14 Mart 2024 Perşembe

Çağ Dışı Kalmış Bazı Uygulamalarımız

Sayfamda zaman zaman alıntılara yer veririm. Yer verdiğim alıntıların çoğu da noktası virgülüne katıldığım hususlar. Aşağıda Rıza Bozdağ tarafından yerinde tespit ile yazılmış; bir zamanlar önemli bir işlev görmüş, günümüzde ise işlevini yitirmiş, külfet, masraf ve angarya olan çağ dışı kalmış bazı uygulamaların kaldırılması gerektiğine dair bir yazıyı bulacaksınız:

Biliyorum, aşağıda saydığım ve kaldırılmasını istediğim bu uygulamaları meslek olarak icra eden kişiler bana çok kızacak ama gerçekten de bu uygulamalar çağ dışı ve ilkel kaldıkları için kesinlikle kaldırılmalıdır. Üstelik toplum olarak bunların bazılarının kaldırılması sonucu güvenlik ve ekonomik açısından da rahatlık yaşarız.

İşte benim, çağ dışı ve ilkel kabul ettiğim ve bazılarının güvenlik ve ekonomik açıdan topluma yük olduğu için kaldırılmasını uygun gördüğüm uygulamalardan bazıları ve benim gerekçelerim:

1- Mahalle muhtarlığı: Eskiden çok önemli olan ve mahalle ya da köy sakinleri ile devlet arasında aracılık yapan muhtarlık, artık çok gereksiz bir kurum oldu. Çünkü vatandaş, eskiden muhtarlar tarafından karşılanan hizmetlerden bir çoğunu bugün e-devlet uygulaması ile rahatlıkla karşılıyor. Güvenlik ve ekonomik açıdan da muhtarlığın topluma bir yük olduğunu düşünüyorum. Çünkü muhtar olmak isteyenlerin büyük çoğunluğu, bellerinde taşıyacakları bir tabanca ruhsatı alabilmek ve asgarî ücretli bir iş sahibi olmak maksadıyla muhtar oluyorlar. Ülkemizde ne kadar muhtar varsa o kadar da beli tabancalı ve fazladan asgarî ücretli kişi var. İlla da bu kurum kalacaksa bırakın önceki muhtar devam etsin. Hiç olmazsa bir kişi daha az tabancalı ve asgarî ücretli çalışan eksik olur. Muhtarlıktan daha önemli iş yapan nahiye müdürlükleri bile uzun zaman önce kaldırılmışken, muhtarlıkların hâlâ yaşıyor olması gerçekten çok tuhaf bir durumdur.

2- Ramazan davulculuğu: Eskiden, her evde çalar saatin olmadığı dönemlerde gerçekten önemli bir görev icra eden Ramazan davulculuğu, artık zamanımızda topluma sıkıntı, hatta işkence vermekten başka hiç bir işe yaramıyor. Çünkü günümüzde insanlar artık saat bile kullanmaz oldu. Herkesin evinde yaşayan fert sayısı kadar cep telefonu mevcut ve hepsinin de alarmı var. İstenilen saate kurulup çaldırılabilir. Üstelik davul, bütün mahalleyi gürültüye boğarken saatin alarmı, sadece çaldığı odada uyuyan kişiyi uyandırır.

3- Cenaze selâsı: Eskiden iletişim imkanları şimdiki kadar çok kolay ve rahat değildi. Özellikle köylerde yaşayan insanların, köylerinde vefat eden kişilerden haberdar olması maksadıyla geliştirilen cenaze selâsı ya da halk arasındaki söylenişiyle "Su selâsı" oldukça önemli bir ihtiyacı karşılıyordu. Hatta bu yüzden su selâsı, mahalle veya köy sakinleri tarlalarına veya işlerine gitmeden, hemen sabah namazı kılındıktan sonra verilirdi ki insanlar erkenden haberdar olurdu. Ancak günümüzde hemen hemen her köyün dernekleri var ve köyün cenazesi olduğunda hemen cep telefonlarına mesaj gönderilerek herkes haberdar ediliyor. Kayserililer bilir, uzun zamandan beri Kayseri'nin köyleri hariç, şehir merkezinde su selâsı verilmez ve bu iş eskiden tellâl marifeti ile halledilirdi. Artık zamanımızda tellâle bile gerek kalmadan cep telefonlarının mesajları ile her şey hallediliyor. Ama bazı mahallelerde hâlâ sabah namazının ardından selâ verilip insanlara hiç tanımadıkları kişilerin selâsını dinleterek resmen zulmediliyor.

