14 Şubat 2023 Salı

Şark Kurnazlığı

Şark kurnazlığı deyimini biliyor olmalısınız. Yine de bir daha hatırlayalım istedim.

Şark “doğu”, kurnaz ise “kolay kanmayan, başkalarını kandırmasını ve ufak tefek oyunlarla amacına erimesini beceren, açıkgöz” demektir.

TDK’ye göre şark kurnazlığı: “Doğu dünyasının anlayış, görgü ve davranış gibi özellikleri çerçevesinde zamana yayma, boş vermişlik, nemelazımcılık içeren uzun vadeli planlar yaparak bir işte karşı taraftan istediğini elde etme işi”.

Ufak tefek şeylerden tasarruf edip ve hatta karşındakini aldatarak aslında çok daha zarar eden zihniyet”. (eksisozluk)

Bu deyimin hikayesi ise şöyle:

Ormanda yürüyüşe çıkan, biri uzun diğeri kısa boylu iki arkadaşın karşılarına, heybetli mi heybetli üstelik dallarında kıpkırmızı elmaları olan devasa bir ağaç çıkar. Bunun üzerine kısa, uzun arkadaşına döner: ‘Senin boyun benden uzun. Hadi sen çık birer elma al da yiyelim.’ der. Uzun, bir çırpıda zıplayarak ağaca uzanır ve bir elma kendisine bir elma da arkadaşına alıp iner. Sonra mutlu mutlu yiyerek yürürler. Çünkü paylaşmayı bilirler ve yalnızca ihtiyaçları kadar elma almışlardır.

Aradan birkaç gün geçer uzun ve kısa tekrar aynı ormanda yürüyüşe çıkarlar. Aynı ağacın önüne geldiklerinde birbirlerine bakıp anlaşırlar ve uzun hemen ağaca çıkar. Fakat bu defa uzun üç adet elma alır. Birini gizlice cebine koyar diğer ikisini ellerinde tutarak aşağı iner. Birini arkadaşına verir diğerini kendisine alır. Böylece arkadaşına fark ettirmeden bir elma fazla almış olur.

Uzun, kendisini kısadan daha zeki hissetmeye başlar. Zaten boyca uzun olduğu için de avantajlıdır. Kısayı kandırabildiği için aynı zamanda daha uyanıktır. Hülasası bu hikâye şark kurnazının doğuş hikâyesidir. Kendini en zeki, en uyanık ve bütün enleri şahsiyetinde toplayanların hikayesi.” (millidusunce.com)

Biz çok zeki bir toplumuz sözünü çok duyarız. Bu söz bizim çok hoşumuza gider. Zeki denmesi kimin hoşuna gitmez ki.

Zeki olmaya zekiyiz ama bu zekiliğimizi ne derece yerinde kullanabiliyoruz, bunu sorgulayalım istiyorum. Çünkü bir şeyi yerli yerinde kullanırsak bir anlam ifade eder.

Birçok nimeti hoyratça kullandığımız gibi zekamızı da olumlu ve faydalı anlamda kullanmadığımız şark kurnazlığı deyimiyle ortaya çıkıyor. Bunu bu deyimin hikayesinden de anlayabiliyoruz. Maalesef Allah vergisi zekamızı kurnazlıkta kullanıyoruz. Zaten kurnazlık bir zeka işidir.

Eksisözlükteki tanım ise tam bir vahameti ortaya koyuyor. Olup biten ve başımıza gelen afetlere baktığımız zaman “ufak tefek şeylerden kısma, kırpma ve kısa vadede başkasını aldatmaya çalışma ama uzun vadede kaybeden bir zihniyetin” izlerini şark toplumlarında fazlasıyla görüyoruz.

Depremde yıkılan, binlerce kişiye mezar olan evlerimiz de bir şeylerden kısıp kar etme, ucuza mal edip daha fazla kazanma, kandırma zihniyetimizi ortaya koymuyor mu?

Şimdi düşünüyorum da kurnazlıkta kullandığımız, sonu hep felaket olan bu zekaya sahip olmasaydık. Vara normal zekaya sahip olsaydık. Çünkü zeka azlığı da bir sorun, fazlalığı da bir sorun.

Biz de işimizi niye düzgün yapmıyoruz, hep böyle mi devam edeceğiz diye sorar dururuz. Meğer şark kurnazlığı bizde bir zihniyetmiş. Zihniyet dediğimiz şey de bugünden yarına değişecek bir şey değil. Hasılı bu kurnazlıkla işimiz zor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder