Ana içeriğe atla

17 Yıldır Zirveyi Kimseye Bırakmayan Marketler Zinciri ***


—Ne iş yapıyorsun?
—81 vilayete hitap eden marketler zincirim var.
—İşler nasıl?
—Çok iyi! 17 yıl önce kurduğum bu marketler zinciri hep zirvede.
—Tebrik ederim sizi. Sektörde daha yeni olmanıza rağmen zirvede olmak her kişiye nasip olmaz. Ciron nasıl? Kazanıyor musun?
—Cirom çok iyi! İlk açılışta önce müşterinin yüzde 34’ünü çektim.
—Başlangıç bakımından çok güzel. Neredeyse müşterinin 1/3’ine hitap etmişsin.
—Bu şekilde kalmadı tabi. Her birkaç yılda ciromuzu artırarak müşteri oranını yüzde ellinin üzerine çıkardık. Yani ülkenin her iki kişisinden biri bizim müşterimiz oldu. Sektördeki diğerlerinin toplam cirosunu geçtik. 17 yıldır da hep birinciyiz. Çoğu zaman kendi rekorumuzu egale ettik.
—Daha ne istersin? Buna sadece şükredilir. Şimdi hedef ne? Herhalde niyetiniz bu oranı daha da artırmak olmalı.
—Öyle de…
—Ne demek öyle de?
—Yüzde 34 ile başladığımız müşteriyi yüzde ellinin üzerine çıkardık ama şimdilerde yine birinciyiz ama düşmeye başladık, aşağıya doğru gidiyoruz.
—Niçin? Nasıl oldu bu? Eskisi gibi reklamınızı yapamıyor, hizmet edemiyor musunuz yoksa?
—Reklamın alasını yapıyoruz, hizmet etmeye de devam ediyoruz ama anlayamadığım bir şekilde geriliyoruz.
—Bu gerileme durmayacak mı? Hala zirvede olduğunuzu söylediniz. Gerilemeye rağmen zirvede nasıl tutunuyorsunuz?
—Birkaç yıldır kendime küçük bir ortak buldum. Bizim büyük sermaye ile onun küçük sermayesini birleştirdik.
—Ama siz daha önce yanınızda hiç ortak yokken müşterinin yüzde ellisinden fazlasını yanınıza çekmiştiniz. Çoğunluk sizden memnundu. Şimdi ne oldu? Karşınıza yeni büyük sektörler mi çıktı, ya da rakipleriniz daha mı güçlendi?
—Rakiplerimiz yine aynı. Hatta evlere şenlik. Buna rağmen geriliyoruz. İşin garibi çözüm de bulamıyorum. Ekibi yeniliyorum, CEO’ları değiştiriyorum. Kendim şu il, bu il demeden gece gündüz koşturuyorum. Olmuyor bir türlü. Şimdilik küçük ortağımla zirveyi paylaşıyorum.
—Rakiplerin aynı, hatta evlere şenlik ise buna rağmen geriliyor, dün tek başına kaldığın bu sektörü bugün ortak vasıtasıyla götürüyorsan demek ki müşteri de mallarından memnuniyetsizlik var.
—Var elbet!
—O zaman senin gemi zirvedeyken su almaya başlamış. Zirveye çıkmak önemli, ama esas önemli olan zirvede tutunabilmektir. Anladığım kadarıyla senin gemi, rakiplerinin beceriksizliğine rağmen su almaya başlamış. Pansuman tedbirlerle değil, kalıcı tedbir/tamir yapmazsan, dün senden memnun olan müşteriyi yanına tekrar çekemezsen bugünkü müşteriyi yarın mumla arayabilirsin.
—Öyle görünüyor.
—En iyisi başını iki elinin arasına alıp bir güzel düşünmelisin. Dün müşteri sana niçin geldi, hala alternatifin yokken bugün senden niçin kaçmaya başladı? Demek ki müşteri sana küsmeye başlamış. Bunun cevabını bulabilirsen yine zirvede tek başına olmaya devam edersin. Ama bunun için ciddi bir özeleştiri gerek. Yoksa bu ülkenin geçmişi “Ben bir numarayım, bana bir şey olmaz, ben müşteriye her şeyi satarım” diyen ama hiç ummadığı bir anda batıp giden marketler zinciriyle doludur. Aman dikkat!

*** 17/01/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde