7 Ocak 2019 Pazartesi

Adama Bir Dokundum. Dert Küpü Çıktı

Otobüse bindim. Çok hukukum olmayan bir tanıdığım tek başına oturuyordu. Birkaç hafta önce eş vefat etmişti. Cenazelerine katılmıştım. Selam vererek yanına oturdum. Tekrar başınız sağ olsun dedim. Rahmetli hasta mıydı diye sordum. "Şeker ve tansiyonu vardı, ilaçlarını kullanıyordu. Başka da bir şeyi yoktu. Sabah kalktı bana 'Falan kaç yaşında öldü, şu ne zaman vefat etti' sormaya başladı. Kendisine 'Hanım, bırak şimdi ölenleri, şu kahvaltıyı bir yapalım' dedim. Ardından vefat etti." dedi.

Birlikte konuşa konuşa yolculuk yapmaya devam ederken falan sizin damattı sanırım. Ama onu cenazede göremedim. Bir yerde görevli miydi yoksa dedim. "Gelmez, gelemez, yüzümüze bakamaz. Çünkü yüzü yok. O, iyice değişti. İnsanlıkla alakası kalmadı. Daha ben ölmeden benim malımı paylaşmaya kalktı" dedi. Ne yaptı, hayırdır dedim. "Bir akşam bacanaklarına acil toplanalım diye telefon açar. İkisi gelemez, bir tanesi gelir. Gelemeyenlere telefonda söyler. Gelen bacanağına 'Bu, tüm parasını küçük oğluna yediriyor, parayı bitirecek, hepsini ona döküyor. Biz ne yapıp ne edelim, bu parayı paylaşalım' der. Diğer damatlar 'Biz ona ne yaptık, kızı ne yaptı, şimdi ne deyip de daha yaşarken parasını paylaşmaya kalkacağız' diye karşı çıkarlar. Oymuş, beni gördükçe kaçar. Nicedir görüşmüyoruz. Halbuki benim parama göz diken bu kimseye alacağı evlerde hep öncülük yaptım, ev buldum, yardım ettim, ama yaranamadık" dedi. Kızınla görüşüyor musun, onu gönderiyor mu dedim. Kızım da dayanamadı ona, çekti gitti. İki aydır oğlunun yanında kalıyor. Çocuklarına da az yapmadı" dedi. Çarşıda benden önce inecekmiş. Vedalaşıp ayrıldık.

Çocukluğumda tanıdığım, hiç teşriki mesaim olmayan bu tanıdığım bildiğim kadarıyla sakin biriydi. Konuşurken yine ağır ağır ve tane tane konuştu. Üzüldüm adamın durumuna. Vara sormaz olaydım. Adamın tam damarına basmışım. Dert küpüymüş meğer. Herhalde en zoruna giden de beklemediği insanlardan gördüğü muamele idi. Kızını büyütüp gelin ederken bir müddet sonra damadının parasını nereye, kime harcayacağım hesabını soracağını kim bilebilirdi.

Tek taraflı dinlediğim bu olayın diğer failini dinlemediğim için olayın iç yüzünü tam bilmiyorum. Hangisi haklı karar verme durumum yok. Kalpler kırıldıktan sonra kimin haklı olduğunun zaten ne önemi var! Burada damadın paraya göz dikmesi hoş değil. Bunun savunulacak bir tarafı yok. Yalnız burada konu açılmışken bir konuyu sorgulamamız gerekiyor. Çünkü daha ölmeden başlayan mal paylaşımı çoğu zaman ailenin arasına kara kedilerin girmesine sebebiyet vermektedir. Vefattan sonra mal paylaşımı yüzünden çoğu kardeş konuşmuyor. Kalan malı eşit bir şekilde bölseler bile aralarında hırgür çıkıyor.

Burada konuşulması gereken bir diğer husus Anadolu'da birçok aile erkek çocuğunu kız çocuğuna tercih etmektedir. Hatta bazıları kızından mal kaçırmaktadır. Baba oğluna iş kuruvermektedir. Yukarıda anlattığım olayda da baba, işsiz oğluna dükkan açıvermiş. Sanırım gürültü de bundan kopmuş. Bir babanın işsiz evladına iş kuruvermesi kadar doğal bir şey olamaz. Ama oğlana dükkan açarken sanki diğer çocukları da gönüllemek gerekiyor gibi geldi bana. Babalar bu dengeyi gözetseler daha iyi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder