“Hz Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Sa'd b. Ebî
Vakkas, Ebû Ubeyde b. Cerrah, Abdurrahman bin Avf, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b.
Avvâm, Saîd b. Zeyd” isimli sahabeler halk arasında aşere-i mübeşşere (cennetle
müjdelenen on kişi) olarak bilinir.
Adı zikredilenlerin
hepsi Kureyş kabilesine mensup ilk Müslümanlardan. Peygamberimizin hep yanında
yer almış, İslam’a hizmetleri yadsınamaz sahabelerdir. Cennetle müjdelenmelerinin
dayanağı da hadislerdir: “Ebu Bekr cennetliktir,
Ömer cennetliktir, Osman cennetliktir, Ali cennetliktir, Talha cennetliktir,
Zübeyr cennetliktir, Sa'd İbnu Malik cennetliktir, Abdurrahman İbnu Avf
cennetliktir, Ebu Ubeyde İbnu'l-Cerrah cennetliktir." (Ravi der ki: Zeyd) onuncu da sükut etti. Dinleyenler: "Onuncu
kim?" diye sordular. (Bu taleb üzerine): "Said
İbnu Zeyd!" dedi. (Ebu
Davud, Sünnet 9)
Bu
konuda farklı hadisler de mevcut. Hepsini buraya alma imkanım yok. Bu ve bu
konuda gelen rivayetler sahihtir veya değildir üzerinde durmayacağım. Durmak
istesem de müktesebatım el vermez ise de bu konuda şunları söylemek isterim:
Peygamberimizin
şunları şunları yapan cennetliktir demesi başka, isim vererek şunlar cennetliktir
demesi başka. İlkinde ameller ön plana çıkarılırken ikincide kişiler ön plana
çıkarılmaktadır. Birinci İslam’a uygun iken ikinci anlayış İslam’a uymaz. Çünkü,
Sahabe
de olsa, İslam’a katkıları çok olsa da daha yaşarken İslam kimseye cennet garantisi veremez. Çünkü
peygamber de olsa az sonra kimin ne yapacağını Allah’tan başka kimse bilemez.
Zira bu konu gaybi bir konudur. Bunun bilgisi de sadece Allah’a aittir. Ki
peygamber kızı Fatıma’ya bile cennet garantisi vermemiştir.
Bu
sahabenin bir kısmı Cemel ve Sıffın gibi savaşlarda rol oynamış. Şu ya da bu
şekilde Müslüman kanının akmasında dahli olmuştur. İslam dünyasının
ayrışmasında ve ümmet arasına nifak tohumlarının ekilmesinde bu tür savaşların
payı büyüktür. Bugünkü bölünmüşlüğün ve parçalanmışlığın
izleri bu savaşlara kadar gider.
Peygamberden
sonra vefat eden bu sahabeler tıpkı diğer sahabe ve tüm insanlar gibi hesap
gününde yaptıklarından veya yapmadıklarından dolayı hesaba çekileceklerdir. Yargılamayı da Allah
yapacaktır. Bu müjde anlayışı Hristiyanlardaki İsa peygamberin ahirette
insanları yargılayacak düşüncesine
benzer. Ne Hz İsa’nın ne de peygamberin böyle bir yetkisi vardır.
Hangi
birimize daha ölmeden cennetle müjdelenen garantisi verilebilir? Cennet
garantisi alan kimse ne derece kendisine çekidüzen verebilir? Sizleri tenzih
ederim ama şayet şahsıma böyle bir garanti verilse, öyle zannediyorum,
sorumluluklarımı yerine getirmem en hafifiyle. Her türlü olumsuzluğa imza
atarım.
Bu tür hadislerin, Cemel ve Sıffın savaşlarının ardından geriye dönük üretildiğini, bunda amacın bu sahabenin koruma zırhına girdirilmeye çalışıldığını, Peygamberin yakın arkadaşları olan bu kimseler hakkında olur olmaz eleştiri yapılmasının önüne geçmek murat edildiğini düşünüyorum. Allah’ü a’lem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder