Pazar günü bir kız çıkarma düğününe katıldım. Konvoyu gelmesini beklerken eş, dost, yakın ve uzak akrabayla görüşme imkanım oldu.
Duvar kenarında çaylarımızı yudumlarken laf lafı açtı. Konu iflaslara geldi. Ekrem Coşkun ve Doğan Çanta konkordato ilan etmiş dedi bir tanesi.
Biri sordu bunlar niye iflas ediyor diye. Büsan sanayiinde esnaf olan tanıdığım, "Sanayide çok iflas eden var. Kimi konkordato ilan ediyor kimi de iflas bayrağını çekiyor. İflasın başlıca sebebi faiz oranlarının yüksekliği. Ticari kredilerde faiz oranı sabit kalmıyor. Faizler inince kredi borcu da iner, yükselince de faiz oranı yükselir. Fabrikası olan bir tanıdığım, faizlerin her ay kademeli düşürüldüğü vakit, nasılsa faizler hep düşüyor diye 6 milyon lira kredi çekti. Kredi çekeceği zaman borçlarını ödemek için fabrikanı sat, kredi çekme dedim ise de dinlemedi. Sonra yeni Hazine Bakanı ile birlikte faizler % 50'ye kadar çıktı. Fabrikatör her ay yüklü miktarda kredisini ödedi. Kaç ay yatırmasına rağmen ana para borcu bir kuruş eksilmedi. Sadece faizini ödemiş oldu. Sonra baktı olmayacak. Krediyi ödemek için zamanında satmadığı fabrikasını satmak zorunda kaldı. Zamanında satsaydı, o kadar borç ödemeyecekti. Ödediği o kadar kredi de boşa gitti. Şimdi sattığı fabrikasında çalışıyor mecburen. Şu an kredi çekmek isteyen bir işletme yüzde 4 ile kredi çekse, yıllık % 48 faiz ödemek zorunda. İşçi ücretleri şu anda altın çağını yaşıyor. Büsan’da asgari ücretle çalışan yok gibi. Asgari ücretli olarak başlayan birinin maaşına birkaç ay sonra zam yapılıyor. İşletme, şirket ve fabrikaların hem kredi hem de işçi maliyetlerinin altından kalkabilmesi mümkün değil. O yüzden sanayicilerin işi zor. Sanayici yeni hammadde almak istese, peşin almayacaksa bilmem şu kadarlık vade çek verse yüzde bilmem kaç fark konuyor. Eli mahkum almaya.
Konkordato veya iflas deyip de geçmeyin. Şirket, işletme ya da fabrikanın sadece kendisi batmıyor. Mal alıp ödeyemediği firmalar da borcunu tahsil edemediği için zor durumda kalıyor. Ayrıca her konkordato ve iflas işyerinin küçülmesi, işçi çıkarılması ve batması demektir. Hasılı büyük işletmeler kredi çekmeden işletmeyi döndüremez. Bu yüksek faizi de ödemesi mümkün değil. Haliyle konkordato ve iflaslar kaçınılmaz oluyor” dedi.
Bu durumda kredi ile ayakta duran işletmelerin hali içler acısı olmalı dedim. “Aynen öyle” dedi. “Şirketler batınca olan sadece şirkete olmuyor. Bu şirkete mal veren de parasını alamıyor, orada çalışanlar da” dedi.
Bu faiz nasıl bir şey ki çektiğin krediyi öde öde bitiremiyorsun. Hele bir de çekilen kredi ticari kredi ise piyasa da allak bullak ve faizler de yükselmişse adama fabrikayı da sattırıyor dedim kendi kendime.
Bu arada Konya’nın tanınmış iki firması olan Ekrem Coşkun ile Doğan Çantanın konkordato ilan etmesine de üzüldüm. Her ikisi de bu şehrin yüz akı idi. Doğan Çanta’dan hiç alışveriş yapmadım ama dar gelirlinin tercihi Ekrem Coşkun’a birkaç defa gitmiştim. Konkordato ilanının ardından Cadde Meram’da şubesi olan Ekrem Coşkun’a akşam yemeği için oğlanla gittiğimizde gitmemiz ile geri dönmemiz bir oldu. Çünkü kepenkleri kapalıydı. Halbuki konkordato demek tamamen dükkanı kapatmak anlamına gelmiyordu. Resmi iflas anlamına gelen konkordato ilanı, mahkeme eliyle tarafların borçlarını yapılandırma ve biraz vadeye yayma anlamına geliyordu. Ekrem Coşkun tamamen kapatılmasa da belli ki bazı şubeleri kapatma yoluna gidildi. Bu da işçi çıkarma anlamına gelir. İnşallah hem Ekrem Coşkun hem Doğan Çanta hem de bu şekil konkordato ilan eden firmalar en kısa zamanda eski görkemli günlerini yakalar. Çünkü işçi çalıştıran, işçiye ekmek veren bu firmalar hem kolay kurulmuyor hem de her konkordato işçi çıkarılması demektir. Bu da işsiz sayısının artması demektir.
Bu arada bu yazımda bol bol konkordato kullandım. Yazılışı da zor, telaffuzu da zor. İtalyancadan dilimize geçmiş. İflas desek bu da Arapça. Nedense kendi dilimizde bir kelime üretememişiz. Dilimiz yabancı dillerden geçen kelimelerle dolu ve kullanıyoruz. Bu da üzücü. Herhalde iflas eden ve konkordato ilan edenler için batmış kelimesi uygun olsa gerek. Ki bu kelimeyi de kullanıyoruz zaten.
Resmi iflas demek olan konkordatonun yanında işini döndüremediği için eş, dost, tanıdık kim varsa hepsinden şu ya da bu şekilde borç alıp hepsine borç takan esnaf sayısı da az değil. Çünkü geri ödemesi, kaydı ve küreği olmayan borçlar bunlar.
Görüleceği üzere esnaf, şirket, firma her ne ise iflas bayrağını çekince zararı sadece kendisine olmuyor. Çoğu kimseye sirayet ediyor. Borç veren borcunu alamıyor, firmanın çalıştığı yerler de parasını alamıyor. Üzerine, işini kaybedenleri de sayarsak bir iflas çevresine domino etkisi yapıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder