2024 TYT’ye, 3 milyon 120 bin 870 aday başvurmuş. Her 10
öğrenciden (301.508) biri sınava girmemiş.
AYT’ye, 2 milyon 19 bin 699 aday başvurmuş. Her 8
öğrenciden (243 bin 203) biri sınava girmemiş.
Yerleştirme istatistiklerine gelince, 987 bin 388 aday
lisans ve ön lisans programlarına yerleşmiş. 23 bin 738 kontenjan ise boş
kalmış.
Rakamlara boğmayayım. 3 milyon adayın içinden yaklaşık 1
milyonu üniversiteli olmuş.
Çocuğum üniversiteli oldu diye aileler seviniyor. Liseler, mezun
ettiği öğrencilerle ilgili kazandığı bölümlerden dolayı başarı paylaşımları yapıyor.
Sevinmek, gurur duymak haklarıdır.
Yalnız lisans veya ön lisans bölümlerinden hangi bölüme yerleşen
öğrenciden kaçı, yerleştiği bölümden memnun?
Kaçı okuduğu bölümü bitirdiği zaman bitirdiği bölümle ilgili
bir iş bulabilecek? Bunu bilmiyoruz.
Yalnız pek azı hariç yerleştiği bölümü isteyerek yazdığını ve
isteyerek okuyacağını düşünmüyorum. Çünkü mezun olduktan sonra istihdam durumu söz
konusu.
Ne alaka demeyelim? Bizde istihdam için okunur. Hepimiz biliyoruz
ki bugün için tıp fakülteleri hariç hiçbir bölümün iş garantisi yok. Çünkü her bölüm
o kadar mezun verdi ki bölümler doyuma ulaştı. Bunu mezun olduktan sonra atanmak
için girilen KPSS sınavlarına müracaat eden aday sayısının çokluğundan anlayabiliriz.
Kimsenin moralini bozmak istemiyorum ama sadece bu yıl üniversiteli
yaptığımız bir milyona yakın öğrenci, mezun olduktan sonra pek azı, bölümüyle ilgili
iş bulacak, çoğunluğu da bölüm dışı alanlarda iş bulma yoluna gidecek, çoğu da
o iş, bu iş, iş arayıp duracak. Belki de yıllar yılı KPSS’ye girmeye devam edecek.
24-25 yaşına kadar okuyup bu yaştan sonra iş arayışına girmek
ve iş bulamamak, öyle zannediyorum, bölümünden dolayı istihdam sorunu yaşayan her
gencin korkulu rüyası. Çünkü çoğu mezun, vara okumasaydım pişmanlığı duymaya namzet.
Anlatmak istediğim, üniversiteli yaptığımız öğrencilerin kahir
ekseriyeti, mezun olduktan sonra işsizler ordusuna katılacak. Yani okumuş işsizler
ordusu eğitimi veriyoruz üniversitelerimiz eliyle.
Burada şu bölüm iyi, bu bölüm kötü demek istemiyorum. Zira her
bölüm değerlidir. Yalnız şu var ki istihdam sorunu yaşayan bölümler öğrenci ve vatandaş
nezdinde iyi değil, istihdam sorunu olmayan bölümler iyidir.
Hasılı anne babalar, çocuğum, şurayı kazandı diye sevinsin.
Çocuklarımız bu bölümü kazandı diye mutluluktan uçsun. Okullarımız şu kadar öğrencimiz
şu şu bölümlere girdi diye gururlansın. Biz başarılı bir okulu desin. Üniversitelerimiz
tüm bölümlerimiz tercih edildi diye mutlu olsun. Herkesin buna hakkı var.
Yalnız bu çocuklar okullarını bitirdikten sonra ne olacak? Bunu
da düşünmeyi ihmal etmeyelim. Çünkü bu yönü düşünmek sadede gelmek ve rüyadan uyanmak
demektir.
İşsizler ordusuna önerin nedir derseniz, önerim şudur: Her bölüme, ihtiyacın yüzde yirmi fazlası öğrenci alınır. Ölen olur, kalan olur, okulu bırakan olur. Bölümü tercih eden öğrenci, mezun olduğu zaman iş bulma yüzdesini bilsin. Ona göre yarışsın. Yani bir öğrenci tercih ettiği bölümden mezun olduğu zaman ülkenin o alanda kaç kişiye ihtiyacı olduğunu bilsin. Ona göre tercihini yapsın. Devlet ve üniversiteler, ben sadece mezun ederim, ötesine karışmam diyemez. Mutlaka bir istihdam politikamız olmalı. İnsan iş gücünü üniversite yolunda heba etmeye hakkımız yok. Bir bölümde iş arayan yüzbinlerce mezun varken o bölüme yeni öğrenci almak plansızlığın ta kendisidir. Okumuş işsizler ordusuna yenisini katmak demektir.
*21.08.2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder