Trafik kuralları da bu kural tanımazlığımızdan nasibini almaktadır. Kural bilmeme gibi bir sorunumuz yoktur. Kuralları en alası ile biliriz. Sorun uygulamada. Yangından mal kaçırır gibi araç kullanırız. Hep bir yere yetişeceğiz aceleciliğimiz vardır. İşimizi son ana kadar bekletir, sonra harekete geçeriz. Yetişmek için de Allah ne verdiyse basarız. Çoğu zaman da işimize, randevumuza zamanında varamayız. Mazeretimiz hazır: "Trafik yoğundu."
Trafik kural tanımazlığımızdan kazaya sebebiyet vermekten kıl payı kurtuluruz çoğu zaman. Yeri gelir, kırmızı ışık ihlali yaparız. Sarı ışık zaten bizim hakkımız. Tepe tepe kullanırız. Yeri gelir kaldırıma çıkar, oradan geçmeye çalışırız. Olmadı, sağa, sola girme imkanı varsa oraya dalarız. Hiç mümkınatı yoksa şerit ihlali yapıp ters istikamete süreriz aracımızı. Karşı trafiği engelleyeceğimizi bile bile. Arka boş ise geri geri gideriz. Hiç bir seçenek yoksa önün tıkalı olduğunu bile bile acı acı kornaya basarız. El ve dil zaten hep hareket halinde. Stres zaten tavan yapar bu esnada. Yani diğer alanlarda göstermediğimiz zekamızın tamamını burada kullanırız.
Kural tanımazlığımız bir gün gelir, duvara toslar. Çünkü kaç defa tıpkı çekirge gibi sıçrarız. Bir, iki derken kazaya sebebiyet veririz. İşimize gidemediğimiz gibi trafiği de tamamen kapatırız. Ya yandakine sürteriz, ya önümüzdekine vururuz, ya da arkadaki gelir, bize vurur. Bereket kazaya karışanlar kaza fotoğrafını çekerek araçlarını uygun bir yere çekerek tutanak düzenleyebiliyorlar, trafik polisinin gelmesine gerek olmadan. Ya kazaya karıştığın araç resmi bir araç, hele de belediyeye ait bir toplu taşıma aracı ise işte şimdi yandın demektir. Sivil aracın sahibi tutanak tutalım dese de, aracın masrafını tamamen ben çekeyim dese de resmi şoför mutlaka polisi çağırır, onu bekler, aracını da uygun bir yere çekmez. Araçtaki yolcuları indirir. Trafiği tıkıyorum demeden istirahate çekilir.
Bugün ve iki hafta önce toplu taşıma aracının kazaya sebebiyet vermesi nedeniyle menzilime bir türlü varamadım. Yolculuğum hep yarım kaldı. Arkadan gelmesini beklediğin araç nice sonra geldiğinde araç tıklım tıklım dolu olduğundan zaten binemedim. Bu durumda ya gitmekten vazgeçeceksin, ya da tabana kuvvet deyip yürüyeceksin.
O yüzden sen sen ol, sakın kaza yapma, kurallara uy. Yok yapacağım, başa gelen çekilir diyorsan bari belediye otobüsüne vurma. Vurursan hayatta duymadığın pişmanlığı duyarsın. Trafiği felç ettiğin de işin cabası. Yok benim işim yok, zaten işe de gidemedim diyorsan, o zaman sana iyi beklemeler... 02.12.2016