9 Şubat 2019 Cumartesi

Bazı Yaramaz Öğrenciler Hayra Sebep Olabiliyor


Eskiden okullarımızda, mahallemizde, ilçe ve illerimizde yabancı uyruklulara rastlamak pek mümkün değildi. Varsa da metropol diyebileceğimiz Ankara, İstanbul, İzmir gibi yerlerde bulunurdu. Ya şimdi? Son yıllarda ülkemizde ikamet eden bu tür yabancı uyrukluların sayısında epey bir artış var. Misafir değil, turist değil bunlar. Gitmemek üzere aramıza yerleşmişler sanki! 

Suriyeli mültecilerden bahsetmiyorum. Çünkü ülkemizde sadece Suriyeliler yok. Çoğunluk Suriyeli olmakla birlikte içlerinde Alman'ı, İsrailli, Afgan'ı, Etiyopyalı, Somalili var. Çocukları da bizim çocuklar gibi okullarımızda okuyor. Hepsi de tıpkı bizim çocuklar gibi Türkçe konuşuyorlar. İçlerinde bizim çocuklara uyum sağlayanları var, uyum sağlayamayanları da. Yaramaz olanları da var, tıpkı bizim çocukların içinde olduğu gibi. Başarısız olanları var, başarılı olanları da. Takdir alanları bile var. Hasılı ülkemiz küçük bir dünya oldu. Yetmiş iki milletten insan var desem abartmış olmam.

Yabancı uyrukluların içinde problemlileri yok mu? Olmaz olur mu? Tıpkı bizim çocukların içinden çıktığı gibi onların içinden de sorun olanları çıkabiliyor. Dersine giren öğretmenlere illallah dedirtebiliyor.

Bir ortaokulda görev yapan bir öğretmen anlattı: Bir sınıfa haftada 6-7 saat derse giriyor öğretmen. Sınıfında Filistinlilere kök söktüren, hayatı zindan ettiren, terör devletine mensup bir öğrencisi var. Kolay kolay ders işlettirmiyormuş sınıfta. Diğer öğrencilerle de arasında sorun çok oluyormuş. Annesini sık sık okula çağırıp durumu anlatıyorlar. Ama annesinin kızından beter olduğu ortaya çıkıyor. Çocuktan birileri, birileri de çocuktan şikayetçi olmak üzere bir teneffüs olmasa diğerinde kah öğretmen odasına kah okul idaresine girip girip çıkıyorlar. Öğretmen bu çocuktan dolayı kaç defa sınıfı terk etmek zorunda kalır.

Nihayet I.kanaat dönemi sona erer. Öğretmen 15 gün de olsa rahat bir nefes alır. Ama sayılı günler çabuk geçer. Tatil biter, II.dönem ders başı yapar. Ama çocuk yok sınıfında. Öğretmen de bir sevinç bir sevinç! Hayret ki hayret! Pek devamsızlık yapmayan çocuk ikinci gün de derse gelmez. Üçüncü günü de yok çocuk. O gün yapılan öğretmenler kurulu toplantısında müdür yardımcısı, okulca meşhur olan bu öğrencinin ailesi, başka bir ile yerleşmeye karar verdiği için çocuklarının kaydını aldıklarını açıklayınca tüm dertlerinden kurtulmuşçasına derin bir oh çeker öğretmen. Çünkü sevincine diyecek yoktur, rahat bir ders işleyecektir artık.

Öğretmen, çocuktan kurtulmayı elimin gözümün sadakası olsun diyerek kendi elleriyle yaptığı keki tüm meslektaşlarına ikram eder. El emeği, göz nuru keki tüm öğretmenler afiyetle yer.

Bu öğrencide olduğu gibi bazı yaramaz öğrencilerin bu yaramazlıkları bazen hayra sebebiyet verebiliyor. Çünkü kek ikramında yaramaz öğrencinin de payı var. Öğrenci yaramaz olmasaydı öğretmenler tam acıktıkları bir zamanda keki nereden görebileceklerdi? En azından gidişlerinde, öğretmenine kek yaptırabiliyor ve sayesinde yedikleri kekle diğer öğretmenler de bayram edebiliyor.

Her şerde bir hayır var dedikleri böyle bir şey olsa gerek. Darısı diğer yaramaz öğrencilerin başına!

Öğretmenin eline sağlık!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder