Asıl
olan kişinin düşmanının olmamasıdır. Düşmanın olacaksa da görünür ve bilinen
düşman ve düşmanları tercih ederim. Çünkü görünür düşmanın kim olduğunu,
gücünün ne olduğunu, sana nereden ve nasıl saldıracağını bilir, ona göre uyanık
olur, tedbirini alırsın. Düşmanınla başa çıkacak gücün yoksa ilişmez, uzak
durur, suyunu bulundurmaz, iyi geçinmeye çalışırsın. Tehlikesine karşın
erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır deyip gerekirse kaçarsın.
Ya
düşmanın; bilinmeyen, nereden, nasıl geleceği ve ne kadar zarar vereceği
kestirilemeyen görünmeyen bir düşman ise... İşte o zaman yandın demektir. Yat
ağla, kalk ağla artık o zaman. Çünkü en büyük ve tehlikeli düşmanla karşı
karşıyasın. Zira bu düşman sinsidir, görünmez ve nereden saldıracağı bilinemez.
Nasıl mücadele edersin, nasıl korursun buna karşı kendini. Üstelik ne zaman
çekip gideceği, sana kötülük yapmaktan vazgeçeceği de belli değil. Büyük bir
korku hakim olur insanda. Ne yedirir ne içirir ne de uyutur. Gecen-gündüzün bu
görünmeyen düşman olur. Ölmekten beter bir durumdur bu görünmeyen düşmanla
yaşamak.
Görünmeyen
düşman denince akla ilk gelen şeytandır. Zira o insanın en büyük düşmanıdır.
Hasedinden dolayı insana karşı hep kötülük düşünür ve tıpkı kendisi gibi insan
da yoldan çıksın ister. Çünkü yanına arkadaş arıyor. Bunun için her yolu dener
bu görünmez düşman. Kişiye kah sağından kah solundan kah arka ve önünden
yaklaşmaya çalışır. Tehlikeli, sinsi, vesveseci ve hasetçi bu düşmana karşı
insan aklıyla, vicdanıyla, iradesiyle, inancıyla karşı koyar. Çünkü iyilik
bellidir, kötülük bellidir. İnsan, inatla iyilik yolunu seçerse şeytan hedefine
ulaşamaz. Çünkü şeytanın, insan üzerinde bir yaptırımı yoktur. Hasılı görünmüyor
da olsa bu düşmanımızla yaşamaya devam ediyoruz.
Ya
covit-19 için ne dersiniz? Bu da görünmeyen bir düşman. Şu ana kadar gördüğüm
en büyük düşman türü. Şeytana rahmet okutacak cinsten üstelik. Çünkü şeytanın
tüm yaptığı, vesvese ve kötüyü iyi göstermekten ve bizi kandırmaya çalışmaktan
ibaret. Bu ise mikrop mu mikrop. Vücuda nasıl girdiğini bile bilmiyoruz.
Saldığı mikrop hızlı bir şekilde yayılıyor. Bu virüsü kaptığımızı ateş, öksürük
ve nefes alıp vermede zorlandığımız zaman anlayabiliyoruz. Bu belirtiler de en
az 14 günde ortaya çıkıyor. Bu zamana gelinceye kadar kendimi sağlam bildiğim
için kimlerle temas edip hastalığı kimlere bulaştırdım, Allah bilir. Sonra,
bulaştırdığım insanları ara ki bulasın. Buldum diyelim, onlar da bir başkasına
bulaştırmış oluyor o zamana kadar. Hızlı, yayılmacı özelliği olan bu virüs aynı
zamanda öldürücü özelliğe sahip. Verdiği korku da işin çabası. Bundandır ki bir
aydır evlerimize kapandık. Hiç olmadığı kadar paranoyak seviyesinde temizlik
hastası olduk. Ne bir yere temas edebiliyoruz ne de eşimizle dostumuzla temas
edebiliyoruz. Hemcinsimizi görünce kaçacak delik arıyoruz.
Hasılı
bu görünmeyen, sinsi, öldürücü salgın, dünyayı esir almış durumda. Sizin
biliminiz, teknolojiniz, tıp biliminiz, güç ve kuvvetiniz bana vız gelir deyip
bize meydan okuyor. Nazarımda sıfırsınız diyor. Bizim tek yapabildiğimiz evde
kal demekten ibaret. Kaçıyoruz ondan. Ama onun nerede saklandığını bilemeden
kaçıyoruz. Bize, eşimize, dostumuza ne zaman isabet edecek endişe ve korkusu
yaşıyoruz. Sayesinde, unuttuğumuz sokağa çıkma yasaklarıyla yeniden tanıştık. İstemediğimiz
ama burnumuzun ucunda biten bu mikrobun ne zaman çekip gideceğini bile
bilmiyoruz. Allah bu görünmez düşmandan ve beterinden saklasın ama onca
gelişmişliğine rağmen dünyanın tüm gücü, bir mikroba boyun eğecek kadarmış.
Artık benim için dünyanın tüm güç ve kuvveti örümcek ağı mesabesindedir. Belki
ondan da zayıf.
**12/04/2020 tarihinde Kahta Söz'de yayımlanmıştır.
**12/04/2020 tarihinde Kahta Söz'de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder