Hangi
kanalı açsam yayında olan ya iftar, ya sahur programı… Ramazan'da ne yapılmalı,
ne yenmeli, nasıl beslenmeli, oruç nasıl tutulur, orucu bozan şeyler nelerdir,
orucun önemi gibi konular çıkarılan uzmanlarıyla enine boyuna konuşuluyor.
Belediyelerimiz mahalle mahalle iftar programları, akşamında da değişik
etkinliklerle Ramazan ayını kutlamaya devam ediyorlar.
İçerisinde
bin aydan daha hayırlı bir geceyi barındıran Kur'an ayı Ramazan kutlamalarımız
içerisine girdi bile. Hız kesmeden devam ediyor. Hep konuşuyor, hep anıyoruz.
Halbuki Ramazan icraat ayıdır, yaşanılacak aydır, rektifiye ayıdır. Sözün
bittiği yerdir. Samimiyet testinden insanların geçtiği aydır. Herkesin kendi
çapında temizlenme, arınma ayıdır. Kur'anla hemhal olma ayıdır. Sözün fiiliyata
dönüştüğü aydır. Nefse verilecek eziyetle doğruluğun, dürüstlüğün, paylaşmanın
ortaya çıkarılacağı aydır. İbadet ayıdır. Sükutun altın olduğu aydır. İnziva
ayıdır, öz eleştiri, empati, kritik ayıdır.
Evet
böyle olması gereken bir aydır. Biz ne yaptık yine? İşi gevezelize, lafazanlığa
verdik yine. Yaşanacak ayı konuşan aya döndürdük. Kendimiz İslam olacağımız
yerde kanalları, gazeteleri İslamlaştırdık. Fakirin değil de sunucu ve program
yapanların ceplerini doldurduk. Kimimiz orucu uykuya tutturdu. Kimimiz yaptığı konuşmalarıyla,
kimimiz iftarıyla reklamını yaptı. Kamu
malını bol keseden dağıttık, zengin fakir demeden. Kendi cebimizden iftar
vermekten ziyade kuruluşlarımız seferber oldu. Önceliklerimizin başına iftar
programları kondu. Boğazımızdan lokmalar geçti, başkasına geçit vermedik.
Ramazan'ı
şanına yaraşır şekilde yaşayamadık. Kendimizi temizleyemedik. Çünkü gıybet,
iftira vb gırla gidiyor yine. Birbirimizi boğazlamaya devam ediyoruz.
Anlaşabildiğimiz ortak konulardan ziyade ayrışma noktalarımız ön plana çıktı.
Birbirimize hayatı dar etmeye çalışıyoruz nedense. Bir ve beraber yaşamanın
ortak noktaları ön plana çıkacağı yerde uzlaşılmaz ve anlaşılmaz ayrılıklarımız
körüklendi yine. Maneviyat ön planda olacağı yerde her konuda olduğu gibi
Ramazan'ı da kendimize benzettik. İcraat ayını izahat ayına dönüştürdük. Helal
olsun bize!
Yediğimiz
yemeğin midemize indiği gibi konuştuklarımızın
da boğazdan içimize sirayet etmesi zamanı. Kimin ne dediği önemli değil. Zaman
kulakları tıkayıp bildiğimizi yaşama zamanı. Ne yediğimiz, ne içtiğimiz önemli
değil. Önemli olan samimiyetimizin ortaya çıkması. Kimsenin gönlünü kırmadan,
kalbini incitmeden Yaratan’ın gözüne ve gönlüne girme zamanı…
Dilimiz
sükut orucu tutsun... İcraat yapalım… Kâl ehli değil de hâl ehli olalım...14/06/2016
* 16.06.2016 tarihinde Kahta söz gazetesinde yayımlanmıştır
* 16.06.2016 tarihinde Kahta söz gazetesinde yayımlanmıştır
Yorumlar
Yorum Gönder