14 Eylül 2024 Cumartesi

Bir İmamın İşgüzarlığı

13.09.2024 tarihli cuma hutbesi gittiğim camide Gazze üzerineydi. Dinlerken Gazze üzerine bir yılda bu kaçıncı hutbe. Diyanet sanırım konu sıkıntısı çekiyor. Gazze'yi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyor. Bir boşluk bulursam, "Hutbelerde Temcit Pilavı Dönemi" başlığıyla bir yazı yazayım dedim.

Eve gelince Diyanet'in bu tarihli hutbesini aradım. Böyle bir hutbe bulamadım. Aynı tarihli hutbe Mevlidi Nebi üzerineymiş. 

Bu caminin imamı farklı konu irat ettiğine göre imamlar Diyanet'in belirlediği hutbeye rağmen kendileri farklı hutbe irat edebiliyor mu? Anlaşılan o ki farklı hutbe tercihi, gittiğim bu cami imamının işgüzarlığından başka bir şey değil. 

Gerçi imam caminin her zamanki görevlisi değildi. Daha önce bir defa daha görmüştüm bu hutbe okuyanı. Ya müezzin ya da imamın, yerine bıraktığı mahalleden biri olmalı. Öyle de olsa kafasına göre hutbe okumaması lazım. 

İmam madem farklı konu seçti. Bari bir haftadır Türkiye gündeminde olan ve büyük tepkilere sebep olan Narin kızımız ve Sıla bebek içerikli bir konu seçseydi dedim. Öyle ya böyle dramlar da konu edilmeyecek de hangi konu ele alınacaktı. Gel gör ki imamın böyle bir derdinin olmadığı anlaşılıyor. 

Diyanet'in aynı tarihli hutbesi Mevlidi Nebi başlığını taşıyordu. Bu konu da peygamberin doğum günü münasebetiyle hutbelerde yılda bir yer bulur. Diyanet peygamberin doğumundan bahsederken Narin ve Sıla'dan bahsetseydi. Hatta bu dramları konu edinir. Hutbenin bitiminde de peygamberin doğumuna işaret etmesi daha uygun düşer dedim. 

Hutbeyi okudum. Gördüm ki Diyanet bu hutbe de Mevlid-i Nebi'yi işlerken, "Ne hazindir ki her geçen gün, insani değerlerin ayaklar altına alındığı, masum çocukların acımasızca katledildiği, her türlü kötülüğün açıkça işlendiği bir zamanda yaşıyoruz. Kalpleri kararmış, vicdanları körelmiş zalimlerin kurbanı, nazik ve narin bedenler oluyor. Başka Narinlerin canice katledilmemesi, başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki masumların canlarına kıyılmaması için Peygamberimizin güzel ahlakını ve çağlar üstü mesajlarını insanlıkla buluşturmaktır’’ şeklinde Narin kızımıza da yer vermiş.

Diyanet'i bu duyarlılığından dolayı tebrik etmek lazım. 

Aynı duyarlılığı diğer haftalarda okuyacağı hutbelerde de bekliyoruz. Çünkü cumaya giden farklı konular dinlemek ve duymak istiyor.

Farklı konular hem ilgi çeker hem dinletir.

Diyanet hep gündem ve günceli takip etmeli, bu konulara dair dini görüşünü ve alınması gereken tavrı ortaya koymalı.

Temcit pilavı gibi aynı konuları ısıtıp önümüze koymamalı.

Belirli gün ve haftaları yazı konusu edinmekten vazgeçmeli.

Haftanın önemine işaret etmek isterse, ele aldığı konunun bitiminde gün ve haftaya dair bir paragraflık hatırlatma ile yetinmeli.

Kısaca insanımızın derdi ile dertlenmeli hutbeler ve Diyanet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder