Sokağa çıkma yasağı
öncesi oluşan nahoş görüntü, bize gösterdi ki çoğunluğumuz, günübirlik
yaşıyoruz. En ufak bir sıkıntıda ve ani eve kapanma durumunda, evde kendi
kendimize yetecek birkaç günümüz yok. Temel besin maddelerimiz olsa da
sofralarımızın vazgeçilmezi olan ekmeğimiz olmuyor. Çünkü ekseriyetimiz, ekmek
ihtiyacını fırın/market/bakkaldan karşılıyor. Dini bayramlar geldiği zaman
fırınlar, nöbetleşe çalışınca -şayet daha önceden ekmeğimizi tedarik etmemişsek-
her zaman bulduğumuz ekmeği bulmakta zorlanır ve fellik fellik ekmek ararız.
Bizim bu ekmek
konusundaki günübirlik yaşantımız, beni geçmişe/çocukluğuma götürdü ve eski
insanları hayırla yad ettim. Çünkü onlar bizden daha tedbirli idiler. Yaşı,
kırkın üzerinde olanlar bu durumu daha iyi bilirler. Bilmeyenlerimiz için
kısaca değinmek istiyorum. Başlıkta sayan ekmek dedim. Birçoğunuz bu ismi
duymamış olabilir. Hatta bu ekmeği hiç görmedim, nasıl bir ekmek diyen de
çıkabilir. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde yapılan kış ekmeği de denilen bu
ekmeğe, yöresel olarak farklı isimler verilmiştir: Sahan ekmek, sağan ekmek,
yufka, yuka, şepit, şebit(kalın pide), ince pide gibi. Hatta sa’n ekmek
şeklinde telaffuz edenler de var. Lavaş ekmeğinin bir benzeridir.
Özellikle kırsal
kesimde yaşayan Anadolu insanının, vazgeçemediği bir ekmek türü olan bu ekmeği
yapmak meşakkatlidir. Komşu veya akraba birkaç kadın bir araya gelir.
Aralarında bir işbölümü yapılır. Mayasız olarak önceden yoğrulan hamuru, bir
tanesi beze yapar, bir diğeri bezeyi elindeki oklavayla senit üzerinde hafifçe
yayar, diğerine uzatır. O da hamuru daire olacak şekilde 50-100 cm çapında ve
1-2 mm kalınlığında iyice açar, pişirmesi için ocağın başındaki diğerine
uzatır. Ekmek, kızgın saç üzerinde gevreyene kadar pişirilir. Pişirilen ekmek
üst üste gelecek şekilde bir sini üzerine konur. Göz kararı, belli seviyeye
gelen ve direk adı verilen bu ekmek, arada getir götür işi yapan bir başkası
tarafından evin mutfağına/kayıt evine götürülür. Yoğrulan hamur bitinceye kadar
ekmek yapmaya devam edilir. Genelde bu ekmek yapma işi akşama kadar sürer.
Parayla yapılmayan bu iş, başka günlerde diğer işbölümü yapılan kişiler için de
sırayla yapılır.
Konya'nın bir yöresinde (Karasınır) sayan/sahan/sağan/sa’n ekmek adı da verilen, diğer bölgelerde yufka, yuka, şebit veya şepit olarak bilinen bu ekmeğin en önemli özelliği,
dayanıklı ve bereketli olmasıdır. Ekmeğin bayatlama durumu söz konusu değil. En
az bir altı ay yenir. Gevrek durumunda olan bu ekmek, yeneceği zaman ıslatılır.
Ekmek yumuşadıktan sonra dürülür, yemeye hazır hale gelir ve afiyetle yenir.
Hazmı da kolaydır bu ekmeğin.
Şimdilerde kırsalın çok
az yerinde sayan/yufka ekmek yapma geleneği, eskisi gibi devam ediyor. Bazı yerlerde
ise bu ekmek, parayla yaptırılır olsa da evlerin yine vazgeçilmezidir. Şehirde
apartman hayatı yaşayanlar ise bu ekmeğe olan özlemlerini ya yufkacıdan alarak
giderip öğün savıyorlar ya da müstakil evlerde bu ekmeği normal ekmek fiyatına
yapanlara sipariş vererek gideriyorlar.
Sokağa çıkma yasağı
uygulandığında veya bir doğal afette, anlatmaya çalıştığım bu sayan ekmeği nasıl
aramazsın şimdi. Evde bu ekmek varsa ekmek için ayrıca bakkala, fırına ihtiyaç duymazsın.
Ekmek bayatladı, bu bayat ekmekleri ne yapacağız derdi de yok. Islat ıslat ye…
Hasılı, kötü günler
için özellikle ekmek konusunda bir B planımız olsa çok iyi olacak. Yoksa
istemediğimiz görüntüleri tekrar tekrar yaşarız.
*18/04/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*18/04/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder