Hastanede muayene olduktan sonra devletin aldığı hasta
katılım payını, muayene ücretini ve reçeteye yazılan ilaçtan alınan yüzdeyi
sorun edinmiyorum. Devlet alması gerekiyordur, alıyor. Alınan ücret azdır,
çoktur iddiasında da değilim. Benim sorun edindiğim eczaneye her varışımda bir
borç çıkarılması. Burada eczanelerin para almasına da bir şey demiyorum.
Devlet, eczanelere vezne görevi vermiş. Onlar da alıyorlar. Burada bir sorun
varsa bu sorun eczacıların sorunu.
Benim derdim devletin tahsil edeceği muayene ve hasta
katılım payını peşin tahsil ettirmemesi. Her muayeneden sonra her eczaneye
varışında az veya çok bir borç çıkıyor. Borcu duyunca önce ne borcu deyip bir
şok geçiriyorsun. Eczacı ya şu şu tarihlerde falan hastanede muayene olmuşsun
açıklaması yapıyor ya da geçmiş borcu gösteren bir çıktı veriyor. Tamam, neyse,
kapatalım bu borcu deyip ödemeyi yapıyorsun. Eczaneye bir diğer uğradığında
yine eski bir borçla karşılaşıyorsun. Anladığım kadarıyla sistem son muayenenin
reçetesini görüyor, ilacını veriyor ama son muayeneyi görmüyor. Onu da bir
dahaki gelişine saklıyor. Haraca bağlar gibi her defasında önüne bir başka borç
çıkarıyor. Merak ediyorum çok mu zor, son muayeneyi hemen yansıtmak?
Bugün bakkallar bile doğru dürüst borç yazmıyor. Parası
olmayan kredi kartını uzatıyor, alışverişini karta geçirtiyor. Hatta çoğu
bakkalın görünür yerinde "Veresiyemiz yoktur" levhası asılı. Yani
eski çamlar bardak oldu. Fakat görüyorum ki devlet hala borç yazdırmaktan
vazgeçmiş değil, eski borç ve veresiye defterlerini yaşatmaya çalışıyor. Tek
farkı var. Borcu deftere yazmıyor, sisteme işliyor. Devlet parayı peşin tahsil
edecek bir sistem bulamadı mı yoksa başka bir hesabı mı var? Yok bulduğu en
güzel sistem bu ve bu sistem bu şekilde
devam edecekse bari bu sistemin mucidi kim, bu yazılımı kim yaptı ise bari her
eczanenin önüne bu mucidin bir heykelini dikmeyi şart koşsa. Hiç olmazsa
eczaneden her çıkan kafasını kaldırarak bu mucidin yüzüne bakar. Böylece hem
mucit her eczaneden çıkanın hayır duasını alır hem de heykeltıraşlara bu
vesileyle bir iş çıkarılmış olur. Bu işin, bu sanatın gelişmesine de katkı
sağlayacağını düşünüyorum. Bu bir maliyettir denirse pekala HKP(Hasta Katılım
Payı) gibi bir HKP(Heykel Katılım Payı) sütunu daha açılır. (Kısaltmayı
değiştirmeye bile gerek yok gördüğünüz gibi) Bu maliyet de hastaların üzerine
borç olarak yazılır. Tahsil işini de yine eczacılar yapar.
Burada bir söz de din görevlilerine söyleyelim.
Biliyorsunuz ramazan ayı gelince din görevlileri eski ramazan geleneklerinden
olan veresiye defterlerine değinirler ve bu vesileyle bakkala borç yazdıran
fukaranın borçlarını sildirmemizi teşvik ederler. Artık eskisi gibi bakkal
borcu olmadığına göre din görevlileri vaazlarında veresiye defteri konusunu
işlerken "Fakir fukaranın eczane borçlarını ödeyin" desinler. Çünkü
hasta olup da hastaneye uğrayan herkesin borcu var eczanelere.
*21/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*21/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder