16 Haziran 2016 Perşembe

Kafasını kuma gömmüş insanoğlu

Bana insanoğlunun en önemli özelliği nedir diye sorulsa kendisini kendinden bile gizlemeye çalışan gizemli bir varlıktır derim.  Kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışan, eksikliğini göstermemeye çalışan bir mahluktur. Borsa gibi anlık değişen özelliklere sahiptir. Kızdığı zaman farklı, sakinken farklı, açken farklı, tokken farklı, zorda kaldığı zaman farklı, damarına basıldığı zaman vs farklı bir varlıktır.

Haydi bize kendini bir anlat deseler çok yönünden sadece bir yönünü dinleriz. Buz dağının görünen yüzünü tanırız. Diğer tarafları beraber oldukça ortaya çıkar. Tanıdıkça hayretler içerisinde kalırız. Bu bizim tanıdığımız adam mı deriz. Hatta seni tanıyamamışım diye hayretimizi ifade ederiz.

Değişik yöntemlerle insanoğlunun gizemli yönleri  kirli çamaşırları gibi bir bir ortaya çıkar:

Konuştuğu zaman kendini ele verir. Çünkü insanoğlu dilinin altında gizlidir.
Sinirlendiği zaman sakinliğinden eser kalmaz. Hemen  intikam damarı ortaya çıkar.
Yolculuk esnasında, alışveriş ve komşuluk yaparken kişiliği çorap söküğü gibi sökün eder.
Zorda kaldığı zaman hemen yalana başvurur.
Menfaat, dünyalık makam, mevki;  dimdik adamı iki büklüm yapar.
Ne kadar eksikliği varsa kişiliğini onun üzerine oturtur. Gıybet yapıyorsa ben dobra bir insanım der.
İstediğini elde etmek için naz ve kur yapmaya çalışır. Önceden alt yapısını oluşturur, sonrasında istemem yan cebime koy görüntüsü verir.
Devlete sırtını dayar, ondan faydalanır. Adına da ben şu kadar hizmet ettim der.
Aran iyi iken dostluğuna derman yetmez, ayrıldığın zaman belden aşağıya vurmaya çalışır.
İşsiz iken, "Ne verirseniz yaparım, çok kabiliyetliyim" der. İşe girdikten sonra kaytarma ve arazi yollarını keşfetmeye çalışır.
İyi bir laf ebesidir, mazeret uydurmada üstüne yoktur. Hayatı hep ama ile doludur.
Başarılı olamadığı zaman suçu başkasına atar, suçu asla kendinde bulmaz. Kendini kendinden bile gizlemeye çalışır. Dediğine ve yaptığına kendini tatmin etmeye çalışır.
Doğruluk ve dürüstlükte üstüne yoktur. Mangalda kül bırakmaz. İşini hatırlattığın zaman suratı asılır, seni düşman beller, senin hatanı bulmaya, suç bastırmaya çalışır.
Pohpohlanmayı sever. Asla gerçeklerle yüzleşmek istemez.
Çok yeteneklidir, tıpkı dili gibi. Yaptığı işten başka diğer işlerden de anlar. Başka iş yaparak esas işini unutur.
İmkanı yokken çok dürüsttür. Fırsat eline geçince  su testisini su akarken doldurmak gerek düşüncesiyle makam ve mevki, şan ve şöhret, mal ve mülk  delisi olur. Atı, arabayı, avradı değiştirme yoluna gider.
Zulme uğrarsa neredesin adalet der. Zulmediyorsa adaletle işi olmaz, ağzına bile almaz.
Başarıyı kendisine mal eder, başarısızlığı başkasının üzerine yıkar.
Önce insanlara güven verir, ardından güveni kötüye kullanır, insanları yaya bırakır...

İstisnalar mutlaka kaideyi bozmaz. Genel olarak yapımız budur. Örnekleri çoğaltabiliriz. Nasıl olmalıyız?


İnsanoğlu nisyan ile maluldur, hata yapar. Önemli olan hatada ısrar etmemesi Adem ve Havva gibi suçumuzu kabullenip itiraf edip özür dileyebilen, Davut  gibi elinin emeğini yiyen, İbrahim gibi tek başına mücadele eden, öz güven sahibi, Yusuf gibi: "Nefsim kötülüğü emrediyor" deyip nefsi dizginlemeye çalışan, Muhammed gibi 'Emin' olan, Musa gibi haksızlığa tahammül etmeyen, Süleyman gibi makam ve mevki ile şımarmayan, yaptığı hayır ve hasenatta tüm peygamberler gibi "Ben sizden herhangi bir ücret istemiyorum" diyebilen örnek şahsiyetler olabilmektir. 16/06/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder