Bu şahitlik nereden çıktı?
Fi tarihinde küçük bir trafik kazası olduktan sonra kaza mahalline gelmiştim. Biri öndeki aracın çamurluğuna hafifçe tıklamış. Bu küçük kaza için kaportacıya gitmeye ve tutanak tutmaya bile gerek yok.
Kaza mahalline vardığımda, ortam sessiz olmasına rağmen soğuk bir ortam vardı. Taraflardaki gerginlik yüzlerinden okunuyordu. Sanırım biz gelmeden önce biraz hırgür yapılmış. Bunun için hırgüre gerek var mı? Yok ama onu gel sen bizim insanımıza anlat. Pireyi deve yapmada üstümüze yok. Bir de kendimize iş çıkaracağız.
Biz vardıktan sonra gerginlik kavgaya döndü. Birbirlerine vurdular da vurdular. Araladık, tekrar girdiler.
Beraberinde hakaretler yapıldı, tehditler savruldu.
Biri ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hafif tıklanan araba da öyle tıklanmaz böyle tıklanır dercesine kavgadan nasibini aldı. Arabanın ne farları kaldı ne de aynaları. Ortam adeta savaş alanına döndü.
Bu kaza ve kavganın ardından belki de iki yıldan fazla zaman geçti.
Şikayetçi olmuşlar. Arabulucu da aralarını bulamamış olmalı ki beni ve kaza mahallinde olan diğer arkadaşı şahit yazdırmışlar.
Duruşma günü geldi çattı. Duruşma saati de 10.33 idi. Niçin 10.30 ya da 11.00 değildi? Bu da merakımı celp etti. Sanırım mahkeme çok dakik, dakikası gelir gelmez bizi duruşma salonuna alacaklar dedim.
9.30'da evden çıkıp Anıt'a kadar yürüdüm. Oradan Adliye'ye giden bir otobüse bindim.
10.25'de C kapısından giriş yaptım. Ama içeri girmem ne mümkün. Ne kadar emniyet tedbiri varsa abartılı bir şekilde vardı: X-ray cihazı, eşyaların kontrolden geçtiği cihaz, sayamadığım görevliler. Öyle zannediyorum, kamera da vardır.
X-ray cihazından geçmeden önce ceplerimde ne varsa bir kaba boşalttım. Belimdeki kemeri dahi çıkarıp kaba koydum. Kap cihazın içine gönderilince ben de X-ray cihazından geçtim.
Cihazdan geçtikten sonra cebimden çıkarıp koyduğum eşyalarım da geçti. Alelacele cebime doldurdum. Bu arada ceplerde de yok yokmuş maşallah. Ne bulmuşsam atmışım.
Adliyeye girişteki bu güvenlik tedbirleri, adliyede işi olanlar için sıkıntı mı sıkıntı. Çünkü her girişlerinde tepeden tırnağa kontrolden geçmek gerek. Bu kadar güvenlik tedbiri abartı olsa da gerekli. Yalnız bu güvenlik kontrolü niçin sadece adliyede var da diğer kurumlara girerken yok. Mesela okullarda öğretmen ve idareciler, hastanelerde başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanları zaman zaman şiddete hatta cinayete kurban gidebiliyor. Buralara cebinde silah ve bıçak ile girilebiliyor. Çünkü girişlerde kontrol yok. Hastanelerin bazı girişlerinde X-ray cihazı olsa da bu cihazdan geçmeden geçip gidenler de olabiliyor. Özel güvenlik de bir şey demiyor. Hasılı adliyedekilerin güvenliği önemli de diğer kurumların güvenliği önemli değil mi? (Devam edecek)
Yorumlar
Yorum Gönder