4- Düğün davetiyeleri: Önceden, yine haberleşme imkânlarının kısıtlı olduğu yıllarda insanlar tüm sevdiklerini "Sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız" diye biten düğün davetiyeleri gönderirdi. O zamanlar için gerçekten çok önemli ve gerekli olan düğün davetiyeleri de bugün gereksiz ve boşuna masraf olan şeyler arasına katıldı. Çünkü bugün insanlar yine cep telefonları ile herkese, hatta dünyanın öbür ucundaki tanıdıklarına bile düğünlerini haber verebilmektedirler. Ancak her şeye rağmen "El âlem ne der?" kaygısıyla hem telefonlarla haber verip hem de davetiye bastırmaktadırlar. Bastırılan davetiyelerin neredeyse yarısı belki dağıtılamıyor. Çünkü her biri şehrin bir ucunda oturan eş, dost ve akrabalara dağıtımı tamamen zaman kaybı ve masraflı olan dağıtım işi yerine, davetiyenin fotoğrafı çekilip insanlara ulaştırılıyor.

Rıza Bozdağ

13 Mart 2024 Çarşamba

Kayseri

2 yorum:

  1. Merhabalar.
    Mahalle muhtarlığı uygulamasının sadece köy, nahiye, bucak gibi yerleşim birimlerinde devam ettirilmesinin yerinde olacağını, diğer yerleşim birimlerinde ise tamamen kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.

    Ramazan davulundan ben zevk alıyorum. Beni zaten sahura Ramazan davulu kaldırmıyor ki, ama ben Ramazan davulunun o uzaktan kulağa hoş gelen ve gittikçe bulunduğum yere doğru sesin yükselerek gelen tımbırtısına bayılıyorum. Ben bundan zevk alıyorum. Ramazan sahuru için gereksiz mi? Evet gereksiz. O halde, dışarıda iken, hele de cami yakınlarında iken, minarelerden kulaklarımıza zarar veren o yüksek desibelli ezanlar da okunmasın. Ya da sesin yüksekliğini yani desibelini düşürsünler.

    Cenaze selası sesin şiddeti çok fazla yüksek olmamak üzere okunsun. Bence okunmalı. Doğduğumuzda ismimiz kulağımıza bir ezan ile okunarak nasıl veriliyorsa, vefat ettiğimiz zaman adımıza bir sela da okunsun.

    Düğün davetiyesine gelince, onu düğün sahipleri düşünsün. Çünkü düğün davetiyesinin muhatapları dışında kimseye zararı dokunmayan bir uygulama. Adam bu davetiyeyi geleceğe bir hatıra kalsın diye bastırıyordur. Yoksa, şu zamanda gerçekten gereksiz bir şey. Davetiye bastırmayı doğayı korumak adına bırakabiliriz.

    Güzel ve faydalı bir sohbet paylaşımıydı. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Hayırlı ve bereketli bir Ramazan ayı dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Devlet yetkililerinin muhatap bulmaları bakımından belki uzak köylerde muhtarlık kalabilir ama görev tanımı bile olmayan, ne yaptığını kimsenin bilmediği muhtarlık devlete bir yük. Vakit kaybetmeden kalkmalı. Bir ara elli binden fazla muhtarlık vardı. Elli bin istihdam demektir bu. Ramazan davulunun sesi size hoş gelse de günümüz vardiya usulü ile çalışan insanlar var. Sahura kadar yatmayanlar için davul cazip gelebilir ama uykuda iken davul korkutuyor. Bir de eskisi gibi herkes aynı anda sahur yapmıyor. Kimi yatmadan önce yiyip oruca niyetleniyor. Cenaze arkası ölümü hatırlatma yönüyle okunmadı yararlı olabilir. Minatelerden ehil olmayanların ezan okumadı engellenmeli. Gerçekten gürültü yığını. En azından ses kısıklığına gidilmeli. Düğün davetiyesi evli çiftlere hatıra olsun diye bastırılabilir. Yalnız eskidi gibi dağıtılmıyor. Geçen bir kokteyle katıldım. Katılmadan önce bin bir emek sarf edilerek hazırlanan davetiyeler bana ulaştı. Hangi birine vereyim. Tüm davetiye sahiplerine davetiyeyi WhatsApp üzerinden gönderdim. Bütün davetiyeler bende kaldı. Ne yapacağım bilmem. Davetiyeler sembolik olarak basılmalı. Belki de tek davetiye herkese WhatsApp aracılığıyla gönderilebilir.

    YanıtlaSil