Seçimler
zamanında yapılırsa 2023'e doğru yavaş yavaş ilerliyoruz. Türkiye'de seçimlere
aylar ve yıllar kala seçim atmosferine erken girildiği göz önüne alınırsa,
şurada 2023 seçimlerine fazla bir zaman kalmadı diye düşünebiliriz.
Yeni
hükümet modeliyle, 2000 öncesi koalisyon dönemleri geride kalsa da şu an ki
siyasi görünüm, parçalanmışlık ve umutsuzluk 2000 öncesini andırıyor. Aslında
bu tür belirsizlikler ekonomik krizlerin tipik bir özelliğidir. Ne zaman bu
ülkede ekonomik bir kriz olsa, hayat pahalılığı artsa, vatandaş ne yapalım, ne
edelim diye düşünmeye başlar. Bu tür durumlarda, seçmenin bir kısmı tarafını
belli edip mevcudu korumaya çalışır. Bir kısmı da bu durum yönetilebilir değil
deyip karşı kutupta yer alarak rengini belli eder. İki kutup ya da cephede yer
alan bu iki seçmen türü, iktidar olmak ya da iktidarı yerinden etmek için
yeterli değil. Esas seçim sonuçlarını etkileyen, hükümetleri yerinden eden,
başkasını iktidara taşıyan ise ortada dönüp dolaşan, bir o yöne bir bu yöne
yönelen seçmen kitlesidir. Bu belirsiz seçmen kitlesi de az değildir. Ciddi
araştırmalar yapılmasa da yapılsa bile kamuoyu ile paylaşılmayan
araştırmalardan haberimiz olmasa da adı konmamış, mutfaklara ateş salan bu
ekonomik krizde, güvenilir bir liman arayan renk vermeyen seçmen sayısında
ciddi bir artışın olduğunu düşünüyorum. Bu seçmen kitlesi, mevcuttan umudunu
kesmiş, alternatifleri de umut dağıtmayan, kutuplaşmış ya da kutuplaştırılmış
siyasi yelpazeyi şimdilik sadece izliyor. Partiler sesi çok çıkan tarafgirlerden
ziyade bu ortadaki kesime kulak verir, onların taleplerine cevap verir ve umut
dağıtırsa, ortadaki seçmen kitlesi umut gördüğü tarafa yönelecektir.
İktidarı
devam ettirmek veya iktidar olmak isteyenlerin kulak vereceği bir kesim de ilk
defa oy verecek, adına "Z" denilen nesildir. Bugüne kadar ne
iktidarın ne de muhalefetin bu nesli çözebildiğini sanmıyorum. Hoş, bu nesil,
ne sır veriyor ne de ser. Bu neslin oranı da seçim sonuçlarını derinden
etkileyecek kadar yüksek. Ülke siyasetine yön vereceklerin, bu neslin dilini
anlamak, onların taleplerini öğrenmek, taleplerine kulak vermek, sorunlarına
özellikle genç işsiz sorununa çözüm bulmak için çok kafa yorması gerekir.
Seçimlerde
ciddi olarak düşülmesi gereken bir üçüncü kesim daha var. Bunlar da sandığa
gitmeyecek kesimdir. Sandığa gitmeyen bu ülkede ilk defa olmayacak. Hangi seçim
olursa olsun, yüzde 5 ile 10 arasında değişen bir vatandaş kitlesi seçimleri
protesto ederek sandığa gitmiyor. 2023 seçimlerinde bu protesto oylarında artış
olacağını düşünüyorum. Çünkü daha önce oy vermiş, bu seçimde sandığa
gitmeyeceğini sessiz dinlendiren yabana atılmayacak bir kesim daha geliyor.
Bunlar, iktidardan umudunu kesmiş, muhalefeti alternatif görmeyen kesimdir. Gönülleri
mevcut iktidardan yana olmakla beraber iktidarın yıpranmadan da öte iyice
savrulduğunu düşünüyor. Ki bu kesim bugüne kadar muhalefet cephesine hep soğuk
bakmış ve oy vermemiş kesimdir. İktidar ve iktidar taraftarlarının, ”Neleri
eksik? Biz geçmişe oranla bu ülkeye çok şey yaptık. Nankörlük yapmasınlar”
demeyi bir tarafa bırakmasında fayda var. Çünkü mesele sadece karın doyurmaktan
ibaret değil: Söz verilmiş, yerine getirilmemiş sözler var. Bundan sonraya dair
ne yapılacaksa ne müjde veriliyorsa, sürekli 2023'e ötelenen vaat ve müjdeler
var. Atama, yükselme ve alımlardaki tercih, işsizlik, geçim sıkıntısı, işini
kaybetmiş, damga yemiş ve sakıncalı piyade kabul edilen kişilerin çokluğu vs.
durumlar çözüm bekliyor. Şimdiki hali ve geleceği tozpembe göstermeye, kararsızların
ve sandığı protesto edeceklerin karnı tok görünüyor.
Hasılı,
bu seçimi kotarmak isteyenlerin; halkı kutuplaştırmadan, üsluplarına dikkat
ederek; kararsızları, yeni protesto oy verecekleri, "Z neslini" ve
işini şu ya da bu şekilde kaybetmiş ya da kaybettirilmiş kesimi kazanacak ve
her geçen gün beli büken hayat pahalılığına çözüm üretmeleri gerekiyor. Bunlar
halının altına süpürülür, orta yerde güllük gülistanlık bir hayat var tablosu
çizilirse 2023 sandığında kim kalır, sandıktan kim çıkar, bekleyip
göreceğiz.
* 18/09/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.