Her konuda olduğumuz
gibi 10 ili yerle bir eden ve asrın felaketi olarak adlandırılan, aynı yerleri
9 saat arayla vuran iki büyük deprem de bile ayrışmayı becerebildik.
Halihazırda iki
kutup ön plana çıkıyor. Bunlar kimi zaman saldıran kimi zaman da savunmaya
geçen grup. Aynı iki grup kah savunmaya geçiyor kah saldırıya geçerek adeta
birbirleriyle yarışıyor.
Bir büyük afet de
bile kenetlenemiyor, bir araya gelemiyor, ayrışıyorsak, siyasi yönden bir ve
beraber değil de herkes kendi başına buyruk hareket edebiliyorsa, merak
ediyorum, bizi hangi tür bir bela ve afet bir araya getirir, nasıl birlikte
hareket ederiz?
Demek ki boşuna
söylememişler. Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de o, kırk yıllık kani
olur mu kani, can çıkar huy çıkmaz, aynı kazana atsalar, kaynamazlar sözleri
bizler için söylenmiş olmalı.
Ben hangi taraftanım?
İkisinden de değilim. Hangi taraf suçlu, hangi taraf suçsuz üzerinde
durmayacağım. Niyetim suçlu aramak değil. Nazarımda iki taraf da iyi bir sınav
vermedi. Olup bitenleri üçüncü bir kişi olarak anlamaya çalışıyorum. Bunu
yaparken de niyetim tespit yapmaktır. Suçlu aramak, suçsuz olduğunu ispatlamak
değil.
Bu afet asrın afeti
mi? Asrın felaketi mi bilmem ama büyük bir bölgeyi etkileyen ve şehirlerin
üzerinden buldozer gibi geçen, derin iz ve ağır hasar bırakan bir depremdir.
Asrın felaketi denmesinde bir sakınca yok. Ama bu asrın felaketini,
alacağımız tedbirlerle daha hafif atlatabileceğimiz gerçeğini de göz ardı
etmemek lazım.
Devlet var mıydı,
yok muydu? Devlet vardı. Millet de vardı. STK'ler ve belediyeler de
vardı. Tüm millet topyekûn oradaydı.
Arama ve kurtarmada
geç mi hareket edildi? Bu gecikmenin sebepleri neler olabilir? Yardım
ulaştırmada plansızlık var mıydı? İktidar ve muhalefet birlikte hareket
edebilmiş midir?
Depremin ardından
hareket edildiyse de yeterli bilgiye ulaşılamadığından, deprem bölgesi ile
sağlıklı iletişim kurulamadığından, AFAD bölgedeki ağır hasarlara paralel
intikal edemedi. Yani aksama oldu. İlk iki günün ardından devlet elindeki
imkanlar çerçevesinde her yerdeydi. Bu durum sadece benim izlenimim değil, bu
durumu Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ikinci gün
yaptığı açıklamada AFAD ekibinde yeniden planlama yapıp ağır hasarın fazla
olduğu Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman'a daha fazla AFAD görevlisinin intikal
ettirildiğini söyledi. Yine bir AFAD sorumlusu bir televizyona bağlanarak
"Şanlıurfa'da (Diyarbakır da demiş olabilir) yıkımın fazla olduğu bilgisi
çerçevesinde bu ile geldiklerini, ardından Adıyaman'da yıkımın fazla olduğunu
öğrendikten sonra Adıyaman'a geçtiklerini ifade etti.
Devletin bir bölgeyi
önceleyip diğerini ihmal ettiğini düşünmüyorum.
Geç intikal ve
müdahalede, bastıran kıştan mütevellit hava şartlarının da etkili olduğunu
düşünüyorum. Çünkü birçok ilden hava muhalefeti dolayısıyla uçak
kaldırılamamıştır. Aynı şekilde karlanma ve buzlanma dolayısıyla çoğu işlek
karayolları bile zaman zaman kapandı. Buna bazı havaalanlarının hasar görmesi,
otoban ve yolların deprem dolayısıyla ağır hasar görmesini de eklemek
lazım. Yine 10 ilin devlet yetkilileri depremden birinci derece etkilenen
depremzede oldukları için Ankara’ya sağlıklı bilgi verememiştir. Bir diğer
husus ulaşılması gereken adet bölgesi çok büyük bir alan olduğu için eldeki
insan kaynağı yeterli gelmemiştir. Tüm aksaklıkların bunlardan kaynaklandığını
düşünüyorum. Buradan hareketle istemeyerek deprem bölgelerine geç intikal
edildi.
Yorumlar
Yorum Gönder