14 Haziran 2016 Salı

İbadet ayında dillerimiz de oruç tutsun!*

Hangi kanalı açsam yayında olan ya iftar, ya sahur programı… Ramazan'da ne yapılmalı, ne yenmeli, nasıl beslenmeli, oruç nasıl tutulur, orucu bozan şeyler nelerdir, orucun önemi gibi konular çıkarılan uzmanlarıyla enine boyuna konuşuluyor. Belediyelerimiz mahalle mahalle iftar programları, akşamında da değişik etkinliklerle Ramazan ayını kutlamaya devam ediyorlar.

İçerisinde bin aydan daha hayırlı bir geceyi barındıran Kur'an ayı Ramazan kutlamalarımız içerisine girdi bile. Hız kesmeden devam ediyor. Hep konuşuyor, hep anıyoruz. Halbuki Ramazan icraat ayıdır, yaşanılacak aydır, rektifiye ayıdır. Sözün bittiği yerdir. Samimiyet testinden insanların geçtiği aydır. Herkesin kendi çapında temizlenme, arınma ayıdır. Kur'anla hemhal olma ayıdır. Sözün fiiliyata dönüştüğü aydır. Nefse verilecek eziyetle doğruluğun, dürüstlüğün, paylaşmanın ortaya çıkarılacağı aydır. İbadet ayıdır. Sükutun altın olduğu aydır. İnziva ayıdır, öz eleştiri, empati, kritik ayıdır.

Evet böyle olması gereken bir aydır. Biz ne yaptık yine? İşi gevezelize, lafazanlığa verdik yine. Yaşanacak ayı konuşan aya döndürdük. Kendimiz İslam olacağımız yerde kanalları, gazeteleri İslamlaştırdık. Fakirin değil de sunucu ve program yapanların ceplerini doldurduk. Kimimiz orucu uykuya tutturdu. Kimimiz yaptığı konuşmalarıyla, kimimiz iftarıyla reklamını yaptı.  Kamu malını bol keseden dağıttık, zengin fakir demeden. Kendi cebimizden iftar vermekten ziyade kuruluşlarımız seferber oldu. Önceliklerimizin başına iftar programları kondu. Boğazımızdan lokmalar geçti, başkasına geçit vermedik.

Ramazan'ı şanına yaraşır şekilde yaşayamadık. Kendimizi temizleyemedik. Çünkü gıybet, iftira vb gırla gidiyor yine. Birbirimizi boğazlamaya devam ediyoruz. Anlaşabildiğimiz ortak konulardan ziyade ayrışma noktalarımız ön plana çıktı. Birbirimize hayatı dar etmeye çalışıyoruz nedense. Bir ve beraber yaşamanın ortak noktaları ön plana çıkacağı yerde uzlaşılmaz ve anlaşılmaz ayrılıklarımız körüklendi yine. Maneviyat ön planda olacağı yerde her konuda olduğu gibi Ramazan'ı da kendimize benzettik. İcraat ayını izahat ayına dönüştürdük. Helal olsun bize!


Yediğimiz yemeğin  midemize indiği gibi konuştuklarımızın da boğazdan içimize sirayet etmesi zamanı. Kimin ne dediği önemli değil. Zaman kulakları tıkayıp bildiğimizi yaşama zamanı. Ne yediğimiz, ne içtiğimiz önemli değil. Önemli olan samimiyetimizin ortaya çıkması. Kimsenin gönlünü kırmadan, kalbini incitmeden Yaratan’ın gözüne ve gönlüne girme zamanı…

Dilimiz sükut orucu tutsun... İcraat yapalım… Kâl ehli değil de hâl ehli olalım...14/06/2016
* 16.06.2016 tarihinde Kahta söz gazetesinde yayımlanmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder