Ana içeriğe atla

E Sınav Uygulaması

Eğitim ve öğretimde yazılı, sözlü ve uygulama balta olmak üzere belli başlı sınav çeşitleri vardı. Olmazsa olmaz sınav çeşitlerinin en önde geleni yazılıdır. Yazılı da klasik ve çoktan seçmeli dediğimiz test usulü yaygındı. Yazılı yoklamalarda vazgeçilmez materyallerimiz kalem, silgi, kalemtraş ve kağıttan ibaretti. 

Son yıllarda bu yazılı sınavların e sınav çeşidi çıktı. Başka hangi sınavlarda uygulanıyor bilmiyorum ama MTSK adı verilen ehliyet sınavları e sınav marifetiyle yapılıyor diye duymuştum. İyi de nasıl oluyordu bu sınav? 

Duyumum gerçek oldu. Bugün bir e sınavda görev aldım. Heyecan ve merak içerisinde gittim görev yerime. Doğaldır çünkü ilk defa milli olacaktım bu konuda. Ne de olsa sınav komisyonu ne yapacağımızı anlatır. Daha önce katıldığım nice sınavlarda bildiğimiz görevleri tekrar tekrar anlatırdı sınav komisyonu başkanı. 

Sınavın yapıldığı okula gittim. E sınavın yapılacağı sınıfın önünde bir polis var, sınav salonunda da bir başka öğretmen. Toplantı salonu neresi dedim. Burası, gir içeri, sisteme gir dediler. İçeri girdim. Girdiğim yer okullardaki bilişim sınıfına benziyor. Girişin sağ yanında ana bilgisayar olmak üzere 20 tane açık bilgisayar bilgisayar vardı. Ana bilgisayardaki açık ekrandan mebbis şifremle giriş yapmam gerekiyormuş. TC numaramı ve şifremi girince fotoğrafım hangi saatte geldiğim ekrana düştü. 

Yarım saat önce girdiğim e sınav salonuna sınavın başlamasına 15 dakika kala giriş belgeleri ve kimliklerini kontrol ederek sınav olacakları salona aldık. Her bir öğrenci, oturacakları belli olan bilgisayarlara oturdu. Tam saatinde sınavın uygulanmasından sorumlu öğretmenimiz sınavı başlattı. Herkes önündeki ekranlarından sınavlara başladı. Kimsenin önünde ne kalem vardı, ne silgi, ne kalemtraş, ne kağıt, ne de klavye. Öğrenci okuduğu sorunun cevabını işaretlemek isterse cevabın üzerinde dokunuyor. Alttaki sütuna A, B, C, D diye düşüyor. Sonraki soruya geçiyor. Öğrenci önceki soruya dönmek isterse önceki soru seçeneği var, geriye dönüp seçeneğini değiştirebiliyor. 

50 soruya 50 dakika verilmiş. Ana ekrandan fotoğraflarıyla birlikte sınav olan öğrencilerin durumunu izleyebiliyorsun. Hangi öğrenci kaç soru yapmış görünüyor. Sınavını bitten öğrenci "Sınavı bitir" butonuna dokunuyor, sandalyeden kalkarken yazıcı harekete geçiyor. Öğrencinin cevap kağıdını A5 ebadındaki kağıda yazdırıyor. İmzalamak üzere öğrenciye kağıdı uzatılıyor. Öğrenci imzalıyor ve çıkıyor. 

Sonuçlar ne zaman mı açıklanıyor? Öğrenci salondan çıkar çıkmaz sonucunu öğreniyor? Nasıl mı? Koridora konmuş bir "Elektronik Sınav Sınav Açıklama Ekranı" vasıtasıyla. Salondan çıkan aday TC numarasını ekrana yazarak sonucunu sorguluyor ve ekrana kaç puan aldığı, başarılı olup olmadığı ekrana geliyor.

İlk defa girdiğim e sınav sınav usulünü öğrenmiş oldum. Merak ve heyecanım gitti. Aynı anda sınav sonucunu öğrenen sürücü adayları da sınav sonucunu bekleyip kaldım mı geçtim mi telaş ve stresini yaşamıyor. Bir polis, bir sınav uygulayıcısı, birer salon başkanı ve gözetmen nezaretinde toplam bir saat gibi bir zaman diliminde sınav, başlıyor, bitiyor ve sonuçlanıyor. Sınavın bitiminde gerekli gereksiz kağıt israfı yok. İhtiyaç olan kalem sadece imza yerini imzalamak için kullanılıyor. Gerisi hep elektronik. Kaos yok, gütültü yok. Her şey sıcağı sıcağına hallediliyor. 

Hasılı bu e sınav uygulaması hoşuma gitti. Darısı tüm sınavların başına!


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde