13 Kasım 2023 Pazartesi

İslam ve Bilim (2)

12.sınıfın Din ve Bilim ünitesine yer verdikten sonra izninizle biraz kritik yapayım. Kitabın İslam ile bilimin çelişmemesine, İslam’ın bilime verdiği öneme değinmesi, Müslüman bilim adamlarının bilime katkısına yer vermesi güzel. Yalnız bilim adamlarının her alanda yaptığı hizmet ve buluşlara fazlaca yer vermesi sıkıcı. Tüm bilim dallarında yapılan hizmet ve keşiflere din kültürü dersinde yer vermektense, fizik dersinde fizik, kimya dersinde kimya, tıp fakültesinde tıp vs. alanlarında yapılan çalışmalara yer verilse daha iyi olurdu. Din kültürü dersinde tüm derslere ait bilgilerin verilmesi, öğrenciler gözünde garip karşılanır. Dersimiz ne, din kültürü değil mi yoksa biz fizik, kimya, tarih dersinde miyiz şeklinde soru sorulmasına sebebiyet verir.

Madem tüm bilimlerde varız anlamına gelecek şekilde din kültürü dersinde buluşlara yer verilmiş. Konunun sonunda evet geçmişte biz bunları icat ettik ama arkasını getirememişiz. Bakın, geçmişte bilime hizmet etmiş isek, bugün de hizmet edebiliriz. Bizde bu cevher var denmesini beklerdim. Çünkü kimya dalında Nobel barış ödülünü alan Aziz Sancar dışında yer verilen hizmet ve buluşlar 8.9.10.yüzyıla ait buluş ve hizmetler. Bugün gelmişiz 21.asra. İslam dünyası 13 yüzyıldır kış uykusunda. Bilim adına bir keşfi, bir üretimi maalesef yok. Hala da kıl uykusundan utanma gibi bir derdi yok.

Gerçekten geçmişimizde hem dini hem de müspet ilimler alanında göz dolduran çalışmalar varken sonraki yüzyıllarda ve günümüzde bilimde niçin yokuz? Bugün bunun sorgulanması lazım.

Kitapta bu konuya özellikle geçmiş bilimsel buluşlara yer verilmesi, kimse kusura bakmasın, bugün içinde bulunduğumuz olumsuz duruma karşın geçmişle avunma çabasından başka bir şey değil. Maalesef en büyük özelliğimiz, günle değil de geçmişle övünmemizdir. Bu durum her şeyini kaybetmiş, yiyecek ekmeğe muhtaç müflis bir tüccarın, benim bugünkü durumuma bakmayın. Ben aslında geçmişte şöyle zengindim, böyle variyetliydim demesine benzer. Nasıl ki acı gerçek, bir zamanlar zengin olan müflis tüccarın bugünkü durumunu değiştirmiyor ve onu gizlemiyorsa, dünkü bilime hizmet etmemiz de bugünkü bilime uzaklığımızın üzerini örtemez.

Kimse kusura bakmasın, biz geçmişte bilime şöyle, böyle hizmet ettik, birçok bulmuşta biz varız psikolojisi, bugünün acı gerçeğinin üzerini örtmeye yöneliktir ve gerçeklerden kaçmaktır. Çünkü “dün dünde kaldı, bugüne dair yeni şeyler söylemek lazım”. İslam dünyası özellikle Türkiye, Batı medeniyeti karşısında ağır bir yenilgi içindedir. Nasıl yakalar ve onları nasıl geçeriz diyeceğimize, başımızı kuma gömerek geçmiş müktesebatın arkasına sığınıyoruz. Bu eziklik psikolojisi bize zor geliyor. Bir teselli olsun diye müflis tüccar gibi eski defterlerden medet bekliyoruz.

Hasılı geçmişi unutmayalım ama geçmişle yaşamayı bırakıp bugüne dair bir ve yeni şeyler söylemek lazım vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder