Huzur
kenti olarak bilinen Konya'da vukuat eksik olmuyor. Hatta her geçen yıl artış
gösteriyor dense yanlış olmaz. 1 Eylül 2018 günü şehir merkezinde vuku bulan
menfur olayın oluş şekli tam bir ibretlik. Olayı kısaca bir hatırlayalım.
Gazetelerin yazdığına göre olay kısaca şu şekilde cereyan
ediyor: "Dört yıldır evli olan bir kadın, kocasıyla yaşadığı sorunlar
sebebiyle boşanma davası açtıktan sonra ailesinin evinde kalmaya başlıyor. Beş
yıldır tanıdığı ve bir çocuk babası olan komşuları, "Gel mobiletle seni
gezdireyim" teklifi yapıyor boşanma aşamasındaki evli kadına. Kadın
"olur" deyip mobiletin arkasına atlıyor. İkisi birden soluğu dağda
alıyorlar ve bir çocuk sahibi baba, komşusu kadını dağda iğfal ediyor."
Mutlulukla başlayan gezinin sonu hüsran ve kadının şikayeti üzerine konu
adliyelik oluyor.
Olay kısaca bu şekilde. Bu olayı ele almamın sebebi olayın
sonunun tecavüzle bitmesi değil. Maalesef tecavüz bu ülkede vakayı adiden oldu.
Gün geçmiyor ki ülkemizin bir köşesinde bir tecavüz vakası vuku bulmamış olsun.
Bu olayda kadını zorla veya gönüllü iğfal eden erkek suçlu. Öncelikle bunu
kabul edelim. Çünkü bu olayın makul bir tarafı yok. Fakat erkek kadar bu olayda
mağdur olan kadın da suçludur. Niçin mi? Bir defa bu kadın daha boşanmamış evli
bir kadın. Ne işi var erkeğin mobiletinin arkasında? Erkek kadını gezdirmek
isteme cesaretini nereden/kimden alıyor? Bu kadar samimiyet normal mi? Haydi
mağdur, gezelim teklifine evet dedi. Bu kadın ailesinin yanında kaldığına göre
annesi veya babası niçin "Nere gidiyorsun kızım! Sen kendin de
misin? Otur oturduğun yerde" dememiş?
Garip, ender bir olay gerçekten! Maalesef olayın
geçtiği yer Konya'nın kenar bir semti. Bırakın bu kenar mahalleyi, şehrin
merkezinde bile böylesi olay bu şekilde laubalice olmaz. Taraflar evli
olmadıklarına aldırmaksızın güle oynaya gezmeye gidiyor: Zillerine basıp
çağıran çağırıyor, davete icabet eden ediyor, izin veren veriyor. Üstelik
komşu bunlar. Komşu komşunun külüne muhtaçlığından geçtik, namusumuza göz
dikiliyor artık. Böylesinin ne örfümüzde yeri var, ne de adedimizde; ne
dinimizde yeri var, ne de kültürümüzde.
Anlaşılan uçkur davamız mide de bırakmamış bizde. Nasıl
midemiz varsa? Mezhep ve meşrebimiz iyice genişlemiş. Olayın böylesine
ancak filmlerimizde rastlanır. İlginç ve ibretlik bu olay filmlerimize
taş çıkartır. Yazıklar olsun insanlığımıza!
Bu ilginç ve ibretlik olay günümüzde "Ben
bir bireyim, özgürüm, istediğimi yaparım, kim ne karışır" deyip macera
peşinde koşanların kulaklarına küpe olsun! Allah onlara basiret ve feraset
versin. Yoğurdu üfleyerek yemeyi nasip etsin...
* 10/09/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 10/09/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder