Sayfamda zaman zaman alıntılara yer veririm. Yer verdiğim alıntıların çoğu da noktası virgülüne katıldığım hususlar. Aşağıda Rıza Bozdağ tarafından yerinde tespit ile yazılmış; bir zamanlar önemli bir işlev görmüş, günümüzde ise işlevini yitirmiş, külfet, masraf ve angarya olan çağ dışı kalmış bazı uygulamaların kaldırılması gerektiğine dair bir yazıyı bulacaksınız:
Biliyorum, aşağıda saydığım ve
kaldırılmasını istediğim bu uygulamaları meslek olarak icra eden kişiler bana
çok kızacak ama gerçekten de bu uygulamalar çağ dışı ve ilkel kaldıkları için
kesinlikle kaldırılmalıdır. Üstelik toplum olarak bunların bazılarının
kaldırılması sonucu güvenlik ve ekonomik açısından da rahatlık yaşarız.
İşte benim, çağ dışı ve ilkel kabul ettiğim
ve bazılarının güvenlik ve ekonomik açıdan topluma yük olduğu için
kaldırılmasını uygun gördüğüm uygulamalardan bazıları ve benim gerekçelerim:
1- Mahalle muhtarlığı: Eskiden çok önemli
olan ve mahalle ya da köy sakinleri ile devlet arasında aracılık yapan
muhtarlık, artık çok gereksiz bir kurum oldu. Çünkü vatandaş, eskiden muhtarlar
tarafından karşılanan hizmetlerden bir çoğunu bugün e-devlet uygulaması ile
rahatlıkla karşılıyor. Güvenlik ve ekonomik açıdan da muhtarlığın topluma bir
yük olduğunu düşünüyorum. Çünkü muhtar olmak isteyenlerin büyük çoğunluğu,
bellerinde taşıyacakları bir tabanca ruhsatı alabilmek ve asgarî ücretli bir iş
sahibi olmak maksadıyla muhtar oluyorlar. Ülkemizde ne kadar muhtar varsa o
kadar da beli tabancalı ve fazladan asgarî ücretli kişi var. İlla da bu kurum
kalacaksa bırakın önceki muhtar devam etsin. Hiç olmazsa bir kişi daha az
tabancalı ve asgarî ücretli çalışan eksik olur. Muhtarlıktan daha önemli iş
yapan nahiye müdürlükleri bile uzun zaman önce kaldırılmışken, muhtarlıkların
hâlâ yaşıyor olması gerçekten çok tuhaf bir durumdur.
2- Ramazan davulculuğu: Eskiden, her evde
çalar saatin olmadığı dönemlerde gerçekten önemli bir görev icra eden Ramazan
davulculuğu, artık zamanımızda topluma sıkıntı, hatta işkence vermekten başka
hiç bir işe yaramıyor. Çünkü günümüzde insanlar artık saat bile kullanmaz oldu.
Herkesin evinde yaşayan fert sayısı kadar cep telefonu mevcut ve hepsinin de
alarmı var. İstenilen saate kurulup çaldırılabilir. Üstelik davul, bütün
mahalleyi gürültüye boğarken saatin alarmı, sadece çaldığı odada uyuyan kişiyi uyandırır.
3- Cenaze selâsı: Eskiden iletişim
imkanları şimdiki kadar çok kolay ve rahat değildi. Özellikle köylerde yaşayan
insanların, köylerinde vefat eden kişilerden haberdar olması maksadıyla
geliştirilen cenaze selâsı ya da halk arasındaki söylenişiyle "Su
selâsı" oldukça önemli bir ihtiyacı karşılıyordu. Hatta bu yüzden su
selâsı, mahalle veya köy sakinleri tarlalarına veya işlerine gitmeden, hemen
sabah namazı kılındıktan sonra verilirdi ki insanlar erkenden haberdar olurdu.
Ancak günümüzde hemen hemen her köyün dernekleri var ve köyün cenazesi
olduğunda hemen cep telefonlarına mesaj gönderilerek herkes haberdar ediliyor.
Kayserililer bilir, uzun zamandan beri Kayseri'nin köyleri hariç, şehir
merkezinde su selâsı verilmez ve bu iş eskiden tellâl marifeti ile
halledilirdi. Artık zamanımızda tellâle bile gerek kalmadan cep telefonlarının
mesajları ile her şey hallediliyor. Ama bazı mahallelerde hâlâ sabah namazının
ardından selâ verilip insanlara hiç tanımadıkları kişilerin selâsını dinleterek
resmen zulmediliyor.
4- Düğün davetiyeleri: Önceden, yine
haberleşme imkânlarının kısıtlı olduğu yıllarda insanlar tüm sevdiklerini
"Sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız" diye biten düğün
davetiyeleri gönderirdi. O zamanlar için gerçekten çok önemli ve gerekli olan
düğün davetiyeleri de bugün gereksiz ve boşuna masraf olan şeyler arasına
katıldı. Çünkü bugün insanlar yine cep telefonları ile herkese, hatta dünyanın
öbür ucundaki tanıdıklarına bile düğünlerini haber verebilmektedirler. Ancak
her şeye rağmen "El âlem ne der?" kaygısıyla hem telefonlarla haber
verip hem de davetiye bastırmaktadırlar. Bastırılan davetiyelerin neredeyse
yarısı belki dağıtılamıyor. Çünkü her biri şehrin bir ucunda oturan eş, dost ve
akrabalara dağıtımı tamamen zaman kaybı ve masraflı olan dağıtım işi yerine,
davetiyenin fotoğrafı çekilip insanlara ulaştırılıyor.
Rıza Bozdağ
13 Mart 2024
Çarşamba
Kayseri
Merhabalar.
YanıtlaSilMahalle muhtarlığı uygulamasının sadece köy, nahiye, bucak gibi yerleşim birimlerinde devam ettirilmesinin yerinde olacağını, diğer yerleşim birimlerinde ise tamamen kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Ramazan davulundan ben zevk alıyorum. Beni zaten sahura Ramazan davulu kaldırmıyor ki, ama ben Ramazan davulunun o uzaktan kulağa hoş gelen ve gittikçe bulunduğum yere doğru sesin yükselerek gelen tımbırtısına bayılıyorum. Ben bundan zevk alıyorum. Ramazan sahuru için gereksiz mi? Evet gereksiz. O halde, dışarıda iken, hele de cami yakınlarında iken, minarelerden kulaklarımıza zarar veren o yüksek desibelli ezanlar da okunmasın. Ya da sesin yüksekliğini yani desibelini düşürsünler.
Cenaze selası sesin şiddeti çok fazla yüksek olmamak üzere okunsun. Bence okunmalı. Doğduğumuzda ismimiz kulağımıza bir ezan ile okunarak nasıl veriliyorsa, vefat ettiğimiz zaman adımıza bir sela da okunsun.
Düğün davetiyesine gelince, onu düğün sahipleri düşünsün. Çünkü düğün davetiyesinin muhatapları dışında kimseye zararı dokunmayan bir uygulama. Adam bu davetiyeyi geleceğe bir hatıra kalsın diye bastırıyordur. Yoksa, şu zamanda gerçekten gereksiz bir şey. Davetiye bastırmayı doğayı korumak adına bırakabiliriz.
Güzel ve faydalı bir sohbet paylaşımıydı. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Hayırlı ve bereketli bir Ramazan ayı dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Devlet yetkililerinin muhatap bulmaları bakımından belki uzak köylerde muhtarlık kalabilir ama görev tanımı bile olmayan, ne yaptığını kimsenin bilmediği muhtarlık devlete bir yük. Vakit kaybetmeden kalkmalı. Bir ara elli binden fazla muhtarlık vardı. Elli bin istihdam demektir bu. Ramazan davulunun sesi size hoş gelse de günümüz vardiya usulü ile çalışan insanlar var. Sahura kadar yatmayanlar için davul cazip gelebilir ama uykuda iken davul korkutuyor. Bir de eskisi gibi herkes aynı anda sahur yapmıyor. Kimi yatmadan önce yiyip oruca niyetleniyor. Cenaze arkası ölümü hatırlatma yönüyle okunmadı yararlı olabilir. Minatelerden ehil olmayanların ezan okumadı engellenmeli. Gerçekten gürültü yığını. En azından ses kısıklığına gidilmeli. Düğün davetiyesi evli çiftlere hatıra olsun diye bastırılabilir. Yalnız eskidi gibi dağıtılmıyor. Geçen bir kokteyle katıldım. Katılmadan önce bin bir emek sarf edilerek hazırlanan davetiyeler bana ulaştı. Hangi birine vereyim. Tüm davetiye sahiplerine davetiyeyi WhatsApp üzerinden gönderdim. Bütün davetiyeler bende kaldı. Ne yapacağım bilmem. Davetiyeler sembolik olarak basılmalı. Belki de tek davetiye herkese WhatsApp aracılığıyla gönderilebilir.
YanıtlaSil