Satrancı iyi oynayanla
bugüne kadar bir tane dahi olsa oyun kazanamayan arasında final müsabakası
yapılmıştır.
Satranç üstadı sahaya
tam yayılan, sonuç alıcı ve satranç bilgisi olanlarla maça hazırlanırken acemi satranççı
kendisi gibi acemilerle yola çıktı.
Usta oyuncu nerelerde
zayıf olduğunu, buralara hangi oyuncuyu monte ettiğim takdirde yükümü alır
hesabı yaparken acemi satranççı, matematik hesabıyla 2+2=4 eder hesabı yaptı.
Usta satranççı hangi
yere hangi oyuncuyu sürmüşse, oyunun yükünü alırken acemi satranççının
oyuncuları ise yük almaktan ziyade yük olmuşlardır.
Usta oyuncu oyunun tek
hakimi iken acemi oyuncunun her bir bireyi kendi başına buyruk davrandı. Her
kafadan bir ses çıktı. Tecrübelilerde tek horozun sesi çıkarken acemilerin her
biri bir horoz görüntüsü verdi. Takım oyunundan uzaktı. Çünkü birbirine
karşı iğreti idiler.
Usta oyuncu ekibiyle
birlik görüntüsü verirken acemiler, bakmayın bir araya geldiğimize. Aynı kazana
atsak kaynamayız dedi. Bizi burada tutan zorunluluk ve mecburiyet görüntüsü
verdi.
Usta ve yanına aldığı
ekibinin kendine özgüveni varken acemi ekip özgüvenden yoksundu.
Tecrübeli oyuncunun
kurduğu ekip içerisinde kazanırsak şunu şunu isteriz diyen olmadı. Dediyse de
dışarıya bir pazarlık sızmadı. Acemiler ise doğmamış çocuğa don biçer misali
daha dereyi görmeden paçalarını sıvadı ve miras paylaşır gibi paylaşım
pazarlığı yaptı.
Tecrübeliler oyuna
çıkarken kazanacağız ümidi verirken acemiler belki tutar diyerek göle maya
çalmaya kalktı.
Tecrübeliler kazanmaya
kendilerini ve yakınlarını inandırmışken acemiler yakınlarını bile ikna
edemedi.
Tecrübeliler seyirciye korku
yayarak oyuna psikolojik üstünlükle girerken acemiler korkuyu haklı
çıkarırcasına söz ve eylemlerinden geri durmadılar.
Tecrübeli kadro seyirciye
nabza göre şerbet verirken acemi kadro ne nabız verdi ne de şerbet.
Tecrübeli kadro nerede,
nasıl hamle yapacağını bilip karşı ekibe saldırı hamlesi yaptıkça acemi kadro
hep savunmada kaldı. Satranç öyle bir oyun ki sahada tam kadro pres yapar,
rakibin hamle yapmasına fırsat vermeden ileriye hamle yaparken acemi kadro sahaya
tam yayılamadı ve ileriye çıkamadı.
Satrançta oyun kurucu
tek şahtır. Diğer üyelerin yegane görevi şahı korumak ve rakibi mat etmektir. Usta
kadro bunu yaparken acemi kadronun her bir ferdi bireysel çıkışlarıyla kendini
öne çıkarmaya ve kendini kurtarmaya çalıştı.
Usta ekibin üyeleri
sahada pot kırmamaya özen gösterirken acemi ekinin üyeleri pot üstüne pot
kırdı. Adeta “Şecaat arz ederken Merd-i Kıpti sirkatin söyler” misali
itiraflarda bulundu.
Usta ekip sahayı bir
nebze de olsa okuyabildi. Acemi ekip ise kendilerini okuyamadı ki sahayı
okuyabilsin.
Hasılı biri tecrübeli,
diğeri acemi iki ekibin müsabakasını maçın hakemi finale yakışır bulmadı ve
maça on beş gün ara verdi. Ara kararında hakem, birinci etabı önde tamamlayana “Sana
yeterince güvenmiyorum ama sensiz de olmuyor” derken, yarışı ikinci tamamlayana
ise “Sana hiç güvenmiyorum” diyerek her ikisini de ikmale bıraktı ve yeni bir
ev ödevi verdi. Son kozunuzu on beş gün sonra oynayın. O zaman iki kötüden birini
seçeceğim dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder