Etliye-sütlüye
karışmayan, fincancı katırlarını ürkütmeyen haberler tek elden çıkmış gibi
gazetelerimizde haber olarak çıkmaya başlayalı gazete çıkarmanın, gazete
okumanın bir anlamı kalmadı. Çünkü çoğu gazete halkın gündeminden uzak, halka
tercüman olmayacak şekilde yayın yapmaya başladı. Artık eskisi gibi bir
gazeteci meslektaşlarına haber atlatma yapmıyor/yapamıyor. Belki de bundandır
gazeteciliğin eski gücü ve cazibesi kalmadı.
Gazete
çıkarmanın, gazetecilik yapmanın hatta gazete okumanın bir anlam ve heyecanının
kalmadığı günümüzde sosyal medya dünün gazeteciliğini yapıyor. Şimdi artık
herkes gazeteci. Vatandaş gördüğü ilginç olayları cep telefonu marifetiyle
çekmek suretiyle aynı anda sosyal medyada paylaşarak haberi taze bir şekilde
milyonlara ulaştırıyor. Üstelik sosyal medyada paylaşılan haberlerin denetimi
de yok, paylaşanın kimseden çekincesi de yok. Vatandaş Türkiye ve dünya
gündeminden sosyal medya sayesinde haberdar oluyor ve bu tür haberler ses de
getiriyor, kamuoyu da oluşturuyor.
Örnek
mi istersiniz? Buyurun sosyal medyada paylaşılan bir haberi İnternethaber'in "Kabe'de pişti oynadılar! Sözde hacca
gittiler..." başlığıyla verdiği haberi birlikte
okuyalım:
"Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde çekilen bir görüntü olay oldu. Sosyal
medyada paylaşılan görüntüde ihramları içindeki gençlerin yanlarında insanlar
namaz kılıp dua ederken kağıt oyunu oynadıkları görülüyor...SOSYAL medyaya
düşen ve Mekke'de çekildiği belirtilen bir video büyük bir tartışma yarattı.
Görüntülerin Kabe'den olduğu belirtilirken videoda, ihramları içinde bazı hacı
adayları namaz kılıp bazı hacı adayları da dua ederken 4 gencin yanlarında
götürdükleri oyun kağıtlarıyla oyun oynadıkları görülüyor.
Dinlenmeye çekilen bir hacı adayı tarafından çekilen görüntüde dört
kişinin oturdukları yerde kağıt oynadıkları fark ediliyor. Her yıl
milyonlarca Müslüman’ın Hac ibadetini yerine getirmek için gittiği kutsal
topraklardaki bu manzara tepki çekti.
İşte o skandal görüntüler..."
Verilen haberin altında da pişti
oynayan gençlere ait bir de video var. Yani haber asparagas değil.
Haberi ilginç kılan her insana
nasip olmayan bir ibadeti yerine getirmek için hacca giden gençlerin herkesin
var gücüyle kendisini ibadete verdiği bir ortamda, yani Kabe'nin gölgesinde
pişti oyunu oynamalarıdır. Üstelik mahşeri kalabalıktan hiç çekinmeden. Tam da
"Allah'tan korkmuyorsanız, bari kuldan utanın" şeklinde taşı gediğine
koymanın zamanıymış. Gençler pişti oynarken "Allah'ın bildiğini kuldan
niye saklayalım" dercesine pişkinliklerini göstermişler. Parayla mı sanki
pişkinlik dediğimiz? Yeter ki insanımız arsızlık ve yüzsüzlük yapmak istesin.
Üstelik bu yaptıklarıyla haber olmuşlar. Öbürleri gibi Kabe'yi tavaf etselerdi,
namaz kılıp Kur'an okusalardı haber olurlar mıydı? Gençler bu hızla Kabe'nin
kapısını açık bulup içeri girebilselerdi orada da oynarlardı. Yeter ki dört
kafadar bir araya gelsin. Üstelik bir taşla yani kağıt oyunuyla kaç taş vurmuş
oldular: Kabe'nin gölgesinde kimsenin yapmadığı ya da cesaret edemediği bir
oyunu oynayarak hem meşhur oldular, hem Allah'ın evinin yanında ihramlıyken
oyun oynayan ilk kişiler olarak tarihe geçtiler, (ihram deyip de geçmeyelim.
Zira ihram gündelik hayatta yapılması meşru olan birçok fiilin kişiye yasak
olması demektir.) hem hacı oldular, hem hoşça vakit geçirdiler, hem etrafındaki
"Burada da bu oyun oynanır mı" dercesine burun kıvıranlara
"Bakın biz bal gibi oynuyoruz, ne varmış bunda" deyip kimseye
aldırmamış ve bir çığır açarak kötü örnek olmuşlardır, hem memleketlerine
gittikleri zaman hac ibadetinin yanında neler yaptıklarını hatta pişti bile
oynadıklarını hoş geldin ziyaretine gelenlere bir güzel anlatacaklar. Hatta
dört kafadar hacı arkadaşı olarak bir araya geldikleri zaman "Nasıl
oynamıştık Kabe'nin etrafında, ne günlerdi, nasıl yenmiştik sizi" deyip
hasret giderecekler.
Konuyu uzattım biliyorum. Ne
yapayım huyumdur, bir konuyu ele alınca suyunu çıkarmadan bırakıvermiyorum. Bir
de bu konuyu başka bir açıdan irdeleyelim. Yukarıda gençlerin yaptığını
eleştirdim ama ayıplamıyorum, kızmıyorum ve onları ve niyetlerini
yargılamıyorum. Öncelikle hacları mebrur olsun, nasip olmayan bizlere de nasip
olsun. Ne güzel genç yaşta hac farizasını yerine getirmiş oldular! Gençler
yaptıklarının hoş olmadığını bilselerdi eminim yapmazlardı. Biz gençlerin
oynadıkları bu oyunu mukaddes belde de oynadıkları için garipsiyoruz. Gençler
bu oyunu memleketlerinde gözümüzün önünde oynadıkları zaman garipsemeyecektik.
Ne fark eder? Ha Beytullah civarında oynanmış, ha uzağında! Allah her yerde
hazır ve nazır bizi görüp gözetlemiyor mu? Okey, tavla, pişti vs oyunlar her
yerde oynana oynana bize normal gelmeye başladı. Vakit geçirmek için zevkine
oynanan bu oyunları garipsemez olduk.
Hasılı gençlere kızıp ayıplarken
olaya bir de bu yönden bakalım istedim. (Yoksa bu bakış açıma Konyalıların
deyimiyle "Bakmaz gomaz ol" mu dediniz? Canınız sağ olsun!)
* 14/09/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 14/09/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder