İslam’ı kabul etmeden önce de tek tanrılı inanca sahip fakir bir kimsedir.
Kabilesinin geçim kaynağı, bölgeden geçen kervanları soymak iken çobanlık
yaparak sade ve düzgün hayatına devam etmiştir.
İlk Müslüman olanlardan ve şahadetini açıkça dile getirdiğinden dolayı Mekkelilerden dayak yiyen bir sahabi olmuştur.
Zahitliği ve aynı zamanda Hz Osman’a muhalif tutumu ile tanınmaktadır. Hz Osman’ın, vali atamalarında Emevi ailesini tercih etmesini ve Beytülmalden Emevi sülalesine yaptığı tasarruflarını eleştirdiği için önce Şam’a gönderilmiş. Orada da Muaviye’nin şaşaalı yaşantısını, savurganlığını eleştirmeye devam edince tekrar Medine’ye gönderilmiş. Eleştiri ve muhalefetini tekrar sürdürünce kızıyla birlikte El-Rebeze’ya sürülmüştür.
Sade bir hayat yaşayan halis bir mümin, dürüst bir adam ve hatalı davranışlara
çekinmeden karşı çıkan biri olarak bilinmektedir. Rivayet edildiğine göre
kaba,* tahsilsiz* bir bedevi olup yüksek bir makamda olmamıştır. Fakat ümmet
için elinde ne varsa feda ederek hizmet etmiştir.
Rebeze’de yalnız yaşamış biridir. Suriye emîrinin, geçimini sağlaması için
gönderdiği 300 dinarı “Emir, benden daha fazla bir ihtiyaç sahibi bulsun”
diyerek geri iade etmiştir.
Ölümü, çölde açlıktan olduğu şeklinde rivayetler vardır. Yine rivayet
edildiğine göre peygamberin onun hakkında ”Allah sana merhamet etsin ya Ebâ
Zer! O yalnız yaşayacak, yalnız ölecek ve yalnız diriltilecektir” dediği
rivayet edilir.
Makam mevki peşinde koşmamış, gördüğü yanlış tasarrufları eleştirmekten
vazgeçmemiş, yalnız yaşamış, yalnız ölmüş, İslam’ı özünden yaşamış zahit bir
Müslüman. İhtiyacı olduğu halde gönderilen yardımı geri çevirecek kadar da
onurlu biri. Allah kendisinden razı olsun. Mekânı Cennet olsun.
Günümüzde, haksızlıklara karşı çıkacak, makam ve mevkide gözü olmayacak ve
İslam’ı da samimiyetle yaşayacak Ebu Zer’lere ne çok ihtiyaç var…
*Böyle kaba ve tahsilsiz birine can kurban.
** 05/10/2018 tarihinde kahtasoz.com sitesinde yayımlanmıştır.