Dört tekerlekli araçlara oranla iki tekerlekli bisiklet sürmeyi, işimize bisikletle gidip gelmek sağlığımız açısından, hava ve gürültü kirliliğine sebebiyet vermemesi yönünden, ulaşım giderlerini sıfıra düşürmesi bakımından tercih etmek, hatta kitleleri buna özendirmek lazım.
Bazı insanlar görürüm her türlü işini-gücünü, gezip tozmasını, işine gidip gelmeyi bisikleti marifetiyle yerine getiriyor. Ama bisiklet kullanmak demek trafik kurallarını iplememek anlamına gelmemeli. Nedense dört tekerlekli araç sürüşümüzdeki aymazlığımızı ayniyle bisiklet sürmede de sürdürüyoruz.
Yaya veya sürücü olarak kaldırım veya yolda seyretmeye gör; farklı farklı bisiklet sürücü tipiyle karşılaşırsın. Hangisinin ne tür bir refleks göstereceğini kestirmen mümkün değil. Kimi çok nizami bir şekilde trafik kurallarına riayet ediyor. Bisiklet yolu yoksa yolun sağından pedal çeviriyor, kırmızı ışıkta duruyor, yeşil ışıkta hareket ediyor, yayayı gördü mü duruyor veya yavaşlıyor. Kimi hiç kural tanımıyor. Kimi yolları bırakıp kaldırımlarda bisiklet sürüyor. Sen de ben yayayım. Benim için en güvenli yürüyüş yoludur diyorsun. Acı acı çalan bir zil sesiyle kendine geliyorsun hemen. Ne oluyor demeye kalmadan yanından geçip gidiyor. Kimi dolmuş veya otobüs indi-bindi yapmak için durduğu zaman yolcunun inip bineceği yerden yayalara aldırmadan geçip gidiyor. İnsanımız çarpılmaktan kıl payı kurtuluyor. Araç trafiğine kapalı yollar vardır. Kendi halinde yürüyorsun. Yine bir zil sesi ve ardından gelen bisikletçiye yol veriyorsun. Beklemediğin bir yerde kulağına çalan zil sesi ürkütmüyor değil.
Merak ediyorum bu bisikletler ve sürücüleri yaya trafiğine mi tabi yoksa araç trafiğine mi bağlı? Her yerin hakimi benim der gibi yollarda onlar, kaldırımda onlar, ters yolda onlar, araç trafiğine kapalı yerde onlar, canının istediği yere girip çıkan onlar. Yeter ki istesin.
Bisiklet sürme/kullanma özendirilmeli. Eyvallah! Ama bisikletçi de kurallara uyacak mı uymayacak m? Bunun kararını vermeli. Aman sende! Koca koca araçlar kural tanımıyor ki bunlar tanısın dediğinizi duyar gibiyim. Buna da maalesef eyvallah! Desenize üzümün üzüme baka baka karardığı gibi biz de birbirimize bakarak kararıyoruz. Buna da eyvallah!
Yorumlar
Yorum Gönder