Barış Pınarı Harekâtı
adını verdiğimiz Fırat’ın doğusuna yaptığımız operasyon, bugünden yarına sona
erecek gibi görünmüyor. Bölge terör unsurlarından temizleninceye kadar uzun
süre devam edecek görünüyor. Operasyonun ilk gününde dünyadan gelen açıklamalara
bakınca tepkilerin “Endişe duyuyoruz” şeklinde cılız kaldığını söyleyebiliriz.
BM’den bir kınama kararının bile çıkmaması da bunu göstermektedir. Bu, Türkiye’nin
lehine bir durum ve elini güçlendirmektedir.
Yaptığımız bu operasyon
noktası, virgülüne doğru ve yerinde bir tasarruftur. Bu operasyon uzun sürse de
-herhangi bir aksilik olmazsa- sonunda Türkiye bu temizlik harekâtında başarılı
olacaktır. Operasyonun doğru ve haklı bir gerekçeye dayanması ve başarılı
olunması tek başına yeterli değildir. Bu işin bir de propaganda boyutu vardır.
Sahada kazandığını masada ve kamuoyunda kaybetmemek için değişik yollarla hem
haklı gerekçemiz anlatılarak Türkiye ve dünya kamuoyunu ikna etmek de gerekiyor.
Çünkü ne kadar doğru yolda olsak da doğrumuz karşı tarafın anladığı kadardır.
Operasyonun uzun
süreceği ve bu cılız tepkilerin artarak Türkiye’yi kıskaca alacağı ve zor
durumda bırakabileceği hesaba katılarak bir taraftan operasyon hız kesmeden
devam ederken diğer taraftan da hükümetin iyi bir diplomasi yürütmesinde, dünya
ve Türkiye kamuoyunu belirli periyotlarla bilgilendirmesinde yarar görüyorum.
Çünkü bu süreçte Türkiye’nin yaptığı bu operasyonun haklı bir gerekçesinin
olmadığını yaymak, sivillerin üzerine ateş açıldığını göstermek ve dünya
kamuoyunu yanlarına çekmek için bazıları boş durmayacaktır. Bol miktarda
yalan-yanlış bilgi ve fotoğrafları, sosyal medya aracılığıyla servis ederek dünya
kamuoyunu etkilemeye çalışacaklardır. Çünkü operasyonla köşeye sıkışan terör
örgütü, dünyayı etkilemek amacıyla her yolu deneyecektir. Zaten bu tür
örgütlerin meşrebinde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her yol mubahtır.
Bu da bir nevi savaştır, psikolojik bir
harp taktiğidir. Savaş veya operasyon, illaki cephede çarpışmak ve mevzi
kazanmak değildir. Dezenformasyon bilgi yayarak, başka fotoğrafları kırpıp
montaj yaparak kamuoyunu yanlış yönlendirme yolunu seçeceklerdir. Operasyonun ilk
gününde yapılmaya çalışılan da budur. Yayılmaya çalışılan yanlış bilgi ve
fotoğraflara, anında doğrusu ile cevap verilmesi yerindedir. Operasyonla
beraber ülkenin bu tür yanlış fotoğraflara karşı da hazırlıklı olduğu
anlaşılmaktadır. Bu da bizim için sevindiricidir. Her yönüyle düşünülmüş
ve üzerinde çalışılmış bu operasyonun aleyhimize dönmemesi için hükümetin
operasyondan önce başarılı bir şekilde uyguladığı diplomasiyi devam ettirmesi ve
belirli periyotlarla kamuoyunu bilgilendirmesi iyi olacaktır. Çünkü öküz
altında buzağı arayan çoktur.
Operasyonun ilk gününde
terör örgütü tarafından Şanlıurfa’nın Akçakale ve Ceylanpınar ilçeleriyle Mardin’in
Nusaybin ilçesine havan ve roketatarlı mermilerle yapılan saldırılarda 10
sivilin şehit olduğu yetmişten fazla yaralının olduğu göz önüne alınırsa bu
operasyonda da asker ve sivil kayıplarımız olacaktır. Umarım bu tür kayıpların
arkası gelmez. Sivillerin üzerine rastgele yapılan bu saldırılar bile eli kanlı
terör örgütünün yüzünü göstermektedir. Saldırı yapılan bu yerlerin Kürtlerin
ağırlıklı olarak yaşadığı yer olması, PKK/PYD’nin derdinin Kürtleri korumak
olmadığı, aksine başlarının belası olduğunu göstermektedir.
*12/10/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*12/10/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder