçen mide bulandırıcı kelime ve ifadelerden dolayı okuyucularımdan özür
dilerim.)
“Bir
borsacı, yanına yetiştirmek üzere yeni bir çırak alır. Birlikte bir parka
gezintiye çıkarlar. Usta borsacı, borsanın inceliklerini anlatır çırağına ve
aralarında şu konuşma geçer:
— Bak
evladım! Borsayı iyi değerlendireceksin. Fırsatları lehine çevirmeyi bileceksin.
Ayağına gelen fırsatları asla geri tepmeyeceksin.
— Tamam, ustam!
(Bu
arada parkın girişine gelirler. Usta, yerde bir köpek pisliği görür ve
talebesine)
— İşte fırsat
ayağına geldi. Şu köpek pisliğini yala ve al bir milyarı benden.
— Ustam olur mu
öyle şey, pislik yalanır mı?
— Niye yalanmasın? Zira borsa
fırsatları değerlendirme yeridir. İşte sana fırsat!
(Çırak,
çaresiz köpek pisliğini yalar. Karşılığında ustasının uzattığı bir milyarı
cebine koyar. Ağzı batsa da iş yapmadan kazandığı para, hoşuna gider.)
Yürürlerken
parkın çıkışına gelirler. Çırak hemen ustasına seslenir:
— Ustam, aha bir
köpek pisliği daha! Madem fırsatları değerlendireceğiz. Haydi, bu pisliği yala
ve al bir milyarı benden.
Ustası
da pisliği yalar. Çırak, az önce kendisinin verdiği bir milyarı ustasına geri
verir. Az daha yürürler. Çırak şaşkınlıkla:
— Ustam! Senin bir
milyar sen de benim bir milyar da bende. Köpeğin pisliği de ağzımızda kaldı. Biz
bu pisliği niye yedik ve ne anladık bu işten?
— Öyle deme! Tamam,
senin bir milyar sende, benimki de bende. Köpeğim pisliği de ağzımızda ama biz
böyle yapmakla borsaya iki milyarlık işlem hacmi gerçekleştirdik.
Çırak
bir şey anlamasa da anlamış görünür ve yollarına devam ederler.”
Sahi,
biz yeniden kısıtlama ve yasakların olduğu ilk güne döneceksek o kadar zorluğu,
kısıtlama ve yasağı niye yaşadık? Koronavirüs hastalığının, ölümlerin bir gerçek
olduğunu kabul etmekle beraber bunun arkasında bir oyun oynandığını, biz hiç
evlerimizden çıkmasak da çıkıp kurallara harfiyen uymuş olsak da virüsün
yayılmaya devam edeceğini, ülkelerin ve bizlerin de ister gönüllü ister zorunlu
bu oyunun birer figürü olduğumuzu bir kenara bırakıyorum. Çünkü bizi aşan
şeyler bunlar. Bu durumda ne yapılır, bilmiyorum ama en azından bu salgını
zamana yayarak hafif atlatabiliriz. Böylece ekonomimiz iyice felç olmaz. Bunun için
de yetkililerin koyduğu kuralarla uymaktan başka çaremiz yok. İçimizdeki kural
tanımayan sorumsuzlar! Bırakıverin artık şu aymazlığı. Unutmayın ki yeni gelen
bu kısıtlamalar sizin eserinizdir.
*20/11/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.