16 Şubat 2023 Perşembe

Asrın Felaketi Üzerine (1)

Her konuda olduğumuz gibi 10 ili yerle bir eden ve asrın felaketi olarak adlandırılan, aynı yerleri 9 saat arayla vuran iki büyük deprem de bile ayrışmayı becerebildik. 

Halihazırda iki kutup ön plana çıkıyor. Bunlar kimi zaman saldıran kimi zaman da savunmaya geçen grup. Aynı iki grup kah savunmaya geçiyor kah saldırıya geçerek adeta birbirleriyle yarışıyor.

Bir büyük afet de bile kenetlenemiyor, bir araya gelemiyor, ayrışıyorsak, siyasi yönden bir ve beraber değil de herkes kendi başına buyruk hareket edebiliyorsa, merak ediyorum, bizi hangi tür bir bela ve afet bir araya getirir, nasıl birlikte hareket ederiz? 

Demek ki boşuna söylememişler. Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de o, kırk yıllık kani olur mu kani, can çıkar huy çıkmaz, aynı kazana atsalar, kaynamazlar sözleri bizler için söylenmiş olmalı.

Ben hangi taraftanım? İkisinden de değilim. Hangi taraf suçlu, hangi taraf suçsuz üzerinde durmayacağım. Niyetim suçlu aramak değil. Nazarımda iki taraf da iyi bir sınav vermedi. Olup bitenleri üçüncü bir kişi olarak anlamaya çalışıyorum. Bunu yaparken de niyetim tespit yapmaktır. Suçlu aramak, suçsuz olduğunu ispatlamak değil. 

Bu afet asrın afeti mi? Asrın felaketi mi bilmem ama büyük bir bölgeyi etkileyen ve şehirlerin üzerinden buldozer gibi geçen, derin iz ve ağır hasar bırakan bir depremdir. Asrın felaketi denmesinde bir sakınca yok. Ama bu asrın felaketini, alacağımız tedbirlerle daha hafif atlatabileceğimiz gerçeğini de göz ardı etmemek lazım.

Devlet var mıydı, yok muydu? Devlet vardı. Millet de vardı. STK'ler ve belediyeler de vardı. Tüm millet topyekûn oradaydı.

Arama ve kurtarmada geç mi hareket edildi? Bu gecikmenin sebepleri neler olabilir? Yardım ulaştırmada plansızlık var mıydı? İktidar ve muhalefet birlikte hareket edebilmiş midir?

Depremin ardından hareket edildiyse de yeterli bilgiye ulaşılamadığından, deprem bölgesi ile sağlıklı iletişim kurulamadığından, AFAD bölgedeki ağır hasarlara paralel intikal edemedi. Yani aksama oldu. İlk iki günün ardından devlet elindeki imkanlar çerçevesinde her yerdeydi. Bu durum sadece benim izlenimim değil, bu durumu Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ikinci gün yaptığı açıklamada AFAD ekibinde yeniden planlama yapıp ağır hasarın fazla olduğu Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman'a daha fazla AFAD görevlisinin intikal ettirildiğini söyledi. Yine bir AFAD sorumlusu bir televizyona bağlanarak "Şanlıurfa'da (Diyarbakır da demiş olabilir) yıkımın fazla olduğu bilgisi çerçevesinde bu ile geldiklerini, ardından Adıyaman'da yıkımın fazla olduğunu öğrendikten sonra Adıyaman'a geçtiklerini ifade etti.

Devletin bir bölgeyi önceleyip diğerini ihmal ettiğini düşünmüyorum.

Geç intikal ve müdahalede, bastıran kıştan mütevellit hava şartlarının da etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü birçok ilden hava muhalefeti dolayısıyla uçak kaldırılamamıştır. Aynı şekilde karlanma ve buzlanma dolayısıyla çoğu işlek karayolları bile zaman zaman kapandı. Buna bazı havaalanlarının hasar görmesi, otoban ve yolların deprem dolayısıyla ağır hasar görmesini de eklemek lazım. Yine 10 ilin devlet yetkilileri depremden birinci derece etkilenen depremzede oldukları için Ankara’ya sağlıklı bilgi verememiştir. Bir diğer husus ulaşılması gereken adet bölgesi çok büyük bir alan olduğu için eldeki insan kaynağı yeterli gelmemiştir. Tüm aksaklıkların bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Buradan hareketle istemeyerek deprem bölgelerine geç intikal edildi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder