2015 yılından beri kendi halimde bu alemde yazar çizer, yazdıklarımın bir kısmını da paylaşırım.
Yazdıklarımı çalakalem, cep telefonu marifetiyle yazarım. Ele aldığım konuyu kendi penceremden değerlendiririm. Yazarken yazının başı, ortası ve sonu ne olacak diye düşünmem. İçimden geldiği gibi yazarım.
Bir konuyu enine boyuna ele almaya çalışırım. Yazılarım bu yüzden uzundur. Kırmadan, dökmeden, yumuşak bir üslupla bu konuda ne düşündüğümü anlık irdelemeye çalışırım.
Yine yazılarımı evimde uzun otururken ya da bir çay ocağında çayımı yudumlarken yazarım. Yazarken bu ele aldığım konu konusunda bir başkası, özellikle taraflar ne düşünüyor, ne tür bir açıklama yapmış demem. Önce birileri yazsın, sonra ben yazayım demem. Hiçbir zaman birilerinin tarafı olmadım. Olayları değerlendirirken tarafgir gözüyle ele almam. Çünkü kimsenin borazanı değilim.
Yazdıklarım konusunda bu yazdığım, benim görüşüm doğru. Bunun aksi bir doğru olamaz iddiasında hiç olmadım. Bugün kendimce doğru kabul ettiğim bir görüşü yarın terk edebilirim. Çünkü zamanla duygular ve bakış açısı değişebilir.
Ortaya koyduğum görüş konusunda tu kaka yapılacağımı, mimleneceğimi de bilirim. Buna rağmen ele alır, paylaşırım. Bunu yaparken başkası ne der, beni ayıplarlar, dışlarlar, başıma şunlar gelir demem. Çünkü doğru ya da yanlış bir görüş ortaya koyuyorum. En azından kendi mahsulüm.
Görüşüm isabet de eder, isabet etmez de.
Yazarken genelde eleştirel yazarım. Eleştiri konusu yaparken birilerine şirin görünme gibi bir niyeti hiç taşımadım. Eğer böyle bir niyetim olsaydı, gücün yanında yer alır, onlara göz kırarım. Çünkü gücün imkanları daha çoktur. Zayıf halkaya göz kırpmak şirin gözükmek değildir. Ki zayıf halkaya şirin gözükmek gibi bir düşüncem hiç olmadı. Üstelik kendine hayrı olmayan zayıf halkanın başkasına zerre faydası dokunmaz.
Kısaca bu konuda ben böyle düşünüyorum derim. Dert edindiklerimi ele alırım.
Paylaşımlarım beğeni rekorları kırsın diye bir beklentim yok. Ben böyle düşünüyorum, benim gibi düşünen var mı demek isterim. Okuyan ister beğenir ister beğenmez. Kimse her paylaşılan beğenecek diye bir şey yok.
Okuyan için de görüşüme katılacak diye bir durum söz konusu değil. Hatta görüşüme katılmadığını, bu konuda kendisinin şöyle düşündüğünü ifade edebilsin. Çünkü farklı görüş ve düşünceler insanın ufkunu açar, yazıya katkı sağlar.
Yine yazarken kırmadan, dökmeden ve muhatabın görüşüne saygı gösterir şekilde güzel bir üslupla yazsın. Suçlayıcı ve belden aşağı vurmasın. Niyet okumasın. Kastetmediğin anlamlar çıkarmasın, yazılarıma ön yargılı ve peşin hükümle yaklaşmasın. Beni düzeltmeye kalkmasın. Her yazımdan nem kapmasın. Sayfamda birilerini savunmasın, birilerinin temsilcisi rolünü üstlenmesin. Birilerinin şakşakçılığını yapmasın. Sen nasıl böyle düşünürsün demesin. Ayıplamaya kalkmasın. Birilerine göz kırpıp, onların nasıl yılmaz savunucusu olduğunu göstermeye kalkmasın. Kendine baht devşirmeye kalkmasın. Kendi görüşünü serdetsin. Birilerinin pişirip servis ettiği görüşü kendi mahsulü imiş gibi bayat bilgileri taze diye sunmasın. Sureti haktan görünmeyi bıraksın. Kafasını kumdan çıkarsın. Gülünç duruma düşmekten kaçınsın. Kısaca kendisi olsun. Bunlara riayet ettiği takdirde istediğini yazsın. Bundan da memnuniyet duyarım. Değilse hele üslubuna dikkat etmeyecekse, yazılarımdan da uzak kalsın, benden de. Çünkü güzel üslup olmazsa olmazımdır ve kırmızı çizgimdir.
Beni kabul eden böyle kabul etsin. Zira ben buyum. Yazılarımla kimseyi etkileme gibi bir düşüncemin ve niyetimin olmadığı bilinsin. Bıraksınlar da yazılarımla sayfama içimi dökeyim.
Bana ayar vermeye çalışanlar ne yapsınlar? Bu ayarı sayfamda vermektense kendi sayfalarını kullansınlar. Sayfalarında istediklerini yazıp çizsinler. Bu görüşlerinden dolayı zerre rahatsız olmam.