Devletler, kendilerini yönetsin,
hizmet etsin diye sorumluluk ve yetki vererek vatandaşın kurduğu tüzel
kişiliktir.
İçimizden seçip gönderdiklerimiz tüm
kurum ve kuruluşlarıyla ülkeyi yönetirken vatandaş da kendisine yüklenen
sorumluluğu yerine getirir. Vatandaşın ilk başta gelen sorumluluğu devlet
kendisine daha iyi hizmet etsin diye vergi vermektir, askerlik görevini yerine
getirmektir, ülkeyi yönetecek kişileri seçmek için oy vermektir, kurallara
uymaktır.
Devlet topladığı bu vergileri tüyü
bitmemiş yetimin hakkı görür ve bir kuruşu dahi boşa gidermeyecek şekilde yerli
yerinde kullanır. Vatandaş da toplanan vergilerin nerelere kullanıldığını
öğrenmek ister. Mesela, 99 depreminin ardından depremde kullanılmak üzere belli
bir süreliğine konan, adına ÖTV denilen daha sonra sürekli hale getirilen
deprem paraları nerede? Bildiğim kadarıyla bu paralar otoban ve yollar yapılmak
üzere kullanıldı. Halbuki bu paralar sadece depremlerde kullanılacaktı.
Yine Merkez Bankasının yıllık
karının yüzde 20'si olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere ayrılır. Deprem
gibi doğal afetlerde kullanılır. Maalesef MB'nın bu karı da hazineye aktarılarak
başka alanlarda harcandı.
Cumhuriyet kurulduğu andan itibaren
bu ülkede siyasi iktidarlar 26 kez imar barışı adı altında af çıkardı.
6 Şubatta yaşadığımız ve 10 işi etkileyen
birbiri ardına gelen büyük yıkıcı depremin ardından deprem bölgesine destek için
ulusal ve uluslararası seviyede yardım seferberliği başlatıldı. Yardımlaşma konusunda
da en güzel örnekler kendini gösterdi. Milletimiz yardım konusunda adeta yarıştı.
Yardım seferberliği olacak elbet. Çünkü koskoca on ili etkileyen bir büyük deprem
bu. Devletin tümüyle bunun altından tek başına kalkabilmesi mümkün değil. Burada
sorgulanması gereken, deprem vergisi parası niçin bu günler için saklanmaz? Merkez
Bankasının yıllık karı niçin böyle günler için bekletilmez? Bu ülke Karaman hariç
bir deprem bölgesi iken ve aşağı yukarı yılda bir depremin yıkıcı etkisi illeri
vururken bu ülkede niçin 26 kez imar affı çıkarılır?
ÖTV parası ve kefen parası, yedek akçe
de denilen MB’nin yıllık yüzde 20 karı, imar affından gelen paralar böylesi günler
için ayrı bir kalemde bekletilseydi de depremin ilk olduğu andan itibaren bu parayı
ihtiyaçları gidermek için devlet deprem bölgelerine gönderebilseydi, bu bütçe yetmediği
takdirde vatandaştan yardım isteseydi, daha iyi olmaz mıydı?
Bu demek değildir ki devlet yardım yapmıyor.
Yapabileceği yardımı açıklıyor. Sözünü de yerine getirir. Ama bu paranın kaynağı
nereden? Ki devletin vereceği bu yardımın da yaraları sarması mümkün değil. Esas
para gidecek yerler bundan sonra. Çünkü o yıkılan evler yeniden yapılacak. Bunun
için de iyi bir bütçe gerek.
Böyle zor bir günde niyetim suçlu aramak, hesap sormak, paranın peşine düşmek değil. Şu anda bunun zamanı değil. Ama devlet ne yapıp yapıp bu son depremde dersler çıkarması lazım. Nasıl ki vatandaş kötü günler için kenarda köşede üç kuruş biriktiriyorsa, bu benim kefen param diyorsa, devletin de kötü günler için bekleyeceği kaynağı olmalı. Böyle yapmayıp her adette pamuk eller cebe demek bir devlet ciddiyetine yakışmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder