Ana içeriğe atla

Noter Kur'ası

Toplum yararına programlar (TYP) çerçevesinde okullarda temizlik görevlisi olarak çalışmak için müracaat edenler içerisinde, şartları tutan 98 kişi içerisinden; 13 asıl, 5 yedek seçmek istiyorsunuz.

Bunun için kura çekmeniz gerekiyor. Bu kurayı da siz çekemezsiniz. Çünkü bir güvenilirliğiniz yok. Bunun için yanı başınızdaki notere müracaat ediyorsunuz.

Noter ortada siz de kenarda üç eşit insan gibi oturuyorsunuz.

Orta yere saklama kabı gibi iki kutu konuyor.

İçinde katlanmış bildiğimiz kağıtlar var.

Ama bu kağıtlar değerli kağıt kabul ediliyor.

Kuraya başlamadan önce kutuları bir güzel sallıyor ve karıştırıyor noter.

Birinden isim çekiliyor, diğerinden ya boş ya asıl ya da yedek.

Kimin bahtına ne çıkarsa artık.

Asıl çeken seviniyor, boş çeken ise kör talihine yanıyor. 

Asıl ve yedek çıkanların isimleri tutanağa geçiriliyor katip tarafından. Siz de tüm bu olup biteni izliyorsunuz.

Bir 40 dakikanın sonunda kura işlemi bitiyor. Tutanaklara imzalar atılıyor. Sandalyeden kalkılıyor. 

Ardından bu işlemi kayda geçirip sözleşme haline getirmek için noter, dairesine geçiyor ve sözleşmenin altına imza attırdıktan sonra önüne bu faturayı koyuyor.

Faturayı görünce içim cız etti. 

Vay anasına, noter olmak varmış dedim içimden. 

Benden geçti artık ama hukuk okudu iseniz; hakim, savcı, avukat olmaya falan kalkmayın. Size tavsiyem noter olun noter. Sonra demedi demeyin. 

İstenen meblağın da aynı anda yatırılması gerekiyor. 

Ödenek isteyelim. Gelinceye kadar bekler misin desen, zinhar olmaz. Parayı nereden bulursan artık. Cebinden mi verirsin, birinden emanet mi bulursun. 

Bu kura işini halletmek için haddi zatında notere para harcamaya da gerek yok aslında. Pekala kaymakamlık bünyesinde oluşturulan bir komisyon marifetiyle bu iş meccanen yapılır. 

Belli ki devlet bu işi noterlere havale ederek hem noteri kazandırıyor hem de kendisi. Çünkü fifty fifty çalışıyor zannımca. 11.09.2021

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Kaymakamlık bünyesinde oluşturulacak komisyona rüşvet verilir, ama notere verilemez!
    Herkes notere güvenir, ama komisyonlara kimse güvenmez!
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, as. Doğrudur, noter daha güven verir ve torpil de işlemez. Yalnız söz konusu bu ülke ise noter bile ayarlanır. Ki yine bir ilçede bir ara her nasılsa daha önceden verilen isimler noter kurasında her nasılsa isimleri çıkmış. Esas problem maalesef güvensiz olmuşuz. Bir yerde hiç torpil olmasa bile torpille girdi diyebiliyoruz. İşin bir de bu yönü var maalesef.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde